Başımı bacaklarının arasında makasa almaktan daha mı erkeksi bir şey? | Open Subtitles | أفعالٍ أكثر رجولية من عصر رأسي بين ساقيك أثناء مسكةِ المقصّ؟ |
Annem demişti ki, ...bacaklarının arasından bakarsan karşındaki hayalet mi değil mi anlarmışsın. | Open Subtitles | والدتي أخبرتني مرة اذا نظرت بين ساقيك تستطيع ان تعرف اذا هم اشباح. |
Neredeyse yukarıdayken elimi bacaklarının arasına soktum. | Open Subtitles | عندما كانت تقريبا على السلمة العليا لصقت يدي فيما بين ساقيها من الخلف |
Çakal kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp sürünerek gitti. Güzel. | Open Subtitles | حسنا ، إبن الآوي قد طوى ذيله بين ساقيه و ذهب بعيدا |
O, bacaklarının arasındaki o güzel tahta parçasına yaptığın muameleyi görmeden önceydi. | Open Subtitles | هذا كان قبل أن أراك تداعب تلك القطعة الخشبية الجميلة بين رجليك |
Her tarafını elledi! Ellerini çıplak bacaklarının üstüne koydu. | Open Subtitles | لقد كان يتلمس جميع جسدكِ ويضع يده على ساقيكِ العاريتين |
Kafanı bacaklarının arasına koyarsan ve güneş şuradaki ağaçların üstündeyse onlara su verme zamanıdır. | Open Subtitles | إن وضعت رأسك بين ساقيك وكانت الشمس فوق الأشجار فإنه قد حان الوقت لسقيهن الماء. |
Tanımadığın bir grup insan karşısında küçük düşersin, rezil olursun ve kuyruğunu bacaklarının arasına alarak oradan kaçmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | ستشعر بالإحراج والمذلة أمام مجموعة كبيرة من الناس، وتضطر للخروج مخزياً وذيلك بين ساقيك |
Yani demek istediğim, hiç bacaklarının yerinden çıkacağını düşündürecek kadar hızlı koşmadın mı? | Open Subtitles | هل ركضت بسرعة لدرجة أنك شعرت بأن ساقيك ستسقطان؟ |
bacaklarının arasında ne olduğunu sanıyorsun, ibne? | Open Subtitles | ما رأيك أن يكون لديك بين ساقيك , الأحمق ؟ |
Bacaklarını arasını o sert seleye koyarsın, böylece uzun bir süreliğine bacaklarının arasında başka sert bir şey olmaz. | Open Subtitles | تضعُ ذلكَ المقعَد القاسي بينَ ساقيك و ربما لن يكون لديكَ شيءٌ قاسي بينَ ساقيك لمُدة طويلة جداً |
Ben de yine elimi bacaklarının arasına soktum o da bacaklarını kapattı. | Open Subtitles | وضعت يدي مابين ساقيها مرة أخرى أغلقت فخذيها عليها |
Her kadının kalbine bir delik vardır ve bacaklarının arasındaki delikle bağlantılıdır. | Open Subtitles | كل فتاة بها ثقب في قلبها وهو متصل للثقب بين ساقيها |
Polis, Kira'dan o kadar korktu ki kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıp kaçtılar. | Open Subtitles | هل تقول بأن قسم الشرطة يدس ذيله بين ساقيه خوفاً من قدرة كيرا؟ |
Kasık bölgesinde, bacaklarının alt kısmında ve belinde ciddi ağrıları var | Open Subtitles | ألم شديد في المنطقة المغبنية ينتشر إلى ساقيه وأسفل الظهر |
Bu bacaklarının arasındaki ne o zaman? | Open Subtitles | أخبرني ما الذي يوجد هنا بين رجليك ؟ ها ؟ |
Sıkıntım bacaklarının arasıyla oynayışı değil, aklınla oynayışı. | Open Subtitles | مشكلتي ليست لأنها تعلم كيف تلعب بالشيء الذي بين ساقيكِ أفضل مني، لكن بسبب الشيء الذي بين أذنيك |
bacaklarının ne kadar kısa olduğunu hatırlatmak için uğradım. | Open Subtitles | جئتُ فقط لتذكيرك كم قصيرة هي سيقانك حقّاً. |
Kuyruğu bacaklarının arasına gider ve cinsel organlarını örter, kulakları düşer. | Open Subtitles | يدخل ذيله بين رجليه مغطيّاً أعضائه التناسليّة و يخفض أذنيه |
Zevk... Sıcacık, bacaklarının arasında başını yakan, yumuşacık nemli bir okşama! | Open Subtitles | النشوة هي مثل رأس دافئ، محترق بين فخذيك, مداعبة ناعمة، رطبة التي تنمو. |
Topun önden gelirken, ...bacaklarının arasından geçirdi, uzak doksana derslik bir şu attı. | Open Subtitles | من خلال السيقان , الى جهه الزاوية ونهاية نموذجية الجهة البعيدة |
O aralar, ilginç buluşmalar yaşıyordum; dünyanın farklı köşelerinde çita bacaklarının tasarımıyla ilgili konuşma yapmam için gelen birçok daveti kabul ediyordum. | TED | لقاءات فضولية بدأت تحدث لي في ذلك الوقت وكنت أقبل دعوات عديدة للتحدث عن تصميم أرجل الفهد حول العالم |
Oturup uzun uzun bir daha yürüyemeyeceğinden bahsediyor ve yürüyebilen insanların iş gören bacaklarının değerini bilmeleri gerektiğini söyleyip duruyor. | Open Subtitles | ومدوناته المأساويه عن عدم مقدرته على المشى مجدداً وكم يجب على الأصحاء أن يُقدروا مدى النعمه فى صحة أرجلهم |
Mesela, köpeğin bacaklarının arasından geçişi Harry Lime ve kedisi ile tıpa tıp aynı. | Open Subtitles | كما قام الكلب الساقين , كما هاري الجير والقط. |
Bacakları, tam olarak bacaklarının kalçasıyla birleştiği alan. | Open Subtitles | أرجلها وبالضبط في مكان إلتقاء رجليها ظهرها. |
Hükümet metal bacaklarının parasını ödedi. | Open Subtitles | دفعوا لها مقابل ساقين اصطناعيّتين. |