Olan bu! Başka seçeneğim var mıydı? Adam bizi kazıklayacaktı. | Open Subtitles | لم يكن لدى خيار آخر السافل كان ذاهب الى ويلش |
Doğru, onun için çok üzgünüm ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أجل، آسفة للغاية حيال ذلك لم يكن أمامي خيار آخر |
bense hala bir bakir ve meteliksizdim Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
Daha iyi iyilik için onu sonlandırmaktan Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم أمتلك أي خيار سوي أن أتخلص منه للصالح العام |
Madam, sizi zinadan dolayı suçlu bulmaktan Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سيدتي , ليس أمامي خيار سوى توجيه تهمة الزنى لكِ |
Bu yüzden, devam etmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | ولذالك ، انا لم املك خيار اخر الا المضي قدما للامام |
- Başka seçeneğim yok. - Bu konuda dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | ليس لدي خيار آخر ـ لكن كن حذرا بهذا الشأن |
Karate saldırı için kullanılmamalı, ama Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | الكارتيه ليس للأستخدام العدواني ولكني ليس أمامي خيار آخر |
Eksi veririm. Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سأضع لك علامة راسب، وليس لديَّ أي خيار آخر |
Üzgünüm ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أنا آسفة حقاً, لكنني شعرت أنه لا يوجد خيار آخر لا خيار؟ |
Sen olmanı istemezdim, ama karnım çok aç, Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لم يكن من اللازم أن تكوني أنتي و ليس لدي خيار آخر |
Ama Başka seçeneğim yoktu. Ya size gelecek ya da onu düşmanlarına bırakacaktım. | Open Subtitles | لكن ليس لديّ خيار آخر، ما لم أسلمه بالكامل إلى أعداءه. |
Ama şunu kesin olarak biliyorum ki, başın açık bir yataklı vagon kondüktörü... olarak işine devam etmek istiyorsan, seni derhal trenden indirmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | .. ولكني أعلم أنك إذا كنت تود ممارسة وظيفة .. عامل عربة النوم ورأسك مكشوف فأني لا أملك أي خيار إلا طردك من القطار فوراً |
Tom, David Brice'a zarar verecek bir şey yapmaya kalkışırsan sana engel olmaktan Başka seçeneğim olmaz | Open Subtitles | ، توم، إذا كان فى نيتك فعل اى شئ يُضر بديفيد برايس لن يكون لدى اى خيار سوى ان اتاكد انك ستجنى ثمار فعلتك |
Evet, madem sohbet etmiyoruz size dans etmeyi teklif etmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | حسنا .. بما انه ليس لدينا كلام نقوله دعينا نرقص ليس لدي اي خيار اخر سوى دعوتك للرقصة القادمة |
Kazanan albüm anlaşması yapıyor. Bu gece olacak. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | الفائز يحصل على عقد تسجيل وهيا الليلة, أسمعي لم يكن أمامي خيار أخر |
Peşimden ayrılmıyordun, Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | عندما لم تترك لي مجال, لم تترك لي خياراً آخر |
Çin'e gitmek nasihat sebebi, biliyorum. Ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف أن الذهاب إلى الصين يستدعي محاضرة مهمة لكن لم يكن لدي الخيار |
Şimdi daha zor, ama Başka seçeneğim yok. Onları durdurmalıyım. | Open Subtitles | سأصبح اقوى الآن لكن ليس لدي خيار يجب ان اوقفهم |
Kaldı ki ancak Başka seçeneğim kalmadığında öldürdüm. | Open Subtitles | و انا لا أفعل ذلك إلا حينما لا يكون أماي خيارٌ آخر. |
Eğer kimse sorumluluk almıyorsa istifa etmekten Başka seçeneğim kalmıyor. | Open Subtitles | لو لم تتمّ مجازاة أحدٍ، فلا خيار أمامي سوى الاستقالة. |
Başka seçeneğim yok. İkinci Aşamaya geçmeniz için onay veriyorum. | Open Subtitles | ليس لدى خيارا اخر , سأضطر للتأكيد بالأنتقال للمرحلة الثانية |
Bu fabrika üretemiyordu. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | المصنع لم يكن منتجاً، لم تكن لديّ خيارات أخرى |
Başkan Hanım, bugün olanların ışığında, yönetiminizin geleceği açısından, korkarım ki baş danışmanlık görevimden istifa etmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة على ضوء ما حدث ومن أجل الحفاظ على إدراتك يؤسفني من أنني لا أملك خياراً سوى الإستقالة من منصب رئيس مستشارينك |