Yarınki basın toplantısında herkese sunacağız Ve her şeyi açıklayacağız | Open Subtitles | سنقدمه للقائد في المؤتمر الصحفي غداً و نوضح كل شيء |
Bu sabah ki Beyaz Saray basın toplantısında, başlıklardan biride bu olacak. | Open Subtitles | مع اقتراب المؤتمر الصحفي الذي سيقام في صباح اليوم في البيت الأبيض |
basın toplantısında yapacağın konuşmayı bize de anlatsana. | Open Subtitles | أعطينا عرضا صغيرا من الخطاب الذي ستلقيه في المؤتمر الصحفي |
Yıllar önce Irak'taki bir basın toplantısında George Bush'a atılan ayakkabılardı onlar. | TED | والتي تم رميها على الرئيس الامريكي جورج بوش في مؤتمر صحفي في دولة العراق منذ عدة سنوات |
Constance Griffiths (Charlie Crews'in Avukatı) Beraat ettikten sonraki basın toplantısında Söylediğim gibi, | Open Subtitles | " كونستانس جريفثس محامية تشارلي كروز " كما ذكرت في المؤتمر الصحفي بعد |
Aynı basın toplantısında, Başkan Eisenhower şöyle dedi. | Open Subtitles | في نفس المؤتمر الصحفي, الرئيس إيسنهوفر قال: |
basın toplantısında yanımda olmanızdan memnun olurum. | Open Subtitles | لهذا السبب أتمنى وقوفك بجانبي في المؤتمر الصحفي. |
Her şeyi basın toplantısında açıklayacağım. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | سأوضح كل شيء في المؤتمر الصحفي ، شكرا لكم. |
Bunların da sebebi, o basın toplantısında anlattıklarındı. | Open Subtitles | كل هذا بسبب ما أخبرت أنت العالم به في المؤتمر الصحفي |
basın toplantısında. Arkadaşının cekedinin üzerinde. | Open Subtitles | في المؤتمر الصحفي لقد كان على سترة صديقك |
basın toplantısında Norman'ı hatırlatan şey neydi? | Open Subtitles | ما الذي جعلك تفكر بنورمان في المؤتمر الصحفي الاول؟ |
basın toplantısında da dediğim gibi, Detektif Crews aklandıktan sonra,... | Open Subtitles | وكما قلت سابقاً في المؤتمر ..الصحفي عقب تبرئه ساحته |
Buradaki pek çok insanı mutlu etmek üzeresin, çünkü basın toplantısında yaptığın şu gösteri herkesi meraklandırdı. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تسعد كل الناس هنا جداً لأن تلك المخاطرة في المؤتمر الصحفي كانت مثيرة جداً |
Eh, eğer saygınlığını yeniden inşa edeceksen basın toplantısında söyleyeceğim birkaç söz yeterli olmayacaktır. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتُ ستعيد بناء سمعتك، بضعة كلمات رقيقة منّي في المؤتمر الصحفي لن تكفي، |
Burada senin yapman gereken... düzenlediğim basın toplantısında formülün etkisini Phleer'e kanıtlaman. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو اثبات أن الصيغة تعمل في مؤتمر صحفي أعده بنفسي |
Bu ilgiden oldukça hoşlanan Tesla, bir basın toplantısında bütünüyle yeni bir güç kaynağı keşfettiğini duyurdu. | Open Subtitles | مستمتعا بالاهتمام اعلن تيسلا في مؤتمر صحفي انه اكتشف مصدر جديد للطاقه |
Bu harika kardeşim! basın toplantısında açıklayacaklar. | Open Subtitles | ذالك رائع يا أخي الصغير هم سيذيعونة في مؤتمر صحفي |
Televizyona çıkıp büyük bir basın toplantısında bütün dünyaya... babasının deneylerinin insanlık için büyük önem taşıdığını... hayvanların kullanılmasının kesinlikle gerekli olduğunu anladığını... ve bundan böyle Jeffrey Goines olarak küçük hayvanların... acı çekmemesi için laboratuarları bizzat denetleyeceğini açıkladı. | Open Subtitles | ماذا تعنى بذلك لقد ظهر على التلفاز في مؤتمر صحفى واخبر العالم انه ادرك مدى جدوى والده في تجاربه للبشريه |
Onu yıkabileceklerini basın toplantısında da söylemiştim. | Open Subtitles | يظنون أن بإمكانهم إيقاف هذا الشخص بمؤتمر صحفي |
basın toplantısında öyle. Yoksa elleri hep kürsüde durur. | Open Subtitles | يفعل ذلك في المؤتمر الصحافي وإلاّ فإنّه يضعهما دائماً هكذا |
Beyaz Saray basın toplantısında önde, ikinci sırada oturacaksınız. | Open Subtitles | ستحصلين على مكان فى منتصف الصف الثانى فى مؤتمر البض الابيض الصحفى |
Mr. Watt,dün bir basın toplantısında hızlı bir dava olacağını tahnin ettiğinizi söylediniz. | Open Subtitles | سّيّد وات، قلت في مؤتمر صحفيّ أمس أنّك كنت تتوقّع محاكمة سريعة |
basın toplantısında, "kalplerimizin istekli olup da, vücutlarımızın reddetmesi" ile ilgili söylediğin şeyi çok beğendim. | Open Subtitles | لقد أعجبني حقاً ما قلته بالمؤتمر الصحفي الجزء الذي بشأن عندما ترغب قلوبنا وترفض أجسامنا |