| Yani onunla konuşabilirsin ama benim hakkımda değil. | Open Subtitles | أعني، يمكنك التحدث معها ولكن ليس عني |
| Her neyse. Bu benim hakkımda değil, senin hakkında. | Open Subtitles | على اي حال , هذا الامر ليس عني , هذا الامر يخصك انتي . |
| benim hakkımda değil. Cleveland'daki insanlar hakkında. | Open Subtitles | الامر ليس عني بل عن الأشخاص في كليفلاند |
| Ki umurumda değil; çünkü benim hakkımda değil. | Open Subtitles | وهو لا يثير اهتمامي جداً لأنه لا يتعلق بي |
| Ama bunların hepsi yalnızca benim hakkımda değil. | Open Subtitles | و لكن كل هذا لا يتعلق بي فقط |
| Bu konuşmayı daha önce yapmıştık. Bu terapi benim hakkımda değil. | Open Subtitles | لقد خضنا هذه المحادثة من قبل ، العلاج النفسي ليس حولي |
| Ve yazdığınız kitapta daha ilk cümleniz, "bu senin hakkında değil" ise ve daha sonra, birden tarihteki en çok satan kitap olduysa, şunu idrak etmek zorundasınız, "sanırım bu benim hakkımda değil". | TED | وعندما تكتب كتاباً تكون الجملة الأولى فيه هي، " إنه ليس عنك،" ثم، عندما فجأةً يصبح الكتاب الأفضل مبيعاً في التاريخ، فأنت تتوصل، حسناً، أخمّن أنه ليس عني. |
| Bu benim hakkımda değil, Sayın Hakim. | Open Subtitles | انه ليس عني يا سيادتك. |
| - benim hakkımda değil, değil mi? | Open Subtitles | - هذا ليس عني ، صحيح؟ - |
| Kitap benim hakkımda değil. | Open Subtitles | -كلا، الكتاب ليس عني |
| Bu benim hakkımda değil. | Open Subtitles | ليس عني. |
| Bu benim hakkımda değil. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يتعلق بي فقط |
| benim hakkımda değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بي |
| Bu benim hakkımda değil Jamie. | Open Subtitles | -الأمر لا يتعلق بي يا (جايمي ) |
| Bu benim hakkımda değil. | Open Subtitles | هذا ليس حولي . |