diye sordum. bana baktı. "Yakası seni boğuyor gibi görünüyor." | TED | نظر إلي نظرة خاطفة وقال: "يبدو أن هذه الصدرية تخنقك" |
Çeçenistan'a gittiğimde tanıştığım ilk kişi bana baktı ve "burada ne arıyorsun" dedi. | TED | عندما ذهبت الى الشيشان أول شخص قابلته نظر إلي و بدا وكأنه يقول ماذا تفعل هنا؟ |
Şüpheli bir şekilde bana baktı. Fakat neyse ki bana inandı. | TED | نظر إليّ نظرة شك لكن لحسن حظي، فقد صدقني |
Bir oyundaydık peynir kızartması yiyorduk ve bana baktı, gülümsedi işte o anda başka hiç kimseyle peynir kızartması yemek istemediğimi fark ettim anlıyor musun? | Open Subtitles | كنا في تلك المباراة، نأكل البطاطا مع الجبن و.. نظرت إليّ وابتسمت فعرفت ذلك.. لم اعد أريد اكل البطاطا مع الجبن مع غيرها |
bana baktı ve ben de ona "Anne, ben yapmadım." dedim. | Open Subtitles | و نظرت إلي فقلت لها: أمي لم أفعل هذه الأشياء قالت: |
Son günlerinden birinde, yanında oturuyordum, bana baktı ve açıkça dedi ki: | Open Subtitles | في أحد آخر أيامها، وعندما كنت جالسة بجانبها. نظرت لي وقالت بوضوح: |
Orada yüz yüze duruyorduk, bana baktı ve üzgün olduğunu söyledi fakat bana aşırı kızgınlıkla bakıyordu. | TED | ووقفنا هناك في مواجهة بعضنا البعض، ونظر لي وقال: آسف، ولكنه نظر لي بغضبٍ جامح. |
Ben Oliver'a baktım ve Oliver da bana baktı ve sonra... | Open Subtitles | حسنا , نظرت إلى اوليفر واوليفر نظر إلي ومن ثم |
Salak herif bana baktı ve "Biliyorum, biliyorum" dedi. | Open Subtitles | نظر إلي أولئك الأغبياء وقالوا اعلم ، اعلم |
Adam bana baktı, "Sizin için ne yapabilirim Bay Gehry?" | TED | ثم نظر إلي الموظف وقال "والآن كيف بإمكاني مساعدتك سيد جيري؟" |
dedi. Sonra bana baktı ve "Umarım hala ninemizle yaptığın konuşmada takılı kalmadın." | TED | ثم نظر إلي بشدةٍ وقال: " أوه ، أتمنى ألا تكون لازلت متمسكاً بذلك الحديث التي حدثتك به جدتي." |
Biliyor musun, dün gece bana baktı. | Open Subtitles | تعلمون ، اللية السابقة نظر إليّ وبالكاد قد فتح عينيه |
Hoşlandığım adam bana baktı. Bu benim için fazlaydı çünkü... | Open Subtitles | هذا الشخص الذي أحبّه نظر إليّ ولم أتحمّل ذلك |
Azraille görüştüm..bana baktı Beni almaya gelecek | Open Subtitles | قابلتُ عزرائيل. نظر إليّ نظرة تقطع الظهر, سوف يأخذني. |
bana baktı. Korkmuştu ve ağlıyordu. Ama yardım etmeye geldiğimi umduğu belli oluyordu. | Open Subtitles | نظرت إليّ خائفة تبكي لكنها آملة أني أتيت لأقدم المساعدة. |
Ben de iç çamaşırını verdim. Çantasının içine koydu ve nasıl bulduğumu anlamak için bana baktı. | Open Subtitles | و أعطيتها لباسها الداخليّ، فقامت بوضعه في محفظتها و نظرت إليّ لترى عمّا كنتُ أفكر. |
Ama, birkaç saat sonra bana baktı ve dedi ki: | Open Subtitles | وفي الثلاث ساعات التالية.. نظرت إلي وقالت.. |
Halisünasyon gördüğümü sandım ama o da doğruca bana baktı. | Open Subtitles | ظننت أني كنت أهلوس، لكنها نظرت إلي مباشرة وهي مارة بجانب القسم، كانت هي بكل تأكيد. |
Sadece bana baktı ve kucakladı. Hiçbir şey demedi. | Open Subtitles | لقد نظرت لي فحسب ، وعانقتنى ولم تقل شيئاً. |
Elbiselerimi çıkarmamı istedi ve bana baktı. | Open Subtitles | و كان المفترض ان اخلع ملابسي وهو نظر لي. |
Rusty az önce bana baktı ve Derrick'e bir şey söyledi. | Open Subtitles | يا رفاق , راستي فقط ينظر إلي ثم همس بشيء ما لديريك |
Benim evime taşındı ve tuhaf bir göreve bağlılık duygusuyla bana baktı. | Open Subtitles | عادت للسكن معي و أخذت تعتني بي |
Hala konuşmaya değer değer bir şeylerim varmış gibi bana baktı. | Open Subtitles | لقد نظر إليَّ كأني إنسانة... مازالت تملك شيئاً يستحق... التحدث عنه. |
Ve ben sonuna geldiğimde -- hem o hem ben ağlıyorduk -- bana baktı ve "Evet." | TED | عندما وصلت لنهاية الرسالة .. كانت الدموع تهطل منه .. وكذلك انا ومن ثم نظر الي وقال .. نعم |
İşin komik tarafı da o akşam ayrılırken yaptığı en son şey döndü, bana baktı ve gülümsedi. | Open Subtitles | الأمر المضحك أنه عندما غادر تلك الليلة آخر ما فعله هو إلتف ونظر إلي وأعطاني تلكَ الإبتسامة |
Sonra bana baktı ve o küçük, minicik avucunu açtı ve yanağıma vurdu. | Open Subtitles | ...ونظر إليّ ورفع كفه الصغير، وصفعني على خدي تمامًا |
Ve canım kızım bana baktı ve dedi ki... | Open Subtitles | ..ونظرت إليّ الفتاة العزيزة مباشرة في العين وقالت "! |
Tam yanından geçerken, dönüp bana baktı. | Open Subtitles | عندما كنت على وشك أن اقترب منها, استدارت ونظرت الي |
Adam sürekli dik dik bana baktı. Beni rahatsız etti. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان ينظر إليّ طوال الوقت، لقد أخافني |