Çeviride kaybolan başka şeyler de var, insan sezgisi gibi. | TED | هناك أشياء أخرى تفُقد في الترجمة أيضاً، مثل الحدس البشريّ. |
Tabii, başka şeyler de var. Meselâ sağ kalmak gibi. | Open Subtitles | أعني، هناك أشياء أخرى مثل ، أني أريد البقاء حياً |
Bu sorumluluklardan konuşmak iyidir ama hayatta başka şeyler de var. | Open Subtitles | لمن الحسن والجيّد التحدث عن المسئوليات، ولكن هناك أشياء أخرى بالحياة. |
Şu hayatımda saçmalıklarına katlanmak dışında başka şeyler de yapayım demiştim. | Open Subtitles | أردت أن أفعل أمور أخرى في حياتي غير التعامل مع هراءكِ |
Evet fakat öngörüde başka şeyler de vardı. | Open Subtitles | نعم. ولكن هناك المزيد في رؤيتها. |
Yaşamda yağlı kazık yarışından başka şeyler de var Philip. | Open Subtitles | هناك اشياء اخرى بالحياة غير الاقطاب الدهنية, فيلب |
Birlikte çalışırken çok yakındık. Uzun saatler sürüyordu. başka şeyler de yaptık. | Open Subtitles | لقد عملنا بقرب سوياً لساعات طويلة وفعلنا بعض الأشياء الأخرى سوياً أيضاً |
başka şeyler de söyledi. | Open Subtitles | وأستعملت كلمات أخرى أيضاً |
Bayağı sayıp sövdüğüm oldu, bayağı da kaçtığım oldu başka şeyler de vardı. | Open Subtitles | لقد كُنت أهرب منهم طوال الوقت ـ أشياء أخرى ـ أشياء أخرى ؟ |
Bilmeni isteriz ki, yapabileceğin başka şeyler de var, fakat kolej senin için uygun değil." gibi şeyler söylüyorlardı. | TED | حسنا، انتي تعلمين ان هناك أشياء أخرى يمكنك فعلها لكن هذا لن يعمل في صالحك |
Fakat başka şeyler de yapabilirsiniz, çünkü o zamanlarda deniz yolları, belirli güzergahlara sahipti. | TED | يمكنك أن تفعل أشياء أخرى ايضا، لأن في هذه الطرق البحرية، هناك أنماط منتظمة. |
Belki göz önünde bulundurmamız gereken başka şeyler de vardır. | TED | ولكن ربما هناك أشياء أخرى ينبغي أن نفكر بها، |
Fakat önemli olan başka şeyler de var. | Open Subtitles | ولكن هناك أشياء أخرى التي تعتبر مهمة أيضا. |
başka şeyler de yaptım. Berbat, mide bulandırıcı şeyler. | Open Subtitles | أفعل أشياء أخرى رهيبة وأشياء مثيرة للاشمئزاز |
Fakat imkansız ve yapılamayacak başka şeyler de var, Anna! | Open Subtitles | لكن هناك أمور أخرى أمور مستحيلة ، ولا يمكن القيام بها |
Ve vücudunuzda, özellikle koşmak için tasarlanmış başka şeyler de var. | Open Subtitles | وهناك أمور أخرى تخص بدننا وجدت من أجل الجري |
Erkekler uzaktayken başka şeyler de olur... | Open Subtitles | هناك أمور أخرى تحدث عندما يرحلون الرجال، |
Gece hava sakin, huzurlu, berrak ay, birkaç yıldız, tüm bunlar, fakat orada başka şeyler de var, o kadar garip şeyler ki varolduklarından emin değildik. | Open Subtitles | قد تبدو سماء الليل هادئة، ساكنة، يلمع فيها قمر فضي، وبضعة نجوم، وما إلى ذلك، بيد أن هناك المزيد في الأعلى، أشياء غريبة جداً لم نكن واثقين حتى من وجودها. |
Hayır. İlgimi çeken daha başka şeyler de var. | Open Subtitles | كلا، هنا اشياء اخرى تهمنى ايضآ |
Ancak yapabileceğimiz başka şeyler de var, örneğin makine bilimi, finans, tıp... | TED | لكن يوجد مجموعة من الأشياء الأخرى التي نستطيع القيام بها، مثل الميكانيكا والمالية والطب، إلى آخره. |
başka şeyler de söyledi. | Open Subtitles | وأستعملت كلمات أخرى أيضاً |
Eğer peşinde olduğun başka şeyler de varsa onu da çalman gerekecek, hepsi bu. | Open Subtitles | لقد سرقت شركتي، إذا ما كان هناك أي شيء آخر تلاحقه |
Endişelenmemiz gereken başka şeyler de var mı? | Open Subtitles | ماذا ؟ أهنالك أشياء يجب أن نقلق بشأنها ؟ |
Seyahatten önce yapman gereken başka şeyler de var mı? | Open Subtitles | هل هناك اي اشياء اخري يجب عليكي ان تفعليها لتستعدي للأنفصال ؟ |