Torununuza babasından bir telefon ya da mektup geldi mi? | Open Subtitles | هل تلقى حفيدك أي اتصالات أو رسائل من والده حديثا؟ |
Bebek Zeus'un babasından saklandığı en olası yerlerden biri olarak düşünülmüştür. | Open Subtitles | حيث يعتبر المكان السري الذي وضعته أمه فيه للاختباء من والده |
Bazı şeyleri rehin verdi... babasından biraz borç aldı... birazını Katleen den çaldı. | Open Subtitles | لقد قامت برهن بعض الأشياء واقترضت البعض من والدها وسرقت البعض من كاثلين |
Bazı şeyleri rehin verdi... babasından biraz borç aldı... birazını Katleen den çaldı. | Open Subtitles | لقد قامت برهن بعض الأشياء واقترضت البعض من والدها وسرقت البعض من كاثلين |
Kevin'in babasından. Peru'da olduğumuz zaman vermişti. | Open Subtitles | والد كيفن أعطاني إياها عندما ذهبنا إلي بيرو |
O patlamadan sonra babasından arda kalanlar dizkapağı ve bir torba kabuklu yemişti. | Open Subtitles | بعد الإنفجار كل ما تبقى من أبيه هي ركبته و قطعه من خصيته |
Fakat o zaman da kızınız babasından olur, bir koca kazanmak yerine. | Open Subtitles | و لكن عندئذ ستخسر ابنتك أبيها بدلا من أن تربح زوجا |
Hayatlarını sizin hayat hikayenize göre şekillendirirler, tıpkı benim anne babamdan etkilendiğim gibi ve belki de Bageye da babasından etkilendi. | TED | ويشكلون حياتهم بحسب قصة حياتك مثلما فعلت أنا مع أبي وأمي، ربما و ربما أبي فعل المثل مع والده |
Fetüs babasından da gen almıştır. Ve bu genler kendi hayatta kalma şanslarını arttırmak için annenin kaynaklarından paylarına düşenden fazlasını almaya çalışırlar. | TED | حيثُ أن الجنين يرث جينات من والده كذلك. وتعزز تلك الجينات بقاءها عن طريق أستخلاصها أكثر من حصتها الاصلية من الأم من الموارد. |
Ta ki, Han'ın genç oğlunun kalan son canlının bağışlanıp serbest bırakılmasını babasından istediği ana kadar. | Open Subtitles | حتى انه استمر حتى ابن خان الصغير طلب من والده بان اخر مخلوق على قيد الحياة |
Neyse, babasından bahsetmeye başlayana kadar her şey iyi gidiyordu. | Open Subtitles | على الأقل أنا اعتقدت ذلك على أية حال، الأمور كانت تسير على نحو جيد حتى بدأنا نتكلم عن والده |
Sonunda beğendiği bir kadınla tanışıyor, o da, babasından hoşlanıyor. | Open Subtitles | هو أخيرا يلتفي بفتاة أعجبته و الان هي منجذبه إلى والده العجوز |
Madison'ın bu kelimeleri kendi babasından öğrenmiş olabileceği hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | هل جال بخاطرك ان ماديسون ربما سمعت الكلمة من والدها? |
babasından bir hediye olduğunu söylemişti çocukken kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد كانت هدية من والدها و قد فقدتها عندما كانت طفلة |
babasından ayrıldıktan sonra, her şeyi birlikte yaptık. | Open Subtitles | بعد انفصالي عن والدها قمنا بعمل كل شيء سوياً |
6 çocuğunun 3, bilemedin 4 tanesinin babasından. | Open Subtitles | من والد ثلاثة أو أربعة بالكثير من أطفالك الستة |
Şimdi Isha'nın babasından bu evin de kirasını ödemesini söyle. | Open Subtitles | الان , أطلب من والد إيشا أن يدفع أجر هذا المنزل أيضا. |
Ailen nasıl zengin oldu bilmiyorum ama benim ailem babamın babasının babasından beridir zengin. | Open Subtitles | انا لم اعرف ان عائلتك غنية لكن منذ ان والد والد والدى .انا لم اكن غنية مرة واحدة قط فى حياتى |
Bir çocuğun babasından sert olmasını beklediği gibi askerler de disiplin arar. | Open Subtitles | الطفل يريد من أبيه أن يكون حازما و الجنود يتعطشون للإنضباط |
Vardığım sonuca göre, hisse senetlerinde büyük zarara uğramış, ve katı muhafazakar babasından bunu saklamış. | Open Subtitles | فقد كل الأسهم التي تاجر بها وأخفى الحقيقية عن أبيه رجل بصرامة العادات المحافظة |
Fakat o zaman da kızınız babasından olur bir koca kazanmak yerine. | Open Subtitles | و لكن عندئذ ستخسر ابنتك أبيها بدلا من أن تربح زوجا |
"Ondan her şey beklenir" "Aman babasından bahsetmeyin" | Open Subtitles | لا تعرفي ما سيصبح عليه عندما يكبر لن يذكر أباه. |
Öyle olsa bile, ya eski sevgilisinden, ya abisinden, ya da babasından bulmuştur. | Open Subtitles | إذا كان كذلك، فقد حصلت عليه من صديقها السابق ، اخيها ، ابيها |
Niyetim, onu babasından korumaktı. Başka bir şey değil. | Open Subtitles | لم افكر بشيء سوى حمايته من ابيه لا شيء اخر |
babasından o mailleri almaya başladığından beri hayatı allak bullak olmuş durumda. | Open Subtitles | الحياة تبدو صعبة عليها منذ بدأت تحصل على هذه الرسائل من أباها |
Luke sadece bir çiftçi değil, Owen. babasından çok şey taşıyor. | Open Subtitles | لوك ليس مزارع, أوين عنده الكثير من أبوه |
O da babasından izin almadığım sürece, ki bu başka bir zaman konuşulacak bir hikaye. | Open Subtitles | إلا إن كان رضا أبوها وهذه حكاية ليوم آخر |
Onu müzelere götürüp piyano dersi aldırdım hatta saçını benim kuaförümde kestirirdim ama yine de babasından ona bir şeyler geçmiş. | Open Subtitles | أَخذتُك إلى المتاحفِ وأنا أعطيتُك دروسَ بيانو. وأنا قَصصتُ شَعرَه حتى في محلِ تجميلي. لكن هناك ما زالَ البعض مِنْ أبّيه فيه. |
babasından öğrendiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد تعلمت الفرنسية من أبّيها. |
babasından ona acımayacak kadar nefret ediyordu, neredeyse benim kadar. | Open Subtitles | كانت كراهيته لأبيه, تساوي تقريباً كراهيتي. |
Eğer Thinman numarasını yapmasaydım sıkıcı bir işte, sıkıcı sayılarla uğraşıp Dana'nın babasından emir alıyor olacaktın. | Open Subtitles | إن لم أنجح مع الرجل النحيل، كنت ستعمل في وظيفة مملة، تحتسب أرقام مملة، تستجيب لوالد دانا. |