Ekselansları Prenses Euphemia hakkında bazı söylentiler vardı, ama... | Open Subtitles | هناك بعض الشائعات السئية التي تسيء إلى الأميرة يوفيميا لكن |
Evet. - Yaptıkları şey hakkında bazı söylentiler duydum... | Open Subtitles | لقد سمعت بعض الشائعات عما كانوا يفعلونه... |
Ortalıkta, önemli bir Piston Kupası yarışçısının genel merkezini buraya kuracağına dair, bazı söylentiler dolaşıyor. | Open Subtitles | هناك بعض الشائعات تدور حول أن بعض "الأنباء الساخنه للسباق كأس "بيستون تشير إلى أنه سيتم إقامة مقر سباق عام كبير هنا |
Baş Savcı yöntemleriyle ilgili bazı söylentiler duymuştu. Öğrencileri fazla zorladığı anlatılıyordu. | Open Subtitles | المدعي العام الأمريكي سمع إشاعات عن أساليبه وأنه يضغط على المتدربين كثيرا |
Burada baya ciddi şeyler dönüyor. bazı söylentiler duydum. | Open Subtitles | يحدث الكثير من الترهّات هناك، سمعت إشاعات. |
Yerleşmeye geldiğini düşündük. bazı söylentiler vardı. | Open Subtitles | إعتقدنا بوجود تسوية سمعنا بعض الإشاعات |
bazı söylentiler kulaklarına gitmiş. Biliyorsun bunu tartışamayız. Onları geçiştirmen gerekiyor. | Open Subtitles | إنك تعلم بأننا لانستطيع مناقشة ذلك فيجب عليك أن تشتت تفكيرهما |
Repot Depot hakkında bazı söylentiler çalındı kulağıma. | Open Subtitles | لقد سمعت بعض الشائعات عن، مستودع ذخيرة |
Kasabada bazı söylentiler var. | Open Subtitles | هناك بعض الشائعات في المدينة |
bazı söylentiler yayacağım. | Open Subtitles | سأنشر بعض الشائعات |
Bu hizmet, sizinle birlikte bir veya iki kişinin... kampın geleceği hakkında bazı söylentiler yayması olacak. | Open Subtitles | هذه الخدمة تشملك أنت واثنين آخرين نشر إشاعات معينة حول مستقبل المخيم |
Kafam için bir şeye ihtiyacım var. Etrafta dolaşan bazı söylentiler vardı. | Open Subtitles | أَحتاجُ شيئا لرأسي. كانت هناك إشاعات حولنا |
Ama bazı söylentiler bize cesaret verdi. Yalnız bir süvari maskeli bir adam. | Open Subtitles | هناك إشاعات تصل لسمعنا عن وجودحارسوحيدمُقنع.. |
Bağışlayın ama sormam gerek, bazı söylentiler duydum. Çok üst düzey bir İranlı sığınmacı hakkında. | Open Subtitles | المعذرة، عليّ السؤال سمعت إشاعات عن منشقّ إيراني سامٍ |
bazı söylentiler, konuşmalar duyduk ama sadece o kadar. | Open Subtitles | لقد سمعنا أحاديث، و إشاعات فحسب. |
Son zamanlarda bir gruba dair bazı söylentiler var. | Open Subtitles | هناك بعض الإشاعات مؤخّراً عن وجود مجموعة... |
Sadece bazı söylentiler duydum. | Open Subtitles | فقط بعض الإشاعات. |
Ailesi bana mektup yazmış. bazı söylentiler kulaklarına gitmiş. Biliyorsun bunu tartışamayız. | Open Subtitles | إنك تعلم بأننا لانستطيع مناقشة ذلك فيجب عليك أن تشتت تفكيرهما |