Polisler bayıldığını söyledi, muhtemelen şoktandır. | Open Subtitles | الشرطة قالت أصابك الإغماء ربما بسبب الصدمة |
bayıldığını sanmıyorum. | Open Subtitles | - لا أظن أنه أغمى عليها |
Bize göre hâlâ tehlike altındasın sürekli bayıldığını söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | أجل، حسناً نعتقد أنّك ما زلت في خطر أنت قلت بأنه أغمي علي صحيح؟ |
Niçin bayıldığını bulabildiniz mi? | Open Subtitles | هل إكتشفت سبب إغمائها ؟ |
Bir Jaffa'nın bayıldığını hiç duymamıştım, senin için hiç konuşmayalım. | Open Subtitles | مع ذلك، لم اسمع مسبقاً بأن أحد من الجافا غاب عن الوعي |
Şimdilik iyi görünüyor, fakat niçin bayıldığını anlamak için bazı testler yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | هل هى بخير ؟ تبدو كذلك الأن ؟ و لكن عليّ أن أجرى بعض الإختبارات لأعرف لماذا فقدت وعيها |
bayıldığını duydum. Sen iyi misin? | Open Subtitles | لقد سمعت أنه أغمى عليك |
Fakat bunların hiç biri neden bayıldığını açıklamıyor. | Open Subtitles | لكن لا شئ من هذا يُفسر لنا سبب الإغماء |
Bunun anlamı şu ki neden bayıldığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | إذاً, ما يعنيه ذلك هو أنه أغمي عليكِ و لا نعرف ما السبب |
kafasını bir taşa veya bir yere, çarpıp bayıldığını düşündüm. | Open Subtitles | ، ظننتُ .. أنّه أغمي عليه . من جراء اصطدام رأسه بصخرة أو ماشابه |
Her şeyin bir anda olup bittiğini ve bayıldığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن كل شيء حدث بسرعة ثم أغمي عليه |
Rick Tiegler gerçek katil tarafından transa sokuldu ve bayıldığını sandı. | Open Subtitles | لقد كان (ريك تيغلر) منوماً مغناطيسياً من قِبل القاتل الحقيقي و قد ظنّ بأنه قد غاب عن الوعي - و قام الشخص نفسه بوضع (ريغسبي) تحت تأثير التنويم - |
Böyle sık bayıldığını sanmıyordum. | Open Subtitles | لا أعتقد انها فقدت وعيها هكذا سابقاً |
- bayıldığını duydum. | Open Subtitles | -سمعت أنّك أغمى عليك . |