Yine de, bu bakımın ortalama maliyeti, çocuk başına yılda sadece dört yüz dolar. | TED | ولكن بلغ متوسط تكلفة هذه الرعاية 400 دولار للطفل سنويًا فقط. |
İşte bu ayrımı getirir, bakımın hastalık merkezli bir modelden hasta, insan merkezli bir modele geçmesi ve işte bu, bakımı yaratıcı, üretken, oyuna benzeyen bir harekete dahi dönüştürür. | TED | هنا, نجد الفارق بين نموذج الرعاية الذي محوره المرض أو محوره البشر وهنا حيث يصبح الأهتمام فعل ابداعي وتوليدي وإيضا ًمرح |
Kişisel bakımın maliyet düşürücü olduğu ispatlanmıştır. | TED | كيف يمكننا أن نوظفها؟ لقد تم إثبات : الرعاية الذاتية فعالة من حيث التكلفة |
Uygun bakım yasası, madde kullanımı rahatsızlığı tedavisinin bir nesil içindeki en büyük gelişmesi ve tedavi servislerinin ve temel bakımın birleşmesini gerektirmektedir. | TED | وسن قانون للرعاية بأسعار معقولة كان أكبر توسع في علاج استخدام المواد المخدرة منذ جيل، وتدعو أيضاً لإدماج خدمات العلاج ضمن الرعاية الأولية. |
Sadece bir anlığına, sürekli bakımın bir çocuk için nasıl olduğunu hayal edin. | TED | فقط تخيل لدقيقة ما ستكون عليه الرعاية السكنية لطفل. |
Bu dikkatli ve özenli bakımın sonucu budur. | Open Subtitles | ونتيجة مثل هذه الرعاية الحذرة والمجتهدة هو هذا |
Ama yine de tıbbi bakımın ayrım yapmadan klinik ihtiyaçlara göre belirlenmesini savunurdu. | Open Subtitles | لكنه ما زال مقتنع أن الرعاية الطبية يجب أن تُقدم وفقًا للحاجة الطبية دون تمييز. |
bakımın kalitesi Buell Green'de farklı olmayacak. | Open Subtitles | نوعيّة الرعاية لن تكون مختلفة هنا في مستشفى بيويل الأخضر. |
Psikolojik bakımın altında olmakla kalmayıp ihtiyati tutuklamada da. | Open Subtitles | ليست فقط تحت الرعاية النفسية، لكنها أيضاً بالحبس الوقائي |
Ama yine de tıbbi bakımın ayrım yapmadan klinik ihtiyaçlara göre belirlenmesini savunurdu. | Open Subtitles | لكنه ما زال مقتنع أن الرعاية الطبية يجب أن تُقدم وفقًا للحاجة الطبية دون تمييز. |
Bunu sağlamak için en iyi fırsatımız ihtiyaç noktasında tüm kurtulanlara hiçbir damgalama olmadan ve bedelsiz bir şekilde yeterli bakımın sağlanmasıdır. | TED | فرصتنا الأفضل هي ضمان أن كل الناجين يحصل على الرعاية المناسبة عند الضرورة دون أي شكل من أشكال وصمة ودون أن يتحملوا أي تكاليف شخصياً. |
Babam son 24 saatinde huzurla komadaydı, günler süren 24 saatlik bakımın ardından, oturup, elini tutup vedalaşmak için vaktimiz oldu. | TED | كان والدي غائبًا عن الوعي في آخر 24 ساعة له، بعد أيام من الرعاية على مدار الساعة، كان لدينا الوقت للجلوس، ومسك يده، وتوديعه. |
Senden çok bahsetti, buradaki bakımın kalitesinden. | Open Subtitles | تحدثت عنكِ كثيراً وعن الرعاية الجيدة |
Herkes bakımın bir kısmı ile ilgileniyor. | TED | لكل فرد فقط قطعة من الرعاية. |
Onu sürekli bakımın olacağı bir yere götürüyoruz. | Open Subtitles | لقد وضعناه في دار الرعاية الدائمة . |