Tamam, baskı altındayken iyi olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا ، أنت تعلم أنه لا يبلي جيدا تحت الضغط |
baskı altındayken ağırlık taşıyabilir mi, bilemeyiz. | Open Subtitles | لا أحد يعلم إلى أى مدى من الممكن أن تتحمل تحت الضغط |
baskı altındayken tıkanıp kalırım. | Open Subtitles | ،لا, أنا أختنق تحت الضغط في أي نوع من الألعاب |
Talimler sadece baskı altındayken bile serinkanlı olup olmayacağını görmek için yapılıyor. | Open Subtitles | المناورات هي للرؤيـة فقط لو بقيـت تحت الضغط هادئاً |
baskı altındayken iş göremezler sanılıyordu. | Open Subtitles | يقولون، أنهم لا يستطيعون العمل تحت ضغط. وإذا حدث سيتمزقون. |
Ufaklık baskı altındayken çekiniyor. | Open Subtitles | من الصعب على الرجل الصغير أن يؤدي تحت الضغط |
Bazen Phil'in baskı altındayken bu kadar rahat olması bana batıyor. | Open Subtitles | أحيانا يزعجني كم يتصرف فيل بهدوء تحت الضغط |
Hava geçiren bir kumaş seçtim ki baskı altındayken çok fazla terleme diye. | Open Subtitles | اخترتُ قماشاً يحتوي على مسامات كبيرة لأنك تبدو كالشخص الذي يتعرق تحت الضغط الشديد |
baskı altındayken nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | وأنت تعلم كيف يكون عندما يكون تحت الضغط |
Pekala, bu kadar.Gördün mü, en iyi şekilde baskı altındayken çalışıyorum. | Open Subtitles | سترى أنني أعمل أفضل تحت الضغط. |
Stuart baskı altındayken daha güçlüdür. | Open Subtitles | طبعا! "ستيوارت" يقوم بعمل جيد وهو تحت الضغط |
Ve bazen baskı altındayken heyecanlanıyorum ve en temel şeyleri hani şu ağzınızdan çıkan şeyler... | Open Subtitles | وأحياناً أرتبك تحت الضغط وأنسى أبسط... تعلم، تلك الأشياء التي تقولها |
Pekâlâ, baskı altındayken yapabiliyor musun görelim. | Open Subtitles | حسناً، لنرى كيف تفعلها تحت الضغط |
Beni endişelendiren şey şu; baskı altındayken donup kalmayacağımı garanti edemem. | Open Subtitles | ما الذي يحيرني حول هذا ... انني لن اضمن انني سأتمالك نفسي تحت الضغط |
New York, düğünü planlamak filan çok yoğun olduğunu biliyorum ama baskı altındayken çok daha iyisindir. | Open Subtitles | إسمع، أعلم أن لديك الكثير على يديكِ، مع نيويورك والتخطيط إلى زواجنا وما في ذلك، لكنك تخرجين أفضل ما لديك عندما تكونين تحت الضغط. |
Bazı insanlar baskı altındayken patlayabilir. | Open Subtitles | بعض الأشخاص يمكن أن ينكسروا تحت الضغط. |
Sizi baskı altındayken şahsen gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك تحت الضغط في تلك اللحظة |
baskı altındayken verimli çalışamam. | Open Subtitles | - [غروانز] - أنا لا تعمل بشكل جيد تحت الضغط. |
Karakter, baskı altındayken gözükür her şey yolundayken değil. | Open Subtitles | -بوث) سيموت) -شخصيّة وضعتها تحت الضغط ليست طبيعتكِ عندما تكون الأمور على ما يرام نحن الأخيار |
Ben de onun baskı altındayken sır tutup tutamayacağını görmek istedim. | Open Subtitles | لذا, أردت إن كان يُمكنها كتمان السر تحت ضغط |
Ben de onun baskı altındayken sır tutup tutamayacağını görmek istedim. | Open Subtitles | لذا, أردت إن كان يُمكنها كتمان السر تحت ضغط |