Benim yeterliliğimle ilgili öyle konuşamazsın, hele basının önünde asla. | Open Subtitles | لا يُمكن أنْ تتحدث عن شهاداتي بهذه الطريقة، ليس أمام الصحافة. |
Beni buraya konuşmaya getirdin sirk hayvanı gibi basının önünde yürümeye değil. | Open Subtitles | وليس لوقوفي أمام الصحافة مثل بعض حيوانات السيرك |
Beni buraya konuşmaya getirdin sirk hayvanı gibi basının önünde yürümeye değil. | Open Subtitles | وليس إلى الهرولة أمام الصحافة مثل بعض حيوانات السيرك |
basının önünde ağzını kapalı tutmayı öğren. | Open Subtitles | عليك أن تتعلم الصمت أمام الصحافة |
Ve Graham'ın itirafından öte, konuşmasını yaparken, basının önünde, dünyanın önünde. | Open Subtitles | وعدا تقديم (جراهام) اعترافاً أمام العامة أثناء الخطاب الرئيسي أمام الصحافة |
Yani başkan basının önünde durup onu ülkedeki en yüksek makam için aday gösterecek. | Open Subtitles | هذا الرجل قديس ولهذا وقف الرئيس أمام الصحافة ورشحه لمنصب في أعلى محاكم هذا البلد! |
Ama basının önünde tam bir hıyar gibi göründüm. | Open Subtitles | لكنّي بدوت أحمق أمام الصحافة |