Onların temiz ve saf olmadıklarını düşünürler, Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | أولئك يَعتقدونَ بإنها لَيست نظافة وطهارة لكني لا أعتقد ذلك |
PM: Ben öyle düşünmüyorum. NA: Ama toplumda bazı insanların değişim aracıları olduğunu söylemenin yararı oluyor. | TED | بات ميتشيل : لا أعتقد ذلك .. نادية السقاف : من المفيد ان اقول ان بعض الاشخاص يمثلون عوامل تغيير في المجتمع |
İnsanlar kemik iliği çıkarma hasatını çektiğim için cesur olduğumu söylediler ama Ben öyle düşünmüyorum. | TED | قال الناس أنني كنتُ شجاعة للخضوع لحصاد النخاع الشوكي، لكنني لا أعتقد ذلك. |
Çok ağır olduğumu söylediğini biliyorum ama Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكم تقولون أن وزني ثقيل للغاية، لكنّي لا أظن ذلك. |
Ben öyle düşünmüyorum. Dumanla gelen haysiyet dumanla gider. | Open Subtitles | لا أظن ذلك , لا فخر فيما يصعد مع الدخان |
- Nedense Ben öyle düşünmüyorum. - Ne düşünüyorsun peki ? | Open Subtitles | بطريقة ما أنا لا أعتقد هذا ماذا تعتقد بالضبط ؟ |
Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد لذا. |
Açıkçası Ben öyle düşünmüyorum, belli ki sen de öyle biri değilsin. | Open Subtitles | بكل وضوح، لا أعتقد ذلك ومن الواضح بأنكِ لستِ كذلك |
Jessica avukat olmadığını düşünüyor. Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | جيسيكا تَعتقدت أنك لست محامي أنا لا أعتقد ذلك |
Ben öyle düşünmüyorum. Çizgilere bak. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك أنظر إلى شرائط الرتبة العسكرية |
- Tipik çıkar çatışması gibi duruyor. - Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | ـ يبدو كتنازع كلاسيكي على المصالح ـ لا ، لا أعتقد ذلك |
Ve belki bu zamanla kaybolacak -- ama Ben öyle düşünmüyorum. | TED | ذلك المنظر -- ربما يتلاشى مع مرور الوقت -- لكنني لا أعتقد ذلك. |
Doğaya baskın çıkma anlayışı, doğanın efendisi olma anlayışı, doğanın zekâmız karşısında çok zayıf olduğu anlayışı... Ben öyle düşünmüyorum. | TED | فكرة أننا سنسيطرُ على الطبيعة، سنكون بمثابة أسياد الطبيعة، الطبيعة ضعيفة لتقاوم ذكاءنا... لا، لا أعتقد ذلك. |
Ben öyle düşünmüyorum. Tebeşir işareti nerede? | Open Subtitles | ، لا أعتقد ذلك أين علامة الطباشير ؟ |
Hayır, Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن ذلك ، لكن مُجدداً، لكن مُجددا |
- Ben öyle düşünmüyorum, sadece herkes böyle söylüyor. | Open Subtitles | كلاّ ...أنا لا أظن ذلك .ذلك فقط ما يقوله الجميع |
Ben öyle düşünmüyorum. Merhaba, memur beyler. | Open Subtitles | لا أظن ذلك ، مرحبا أيها الضابطين |
Ben öyle düşünmüyorum. Belki daha iyi birşeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد هذا فقط يمكننا أن نفعل شيئاً أفضل |
Tamam, Ben öyle düşünmüyorum. Ben onun iyi bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً أنا لا أعتقد هذا أنا أعتقد أنه رجل لطيف |
Ben öyle düşünmüyorum. Bence sen bayağı babasın | Open Subtitles | حسنا, أنا لا أعتقد هذا أعتقد أنك جميلة جداً |
Hayır, Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | اللغم؟ لا، أنا لا أعتقد لذا. |
- Ben öyle düşünmüyorum. - Canını bağışlamak işimize yarayabilir. | Open Subtitles | لا أظنّ ذلك - هنالك القليل من الفائدة في الإبقاء عليها حيّة - |
- Ben öyle düşünmüyorum. - O zaman, koleji bırakıp, orduya katıl! | Open Subtitles | ليس هذا شعورى - لم لا تترك الجامعة اذاً و تنضم للجيش ؟ |
Nefret ve hırsın hakim olduğu bir dünyada yaşadığımız düşünülür, fakat Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | والرأي العام الغالب يقول باننا نعيش في عالم من الكراهية والجشع لاكني لا اوافق ذلك |