ويكيبيديا

    "bayat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قديمة
        
    • قديم
        
    • مبتذلة
        
    • طازجة
        
    • قديمه
        
    • البائت
        
    • بائت
        
    • سَخيف
        
    Internet'in varolma nedeni, kedi videosu paylaşmaktır diye bayat bir şaka vardır. TED هناك مزحة قديمة تقول أن الإنترنت موجود ليسمح بمشاركة مقاطع فيديو للقطط.
    Babanın ölümünü değiştiremeyiz ve açıkçası geri kalanı bayat haber. Open Subtitles نحن لا نسطيع ان نغير وفاة والدك وبصراحة الباقي هو اخبار قديمة
    Bir saat önceki haber bile bayat sayılıyor artık. Open Subtitles ؟ ما حدث منذ ساعة هو خبر قديم فكل دقيقة تحمل شيئاً جديداً
    Bu köfteler bayat! Bombardıman! Bana biraz daha getir! Open Subtitles هذا الخبز قديم ، القصف، أحضر لي المزيد ، القصف
    Silahlanma hakkı konusunda bizi kendi tarafınıza çekebilmek için "Kadınlar güvenliğe önem veriyor" gibi bayat laflardan fazlasına ihtiyacınız var. Open Subtitles ستحتاج لأكثر من حكمة مبتذلة لنقييم الأمن ويأخذنا بعيدًا عن وجهات نظرك على التعديل الثاني.
    Ve öylece kanepede oturup bayat köfte ekmek yiyerek bunu boşa harcamana izin vermeyeceğim. Open Subtitles و لن أسمح لكِ بأن تضيعي ذلك بالجلوس على الأريكة و أكل قطعة اللحم الغير طازجة
    bayat sigara dumanı, ucuz kolonya, hafif bir keder esintisi. Open Subtitles رائحة سجائر قديمة عطر رخيص نفحة من الياس
    bayat sigara dumanı, ucuz kolonya, hafif bir keder esintisi. Open Subtitles رائحة سجائر قديمة عطر رخيص نفحة من الياس
    Ve sonra, rafta duran bayat bir ekmek somunu oluyorsun. Open Subtitles و في النهاية تصبح مجرد رَغيف خبز قديمة تستلقي علي شريحة حديديه
    Kocaman, bayat jelibonlara benziyorlar. Ekspresyonizm işte. Open Subtitles ـ مثل حلوى هلامية قديمة وكبيرة ـ إنها تعبيرية
    bayat ve tahmin edilebilir bir ürün ortaya koyduk ve niye kimse izlemiyor diye merak ediyoruz. Open Subtitles نأتي بأفكار قديمة ونتسائل لماذا لا أحد يشاهد
    Kim bayat donutları alırsa,onun dürtülerini kontrol etmede sorunu var demektir. Open Subtitles من يأخذ كعك قديم لديه مشاكل بالتحكم بإنفعالاته
    Şifonyerimde biraz nane şekeri var ama çok bayat olduğu için yemeye cesaret edemiyorum. Open Subtitles لدي بعض النعناع الفلفلي في خزانتي لكنه قديم جداً ولا أجرؤ على تناوله
    Gerçekten çok komik biri. Yine de şüpheliyim. Esprileri biraz bayat sanki. Open Subtitles لكن ,لا أعرف، أعتقد بأنّه نوع قديم.
    - Hiç bayat ekmeğin var mı? Open Subtitles هل هنالك أي خبز قديم تقومين برميهِ؟
    Balıkları bayat olduğu halde 'A' verdim buraya. Open Subtitles أعطيتهم علامة ممتازه رغم أن سمكهم قديم
    Çok bayat bir espri oldu. Gerçekten özür dilerim. Open Subtitles نعم , النكتة مبتذلة , أعلم ذلك , آسف
    Bence Mao'nun ziyafet yemeği bayat bir hikâye değil. Open Subtitles أخالفك الرأي بأن قصّة حفل عشاء ماو) مبتذلة)
    -Bu şeftalili pay bayat. -Hoşçakal. Open Subtitles -فطيرة الخوخ هذه ليست طازجة تماما إلى اللقاء -
    Doğum gününde de ona bayat pasta yediremeyiz, öyle değil mi? Open Subtitles لايمكننا ان نعطيها كعكه قديمه فى عيد ميلادها اليس كذلك ؟
    Sadece aşk ve bayat ayçörekleriyle yaşıyorduk. İşten çıktı. Open Subtitles و كنا نعتاش على الحب و خبز الكراسان البائت
    Bir de başka bir sandviç istiyor. Ekmeğin bayat olduğunu söylüyor. Open Subtitles إنّه يريد شطيرة أخرى، يقول أن الخبز بائت.
    Michael, çok bayat bir replik kullanmıştı. Open Subtitles لذا، مايكل إستعملَ a خَطّ الذي كَانَ كما سَخيف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد