Selam anne. Birisi bunu babam için bırakmış. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | مرحباً يا أميّ, أحدهم ترك هذه لوالدي, حسن أراكِ لاحقاً. |
-Benim için olmazsa, hiç değilse babam için yap. | Open Subtitles | ان لم تكن ستفعل هذا من أجلي أفعله من أجل أبي. |
Sen ve babam için yaptığım veya öldürdüğüm şeyler var ya sadece beni bazen korkutuyor. | Open Subtitles | من أجلك أو لأجل أبي , أنا مستعد لفعل أي . . شئ حتى أن أقتل , لكن هذا و هذا يخيفني أحياناً |
Arkadaşlar bilsinler ki, bu akşam ki 'Tavuk' yarışı babam için olacak. | Open Subtitles | يا رجال الصحافة، سباق الجبان هذه الليلة .إنما هو من أجل والدي |
İşin sonunda, herşey fazlasıyla anlamsızlaşmıştı, babam için bile. | Open Subtitles | .. في النهاية ، الأمر كان كله سخيفاً حتى بالنسبة لأبي |
babam için olayı örtbas ettiğimi sandılar. Ama o gece gördüğüm şey gerçekti. | Open Subtitles | ظنّوا أنّي أحاول التستّر على أبي لكنّ ما رأيته تلك الليلة كان حقيقيًّا |
- babam için bir şey getirdim. Devonshire kaymağı. | Open Subtitles | انه لوالدي ,كريم من بلدة ديفون شاير الانكليزيه |
Başka şey söylemeden, babam için yaptığın her şeyden ötürü sana teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تقولي أي كلمة أخرى أردت أن أشكرك فحسب من أجل كل ما فعلته لوالدي |
Biliyorsun, babam için bir kız çocuk olmakla ilgili şakalar yapıyorum. | Open Subtitles | تعلمون، إنّهم أقوم باختلاق تلك النكات لأكون ابنة لوالدي |
Annem ve babam için yaptığımı söyleyebiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن تقول أنني أقوم بهذا من أجل أبي وأمي |
Yarın sabah, iki mil açıkta, babam için bir tören var. | Open Subtitles | كما ترى, غدا في الصباح وعلى بع ميلين من الشاطئ سأقوم باحتفال من أجل أبي |
Burda paniklemiş bir şekilde oturuyorum çünkü annem babam için işinden ayrıImıştı ve babamı asla ama asla affetmedi. | Open Subtitles | ظللت جالسة مرتعبه لأن أمي تركت عملها من أجل أبي لكنها لم تسامحه مطلقاً |
Biliyorum ama bunu babam için yapıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعرف، لكنّي أقوم بهذا لأجل أبي. |
babam için yapmadım. Oğlum için yaptım. | Open Subtitles | لم أفعل ذلك لأجل أبي بل فعلتُه لأجل ابني |
Sonra yalvarıyorsun: "Michael, lütfen bunu babam için yap. | Open Subtitles | بعد ذلك تتوسلين لة مايكل, أرجوك قم بهذا العمل من أجل والدي |
babam için yas tutmaya mı yoksa üvey annemi tebrik etmeye mi geldim? | Open Subtitles | هل أعود لأحزن من أجل والدي أم أهنيء زوجة أبي |
babam için, spor adeta din gibiydi... benim içinse, masumiyet! | Open Subtitles | بالنسبة لأبي كانت الرياضة معتقداً و بالنسبة لي كانت حول الصفاء |
Şaka ötesi birşeydi bu babam için. | Open Subtitles | رائـع ، لقد تفوقت على أبي في تنفيذ المقـالب |
babam için çalışan insanlar sürekli uğruyorlar. | Open Subtitles | وهناك أناس الذين يعملون عند أبي هنا دائماً |
Geri dönemezse diye babam için para biriktiriyorum. | Open Subtitles | احتفظ بالباقي لكي أبحث عن أبي إن لم يعد قريبًا |
Elbette, Mike. babam için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | بالتأكيد يا مايك , سأفعل أى شىء من أجل أبى الروحى و أنت تعرف ذلك |
Ben iki gün içerisinde babam için yüzyılın... partisini hazırlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لأجل والدي بعد يومين وهو لا يهتم إطلاقا بل هو يهتم وهو لا يهتم إطلاقا بل هو يهتم |
Eğer babam için çalışacaksa, içine girdiği iş budur. | Open Subtitles | إذا كانت ستعمل لدى أبي فهذا ماستتورط به |
babam için her işi yapan biriydi... | Open Subtitles | لقد كان يؤدي مختلف أنواع الأعمال لدى والدي |
Olmadığım bir şey gibi davranmaktan yoruldum. babam için fareymişim gibi yapıyorum. | Open Subtitles | ارجوك, لقد مملت من كثر التظاهر اتظاهر باني جرذ لابي |
babam için çalışıyorlar. Savaşacaklardır. | Open Subtitles | إنهم يعملون لصالح أبي ، سيُقاتلونا |
Yanlış bir şeyler söyleyip, babam için işleri daha da zorlaştırmaktan korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن أقول شيئا خاطئاً وتصبح الأمور أسوء على والدي. |