Fkat bu yarışa girmenin bedeli şu olurdu: şöyle diyebilirsiniz: Başkan'ın hedefini kullanalım. | TED | لكن السعر للدخول في هذه المنافسة سيكون، يمكنك فقط، القول، استخدم هدف الرئيس. |
Bu Başkan'ın her gün imza atarken kullandığı kalem, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو القلم الذي يستخدمة الرئيس يومياً ليوقع الاوراق اليس كذلك؟ |
Sence Başkan'ın zor olanı yapma yeteneği var mı Mike? | Open Subtitles | هل تصدق بأن الرئيس قادرعلى إنجاز الأعمال الصعبة ، مايك |
Söylentilere göre, Başkan'ın, başarısızlıkla sonuçlanan suikastte aldığı yaralar iyileşmiş ve kısa bir süre sonra demeç vermesi bekleniyor... | Open Subtitles | وقد تعافى الرئيس بشكل غير مباشر من إصاباته التى عانى منها نتيجة محاولة إغتياله والمتوقع أن يُلقى كلمة قريباً |
Başkan'ın iklim çalışma ekibi ile iki kez konuşma ayrıcalığına eriştim. | TED | حصل لي شرف الحديث مرتين للجنة تغيّر المناخ التابعة للرئيس |
- Başkan'ın kanseri için bir çare bulduğunuzu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول أنك قد وجدت علاج لسرطان الرئيسة ؟ نعم |
Başkan'ın kararını ilan etmesine iki gün kalmışken Ashley'nin sorunları, potansiyel başkan yardımcısı açısından çok uygunsuz bir zamanda baş gösterdi. | Open Subtitles | مشـاكل لم تستطيع ان تـأتي في لحظه منـاسبه لـ المحتملين بـ ان يصبحوا نائب الرئيس متبقي يومين لـ يعلن الرئيس اختيـاره |
Başkan'ın bu şehri yakıp yıkıp koca bir klozete atarak sifonu çekmesi gerek. | Open Subtitles | يجب على الرئيس إحراق هذه المدينة أو يتخلص منها بوضعها في مرحاض ضخم |
İnsanlar, çocuğun casus olduğu konusunda Başkan'ın yalan söylediğini düşünüyor. | Open Subtitles | الناس سيعتقدون أن الرئيس كذب حول ذلك الطفلِ وكونه جاسوس. |
Her halükarda, bu Başkan'ın bilmesi gereken bir şey değil. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين، الرئيس لا يحتاج أن يعرف عن ذلك |
36 dakika önce Başkan'ın uçağından tahliye durumu sinyali aldık. | Open Subtitles | قبل 36 دقيقة، تلقينا إشارة إستغاثة إخلاء من طائرة الرئيس. |
32 dakika evvel Başkan'ın uçağının ve bütün koruma uçaklarının izini kaybettik. | Open Subtitles | بعد 32 دقيقة، أن طائرة الرئيس والطائرات القتالية المرافقة أختفت إشارتهم تماماً |
Bu sonunda Başkan'ın yeniden yarışmayacağını duyuracağı anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل سيعلن الرئيس أخيرا أنه لن يعيد ترشيح نفسه ؟ |
Hata benim, sadece benim. Doug'ın değil. Hele Başkan'ın hiç değil. | Open Subtitles | الخطأ خطأي لوحدي، و بالتأكيد ليس خطأ دوغ، أو خطأ الرئيس. |
Bunu Başkan'ın onayını almadan yaptığına ben de Başkan kadar şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مصدوم تماماً مثل الرئيس أنها ستتصرف هكذا دون موافقته المباشرة. |
Başkan'ın halkın menfaatine hareket etmek için güçlü seçim ve siyasi teşvikleri var. | Open Subtitles | الرئيس لديه حوافز انتخابية وسياسية قوية تجعله يتصرف فيم و في صالح الشعب |
Bırakın Başkan'ın ifade vermesini hiç bir şeyi açıklamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج لتسليم أي شيء ناهيك عن الادلاء بشهادة الرئيس |
Başkan'ın teklif ettiği sınır yasaklarının uygulanmasında ordu bir rol oynamalı mı? | Open Subtitles | القيود الحدودية التي يقترحها الرئيس هل سيؤدي الجيش دوراً في فرضها عموماً؟ |
yani, Başkan'ın güvenimizi tazelediği gibi, hedeflerimizi başaracak yoldayız. | TED | وتأكيد الرئيس على اننا على اننا على الطريق لتحقيق أهدافنا |
Başkan'ın programını ona göre ayarlamam lazımdı ama ben hata yaptım. | Open Subtitles | كان يجب أن أجعلهُ في فندق المملكة كما هو مُعتاد للرئيس ولكنني إرتكبت خطأ |
Ziegler'dan sonra Başkan'ın kampanya menajeri Clark McGregor gazetecilerin önüne çıktı. | Open Subtitles | و بعد إنتهاء زيجلير بوقت قليل قام مدير الحملة الإنتخابية للرئيس كلارك مجريجور بمقابلة رجال الإعلام |
Tek istediğim Başkan'ın istediği özgürlüğünüzü hak etmek için bir fırsat vermek. | Open Subtitles | ...كل ما اريده , ما تريده الرئيسة ..تعرض عليكم الفرصة لكسب حريتكم |
Bay Boz Başkan'ın seçim kampanyasının baş destekleyicilerindendi. | Open Subtitles | السّيد باز كان مساهم كبير إلى حملة رئيس البلدية |
Bu haberle Başkan'ın kalbini kıracaksınız efendim. | Open Subtitles | يا , سيدتي، تَعْرفين أنت ستكسرين قلب الرئيسَ بهذه الأخبارِ. |