O canavar, başkalarına yardım etmemi sağlıyor, babamın yaptığı gibi. | Open Subtitles | أنا أستخدم هذا الوحش لمساعدة الآخرين ، كما فعل أبي |
başkalarına yardım etmekte kullanmanızı sağlar. | TED | وبالمقابل، أتمنى أن تقوموا باستخدام تجاربكم لمساعدة الآخرين. |
Veren taraf başkalarına yardım edip takımı ilerletmeye çalışırken çok zaman harcıyor, bu yüzden de maalesef çok mağdur oluyorlar. | TED | المِعطاؤن يقضون الكثير مِن الوقت لمساعدة الآخرين وتطوير الفريق ، لكن وللأسف يُعانون دائماً. |
Zamanının büyük çoğunluğunu başkalarına yardım ederek geçiren başarılı bir seri girişimci. | TED | هو رائد أعمال ناجح جداً يقضي الكثير من وقته في مساعدة الآخرين. |
Eşitsizliği ortadan kaldırmamızın tek yolu ayrıcalıklarımızı görmek ve onları başkalarına yardım etmek için kullanmak. | TED | الطريقة الوحيدة لسد فجوة انعدام المساواة هي بالاعتراف بالامتيازات التي مُنحت لنا واستغلالها في مساعدة الآخرين. |
Sen harika birisin, ama başkalarına yardım etmekten kendin göremiyorsun. O arkadaşına iyi bakıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ شخصية مدهشة، ولكنك مشغولة جداَ بمساعدة الآخرين |
-Ama başkalarına yardım etmek de... | Open Subtitles | لكن الأمر يتعلق أيضاً بمساعدة الآخرين .. |
Para bağışlamak ve başkalarına yardım etmek ille de mutluluk getirmez. | TED | إنفاق المال لمساعدة الآخرين لا يضمن السعادة بالضرورة |
Ondan öğreneceğim hiçbir şey başkalarına yardım edebilmemi sağlamayacak. | Open Subtitles | ولا استطيع تعلم اي شيء منها لمساعدة الآخرين لتجنب اخطائها |
İmgelemlerini, geçmişte olduğu gibi başkalarına yardım etmek için de kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إستخدام رؤاك كما كنت تفعل في الماضي لمساعدة الآخرين |
Cesurca yaşayacağıma, elimde oldukça başkalarına yardım edeceğime gereken şeyleri koruyacağıma yemin ederim, Tanrı yardımcım olsun. | Open Subtitles | اقسم لهذا العيش بشجاعة لمساعدة الآخرين عندما استطيع |
- Hastalara duyduğun merhamet ve başkalarına yardım etme arzun yüzünden yaptın sanırım. | Open Subtitles | -كله بإسم التضامن -والرغبة الجامحة لمساعدة الآخرين |
Ama böyle düşünerek insan olmanın en iyi yönlerinden birini kaçırıyoruz: Biz başkalarına yardım etmekten zevk duyabilecek şekilde geliştik. | TED | ولكن حين نفكر فيه بهذه الطريقة، نفقد أحد أهم مميزات كونك إنسان: أننا تطورنا لإيجاد المتعة في مساعدة الآخرين |
Bu bizim görevimiz. başkalarına yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | لم نفعل أكثر من واجبنا في مساعدة الآخرين |
Karen McCluskey her zaman başkalarına yardım etmesi gerektiğine inanmıştır, | Open Subtitles | كارين مكلاسكي) ، تؤمن دائماً بمساعدة الآخرين) |
Şey, başkalarına yardım etmek hoşumuza gidiyor. | Open Subtitles | حسناً, نستمتع بمساعدة الآخرين |