Tüm yaşananlar için özür dilerim ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعتذر بخصوص كل شئ حدث. ولكن لم يكن لدي خيار. |
Başka seçeneğim yoktu. Sen bu konuda konuşmak istemedin. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار , لم تودي الحديث بخصوص ذلك |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | عنما لا تملك الخيار وأنا لم يكن لدي خيار |
bense hala bir bakir ve meteliksizdim Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أما أنا فكنت لا أزال بتولاً؛ وأعزب ومفلساً؛ لم يكن لديّ خيار آخر |
Bu kadar karışmanı istemiyordum, ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أريد لإشراك لك هذا بكثير ولكن لم يكن لدي أي خيار آخر. |
Olanların hiçbirini ben istemedim. Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أسمع، لا أريد أن أفعل هذا الأمر و ليس لدي خيار آخر |
Başka seçeneğim yoktu. Uyuyamadım. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار لا أستطيع النوم و أنا أعرف |
Başka seçeneğim yoktu. Gelmek zorundaydım. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار آخر كان يجب علي أن آتي هنا |
Sana söylüyorum, Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لكن هذا منزلهُ صدقني بهذا لم يكن لدي خيار |
Başka seçeneğim yoktu çünkü deşifre makinesi bende değil. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار لأن جهاز التشفير ليس بحوزتي. |
Başka seçeneğim yoktu. Benim bölgeme giriyordu. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار كانت تريد الإعتداء على أرضي. |
Onunla yapılan röportajda 'Başka seçeneğim yoktu, tabii ki atlamak zorundaydım,' dediğini söylüyorlar. | TED | قالوا، حسنا ولكنك حينما أجريت مقابلة معه، قال: "لم يكن لدي خيار. كان يجب أن أقفز، بالتأكيد." |
- Başka seçeneğim yoktu. - Öyleyse şimdi seç bakalım. | Open Subtitles | ـ كان لم يكن لديّ خيار ـ لذا إختر الأن |
Bunların hiçbiriyle uğraşmaya hazır değildim ama birden Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن مستعدة للتعامل مع أيّ من هذا باستثناء فجأة لم يكن لديّ خيار |
Bu, seçmenlerimizde soru işaretlerine neden olabilir ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | الآن، أعلم أن هذا قد يضع الناخبين لدينا في موضح الشّك ولكن لم يكن لدي أي خيار آخر |
Başka seçeneğim yoktu. Onu teslim etmek zorundaydım. | Open Subtitles | ليس لدي خيار آخر يجب أن أدخلها المصح |
Çin'e gitmek nasihat sebebi, biliyorum. Ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أعرف أن الذهاب إلى الصين يستدعي محاضرة مهمة لكن لم يكن لدي الخيار |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم يكُن لديّ خيار |
Doğru, onun için çok üzgünüm ama Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | أجل، آسفة للغاية حيال ذلك لم يكن أمامي خيار آخر |
Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن امامي إختيار. |
Başka seçeneğim yoktu. Sonra açıklarım her şeyi. Sen sadece uzak dur. | Open Subtitles | لم يكن عندي خيار, سأشرح لك في وقت آخر أبقي خارج الموضوع |
Başka seçeneğim yoktu! | Open Subtitles | لم يكن لديَّ أي اختيار |
10 defa söyledim sana, hapse girmek istemiyorsan Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | -أخبرتك من قبل لم يكن لي خيار مالم تمانع بدخول السجن |
Başka seçeneğim yoktu. Sen bütün hafta sonumuzu sabote etmeye çalıştıysan da. | Open Subtitles | ليس لدى خيار , بالرغم من أنك حاولت تخريب العطله الاسبوعيه بالكامل |
Başka seçeneğim yoktu. Biz de velayeti bölüşerek arkadaş kalmaya karar verdik. | Open Subtitles | ولم يكن لدي خيار ، لذا قررنا ان نتشاركالحضانةونبقىاصدقاء. |
Kapıyı kapatmak zorundaydım, Başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | اضطررت إلى إغلاق الباب لم يكن هناك خيار آخر |