İleride karşına çıkacakları iyi yüreğinle ve cesur ruhunla karşılayacağını biliyorum çünkü sen babanın oğlusun. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنكما ستجتمعان بالرغم من ذلك مع طيبة القلب وشجاعة الروح، لأنك أنت ابن أبيك. |
Amerika'ya gitmeyeceksin, sen, babanın oğlusun. | Open Subtitles | أنت لن تذهب الى أميركا فأنت ابن أبيك |
Evet, sen babanın oğlusun, buna hiç şüphem yok. | Open Subtitles | نعم.. أنت ابن أبيك حقاً |
Tam babanın oğlusun. | Open Subtitles | لو قضت وقتًا أطول على ظهرها. أنتِ حقا ابن والدك. |
Tam anlamıyla babanın oğlusun değil mi? | Open Subtitles | انك حقا ابن والدك, اليس كذلك. |
babanın oğlusun. Kadınlar onlar için hiçbir şey değildi, senin için de öyle. | Open Subtitles | إبن أبيك النساء لا نعني شيئاً له و لك |
Tıpkı babanın oğlusun! | Open Subtitles | أنت بالفعل إبن أبيك |
Kesinlikle babanın oğlusun. | Open Subtitles | أنت فعلا ابن أبيك |
Sen gerçekten babanın oğlusun. | Open Subtitles | انت بحق ابن أبيك |
Tam babanın oğlusun. İkinizde de aynı zaaf var. | Open Subtitles | أنت ابن أبيك نفس الضعف |
Görünüşe göre babanın oğlusun. | Open Subtitles | يبدو أنك ابن أبيك. |
Ve sen de babanın oğlusun. | Open Subtitles | وأنت ابن أبيك |
Ama babanın oğlusun o yüzden iyi bir sürüş yapacağız. | Open Subtitles | ولكنك ابن أبيك |
Ama sen babanın oğlusun. | Open Subtitles | لكنك ابن أبيك. |
Aynı babanın oğlusun. | Open Subtitles | أنت فعلاً ابن والدك |
Eğer babanın oğlusun. | Open Subtitles | أنت ابن والدك. |
Ve sen de babanın oğlusun. | Open Subtitles | . وأنتَ إبن أبيك |
Sen babanın oğlusun. | Open Subtitles | و أنت... أنت إبن أبيك |