Bakın, Başlıklı olmanın ikinizin de hesaba katmadığı başka bir yönü var. | Open Subtitles | ثمّة جزء من كوني ذا القلنسوة لم يفكّر به كلاكما. إحصاء القتلى. |
Sonra uçak düşüşe geçince Başlıklı adam pilota ne yapması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما سقطت الطائرة الرجل ذو القلنسوة أخبر الطيار ماذا يفعل |
Kurdu da yok et. Küçük Kırmızı Başlıklı Kızın Yolculuğu bu. | Open Subtitles | دعك من الذئب ذات القلنسوة المائلة للحمرة في منزل الدببة |
Onların yaşındayken en son ölmüş Kırmızı Başlıklı Kız olmuştum. | Open Subtitles | آخر شيء كنت عليه في عمرهما هو ذات الرداء الأحمر |
Ve insanlar ona Kırmızı Başlıklı Kız adını takmışlar. | Open Subtitles | كانت محبوبة من الجميع و لذلك اطلقوا عليها اسم ذات الرداء الأحمر |
İşte çözüm-- Kırmızı Başlıklı Kız kostümü. | Open Subtitles | هنا الحل بدلة ركوب و قلنسوة حمراء إلى حد ما |
Bu yüzden ona Kırmızı Başlıklı Kız derlermiş." | Open Subtitles | لذا كانت تُدْعى بالراكبة الصغيرة ذات القلنسوة الحمراء |
Hayır, Başlıklı adamdan bahsediyorum. Onları kendisi durduracak. | Open Subtitles | كلّا، بل ذو القلنسوة سيتكفّل بالأمر سيقوم بردعهم جميعًا |
Başlıklı adama karşı bir nefreti olan birisinin olduğu aşikâr. | Open Subtitles | لم نحدد هويّته بعد، لكنّه بالتأكيد أحد ممّن يكنّون مقتًا لذي القلنسوة |
Dinle, Başlıklı adamın birinin boynunu kırmayalı oldukça zaman geçti. | Open Subtitles | انظر، مرّت فترة منذ كسر صاحب القلنسوة أيّ رقبة. |
Gözle görülebilir bir şekilde Başlıklı adam, şehirde pozitif bir güç haline geldi. | Open Subtitles | هذا الرجل ذو القلنسوة كان قوّةً إيجابيّةً في هذه المدينة. |
Bu akşam Başlıklı adamın bir zırhlı araba soygununu önlediğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ "القلنسوة" أحبط عمليّة سرقة سيّارة أموال مدرّعة هذا المساء. |
Galiba Başlıklı'yı açığa çıkarmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | أظنني تبيّنتُ طريقة لإخراج القلنسوة من مخبأه. |
Başlıklı'dan daha tehlikeli bir kanunsuz göster bana. | Open Subtitles | اذكر لي أحدًا أكثر خطرًا وخرقًا للقوانين من القلنسوة. |
Bir gün, Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesinin evine gidiyormuş. | Open Subtitles | في يوم عندما كانت ذات الرداء الأحمر ذاهبة إلي بيت جدتها |
Ve kötü kalpli kurt, kestirme bir yol bulup büyükannenin evine Kırmızı Başlıklı Kız'dan önce varmış. | Open Subtitles | وهكذا اختصر الذئب اللئيم الطريق و وصل إلي بيت الجدة قبل ذات الرداء الأحمر |
Kırmızı Başlıklı Kız karşılaşacaklarından habersiz büyükannesinin evine ulaştı. | Open Subtitles | ذات الرداء الأحمر وصلت إلي بيت الجدة غير مدركة ماذا ينتظرها |
Kurt, Kırmızı Başlıklı Kız'a saldırdı ama Kırmızı Başlıklı Kız'ın lazerli gözleri olduğunu muhteşem dövüş yeteneğini ve büyükannesini Kurt'un şeytani bağırsaklarından fırlatacak güçlü aparkatını bilmiyordu. | Open Subtitles | الذئب هاجم ذات الرداء الأحمر غير مدركاَ أن لدي ذات الرداء الأحمر عيون ليزريه قوي قتالية عظيمة |
Merhaba, Kızmızı Başlıklı Kız. Babaanneni yedim. | Open Subtitles | مرحبا يا ذات الرداء الأحمر لقد أكلت جدتك |
- 102 taneye ihtiyacımız var. Bu sefer Başlıklı bir benekli yavru kürkü istiyorum. | Open Subtitles | نحتاج 102، هذه المرة أريد معطف جراء مرقطاً ذا قلنسوة |
"Bütçe kesintisi önerileri" Başlıklı bir e-postayı sen olsan açar mısın? | Open Subtitles | حسناً، هل كنتِ لتفتحي أي رسالة عنوانها "إقتراح تقليص الميزانيات"؟ |
Artık Başlıklı olarak anılmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أودّ أن أُدعى بالقلنسوة بعد الآن. |
Demek kırmızı Başlıklı kız sensin. | Open Subtitles | لذا أنت البنت الصغيرةَ في القلنسوةِ الحمراءِ. |
Geçen sene parasıyla beni satın almaya kalkmıştı. Tam da Başlıklı beni hücreye tıkmadan önce. | Open Subtitles | حاول رشوتي العام الماضي قبلما يزجّ بي المُقلنس في السجن. |