Koltuk altına sıcak haşlanmış yumurta koymak da bacağının tekmelenmesinden kötüdür. | Open Subtitles | ووضع بيضة مغلية ساخنة تحت أبطك أسوأ من ان تٌركل ساقك |
Mesela şöyle bir ifade, ''bacağının güneybatısında bir karınca var.'' | TED | قد تقول أمر مماثل، "هناك نملة على ساقك الجنوب غربية." |
İnzibat sağ bacağının alt kısmını hâlâ bulamadı, sol elini de. | Open Subtitles | الشركة العسكرية مازالت لم تعثر على ساقه السفلى اليمنى ويده اليسرى. |
Ama adeta, ayağın geleneksel tanımından ziyade hayvan bacağının diğer parçalarıyla daha hızlı kontak kuruyor. | TED | وفي الحقيقة، الحيوان يتصل بأجزاء أخرى من ساقه أكثر غالباً من التعريف التقليدي للقدم |
bacağının bir tanesi yorganın dışında kalıp pijamanı kaldırmasına ne demeli? | Open Subtitles | وماذا عن أنك تبقين ساق واحد خارج الغطاء وبجامتك مرفوعة؟ |
Şimdi de onu kurtarmamız lazım yoksa bacağının altını kaybedecek. | Open Subtitles | و الان هي من علينا إنقاذها أو ستخسر ساقها السفلى |
Ama bu iyi bir şey, çünkü bunun anlamı bacağının iyileşeceği. | Open Subtitles | ولكن هذا شيء جيّد, لأنه يعني أنه سيجعلك ساقيك أفضل, حسناً ؟ |
İkinci bir adam vardı ve şöyle dedi, "Öbür bacağının adı ne? " | Open Subtitles | وكان هناك شاب اخر قال له ما اسم ساقك الآخر؟ |
Eğer o bacağının içine yumurtlayan, kurtçuklardan oluşursa, sakın çekme. | Open Subtitles | واذا أصبتي بواحد من هذه الديدان الطويلة التي تفقس بيضها بداخل ساقك لو سمحتي لا تسحبينها |
Bu garip görünüşlü şey bacağının parçalanıp düşmesini engelliyor. | Open Subtitles | و هذا الشيء الغريب هو الذي يحمي ساقك من الإنهيار |
Tümörün kaybolması için bacağının alınmasının iyi bir fırsat olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انك قد خسرت ساقك بالفعل مايعني ان لديك فرصه كافيه بإن الورم قد زال اصلا |
Dev bir timsah gelip, onu ters çevirip, bacağının yarısını koparmış, ve onu dibe sürüklemiş. | Open Subtitles | ,يظهر ذلك التمساح الضخم يقلبه, يقضم نصف ساقه ويجرّه إلى الماء |
bacağının sakatlığı nedeniyle bir yıldır sahalardan uzaktı ve bu oldukça önemli maçla geridönüş yaptı. | Open Subtitles | لم يلعب منذ سنة تقريباً لإصابة في ساقه, و يا لها من رجعة, إنه هنا لينجح. |
Elbette, fakat bu yinede onun bacağının kesilmesini ve kangrenden ölmesini engelliyemedi. | Open Subtitles | أجل، لكنه لم يمنعه هذا من الموت بالغرغرينة، عندما بتروا ساقه. |
Tahlillerini yapın, kolunun ve bacağının röntgenini çekin. | Open Subtitles | والفحوصات التحاليل, أجري وذراعه ساقه على المقطعية والأشعة |
Bir bacağının kurtarılamaması dışında tabi. | Open Subtitles | حسنا, بإستثناء ساق واحدة لم نتمكن من إنقاذها |
Babam oğlunun bacağının bir zenci tarafından kesilmesini hoş karşılamıyor. | Open Subtitles | والدي يكره تلك الحقيقة أن يقطع زنجي ساق أبنه |
PEZ şeker kutusunu ne diye bacağının üstüne koydun ki? | Open Subtitles | لماذا وضعت علبة الحلوى على ساقها في المقام الأول؟ |
Zavallı şey hayvan hastanesinde. bacağının kırıldığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | المسكينة في المشفى يعتقدون أن ساقها مكسور |
Benimle bu konuda konuşmaktansa iki bacağının da kırılmasını tercih edersin. | Open Subtitles | أتفضل أن تُحطّم كلاً من ساقيك عن إجراء محادثة معي حول هذا |
Kırmızı göz yoktu. bacağının arasında kuyruk yoktu. | Open Subtitles | لا عين الحمراء لا ذيل بين ساقيك |
Yanındaki Mike. bacağının yarısını bir motosiklet kazasında kaybetmiş. | Open Subtitles | و الذي بجانبه اسمه مايك قطعت نصف رجله في حادث دراجة |
5 yaşındayken babası bir bacağının üstünden kamyonetle geçmiş | Open Subtitles | ولكنعندماكانتفيالخامسة.. والدها دهس أحد ساقيها بـ شاحنته |
bacağının tamamını göreyim. | Open Subtitles | ؟ عدل وضع ساقَكَ لأراها بشكل كاملَ. |