Ayrıca bu kulağa iltifat olarak gelmeyebilir ama bu kadar şahane birisini beklemiyordum. | Open Subtitles | وأعلم أن هذا لا يبدو كإطراء ولكنني لم اتوقع أن تكوني بهذا الكرم |
Bilgisayarlar beni yavaşlattığından kağıdı tercih ediyorum, ama tüm bu yorumları beklemiyordum. | Open Subtitles | الكمبيوترات تبطأنى، لذا افضل الورق لكنى لم اكن اتوقع كل تلك التعليقات |
Geri döndüğüm ilk gün bu kadar stresli bir iş beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكُ أتوقّع شيئًا بهذا الضّغط العالي بأول يوم في رجوعـي.. |
Kabul edilmeyi beklemiyordum ve ailemin üniversite için parası yoktu. | TED | لم أتوقع أن يتم قبولي, وأسرتي لا تمتلك مصاريف الجامعة |
Bu kadar çabuk birini bulmayı beklemiyordum ama oldu işte. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع أن أقابل فتاة بهذه السرعة ولكنني فعلت |
Hasta olduğunu duymuştum ama bu kadar kötü olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | سمعت بأنكَ مريض, ولكني لم اتوقع بأن المرض بهذا السوء. |
7 yaşındayken olmasını beklemiyordum. Neden bilmiyorum, ama beklemiyordum. | TED | لم اتوقع حدوثه وهي في السابعه من العمر, لا اعلم لماذا |
- Günaydın Leslie. - Seni beklemiyordum bugün. | Open Subtitles | صباح الخير يا ليزلى لم اتوقع حضورك اليوم |
Bunu beklemiyordum. İşte olur böyle şeyler. | Open Subtitles | حسنا , انني لم اتوقع ذلك فهذا يحدُث بالعمل احيانا |
Sanırım içeride bana bir çek yazıyor. Onun katılmasını beklemiyordum. | Open Subtitles | أتوقّع بأنّها الآن تكتب شيكاً، لم أكُن لأتوقّع منها المجئ |
Ben de aşkı hayatta bu kadar geç bulacağımı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقّع أن أجد الحب في عمر متأخرٍّ هكذا. |
Önemli değil. Sadece hâlâ burada olmanı beklemiyordum o kadar. | Open Subtitles | كلّا، لم أتوقّع حقًّا أن أجدك ما تزالين هنا وحسب. |
- Sizi burada görmeyi beklemiyordum doktor. - Sandra gelmem için ısrar etti. | Open Subtitles | ـ لم أتوقع رؤيتك هنا يا دكتور ـ ساندرا أصرت على أن أحضر |
- Eski günlerde. - Sizi burada görmeyi beklemiyordum efendim. | Open Subtitles | الأيام الخوالى لم أتوقع أن أجدك هنا , يا سيدى |
Dansın bunca yıl sonra seni hala mutlu etmesini beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن يظل الرقص يبهجك بعد كل تلك السنين |
Bu çalışmayı kendim deneyimleme şansını elde ettiğimde, bildiğim ama çok da yakından tanımadığım biriyle, âşık olmayı beklemiyordum. | TED | وعندما أُتيحت لي الفرصة لتجربة هذه الدراسة بنفسي، بصحبة شخص أعرفه ولكن ليس حقّ المعرفة، لم أكن أتوقع الوقوع في الحب. |
Bunu hiç beklemiyordum desem yalan olmaz. | Open Subtitles | على أي حال فهذا أمراً غير متوقع على الإطلاق |
Beni ilk gördüğünde heyecanlandığını söyleyemem ama ben de fazlasını beklemiyordum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول إنها فرحت كثيراً لرؤيتى ولكننى توقعت هذا |
Çayım ve bisküvim vardı, ama seni bu kadar erken beklemiyordum. | Open Subtitles | ،سأشرب الشاي مع كعكات صغيرة لكني لم أتوقعك بهذه السرعة |
Ben daha önce bir takımın parçası olamamıştım, ve bu yaşta, böyle bir şeyin olacağını beklemiyordum. | Open Subtitles | الآن, أنا لم أكن جزءاً من فريق من قبل، وفي عمري, لم يكن شيئاً ما كنت أتوقعه أن يحدث أبداً. |
İnanın bunu hiç beklemiyordum. Uzun süren depresif bir dönemden çıktım. | TED | ولم يكن هذا ما توقعته .. صدقوني لقد خرجت من مرحلة احباط طويلة |
Seni 5:25'ten önce beklemiyordum. Umarım bekletmemişimdir. | Open Subtitles | لم اتوقعك قبل الساعة الخامسة, ارجو الا اكون قد جعلتك تنتظر طويلا. |
İnan bana, onun siperlerinden böyle çabuk ayrılmasını zaten beklemiyordum. | Open Subtitles | صدقيني, أنا لم أتوقعها أن تخرج من ملجأ الغفران خاصتها بسهولة |
Bunu beklemiyordum ama zevk aldığın için en azından memnun oldum. | Open Subtitles | على الأقل أنا مسرور لنك اصبت نشوة مهما كانت غير متوقعة. |
Senden şefkat beklemiyordum zaten ama bu kadarını da değil. | Open Subtitles | لا أتوقع هذه المشاعر الدافئة منك ولكن هذا ليس صحيح |
İnsanların itaat edeceğini biliyordum ama üçünüzün bu kadar güçsüz olduğunu beklemiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف إنّ البشر سيكونوا راضيين لكن لم أكُن متوقعاً مدى أهميتكم أنتم الثلاثة لهم |