| Yeni hükümet bana, yaşanan ciddi kayıpların acısı nedeniyle barış görüşmelerini başlatma izni verdi. | Open Subtitles | الحكومة الجديدة خوّلتني لبدء محادثات السلام بين بلدينا، اللذان عانيا كليهما من الخسائر الكبيرة |
| Yeni hükümet bana, yaşanan ciddi kayıpların acısını çekmekte olduğumuz her iki ülke arasında barış görüşmelerini başlatma izni verdi. | Open Subtitles | الحكومة الجديدة خوّلتني لبدء محادثات السلام بين بلدينا، اللذان عانيا كليهما من الخسائر الكبيرة |
| Nihayetinde barış görüşmelerini iptal etmek istiyorlar. | Open Subtitles | بشكل عام، يريدون منا إلغاء محادثات السلام. |
| Tanrım, Arap-İsrail barış görüşmelerini ayarlamak bu kızdan randevu almaktan daha kolay. | Open Subtitles | جيز)، لقد كان أسهل جدولة عربية إسرائيلية) محادثات السلام تلك، صنعت موعدا مع البنت |
| Amerikalı tim FARC ile hükümetin barış görüşmelerini dinamitlemiş. | Open Subtitles | تم إرسالها لإفساد محادثات السلام بين (فارك) والحكومة الكولومبية قتلة؟ |