Sizin için kötü, benim için iyi. | Open Subtitles | حَسناً، انها أخبار سيئة لك، أخبار جيدة لي |
Nolan birçok açıdan benim için iyi. | Open Subtitles | نولان هو جيد بالنسبة لي في ذلك من نواح كثيرة |
Ben düşünmüştüm ki onun kendi dairesi olursa bu onun için iyi olur, fakat benim için iyi değil. | Open Subtitles | إنها تنتمي لهذا المكان، ظننت أنها إن اشترت منزلها الخاصّ سيكون هذا جيداً لها ولكنه ليس جيداً لي |
- benim için iyi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان جيدا بالنسبة لي. |
Peki, belki de bodrum benim için iyi bir yer değildi. | Open Subtitles | حسنا ، أعتقد ان القبو ربما لم يكن مكان يناسبني في نهاية المطاف |
benim için iyi bir iş değil çünkü bundan daha iyiyim ve daha iyi olduğumu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | , ليست وظيفة جيدة لي لأنني أفضل من ذلك و أنت تعرف أني أفضل من ذلك |
benim için iyi bir iş değil çünkü bundan daha iyiyim ve daha iyi olduğumu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | , ليست وظيفة جيدة لي لأنني أفضل من ذلك و أنت تعرف أني أفضل من ذلك |
Beş aydır süren bir tedavi sürecindeyim bunu sana söylüyorum, çünkü ilişki kurmak, özellikle de romantik ilişki kurmak bu aralar benim için iyi değil. | Open Subtitles | لقد تشافيت منذ خمسة شهور .و إننيأخبركِبذلك،لأن العلاقات. العلاقات الرومانسية بالتحديد ليست جيدة لي في الوقت الحالي |
Görünen o ki emdiğin tüm o büyü uykudayken uçup gitmiş ki benim için iyi. | Open Subtitles | يبدو أن كل أن السحر كنت امتص ينضب بعيدا بينما كنت كانوا نائمين، وهو أمر جيد بالنسبة لي. |
Ama benim için iyi olan buydu ve ben mutluyum. | Open Subtitles | لكن ذلك جيد بالنسبة لي وأنا سعيدة |
Senin için iyi olacaktı, benim için iyi olacaktı, bürom için, şehir için, eyalet için... | Open Subtitles | فعلتِ ذلك , و إنه من الجيد بالنسبة لكِ . هو جيد بالنسبة لي , مكتبي , المدينة , الدولة . |
benim için iyi olmayan bir şeye olan arzum tarafından tüketiliyorum. | Open Subtitles | أنا متعلقة مؤخراً برغبة لشئ لشئ ليس جيداً لي |
-Yolsuzlukla Mücadele'ye hoş geldin. -Bu benim için iyi olacak. | Open Subtitles | أهلاً بكم في مكافحة الفساد - سيكون جيداً لي - |
I benim için iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون جيدا بالنسبة لي. |
benim için iyi olmayan gotik bir görünümü vardı. Gotik mi? | Open Subtitles | غادرت تلك الحياة ورائي، إذ اقترنت بمظهر قوطيّ لم يناسبني. |
benim için iyi bir arkadaştan fazlası değilsin. | Open Subtitles | لم تكوني سوى صديقة طيبة لي. |
- Bu benim için iyi değil. - Evet, çok iğrenç. | Open Subtitles | ــ هذا ليس جيداً بالنسبة لي ــ نعم، إنه خاتم جميل |
Bazen bir tane iri ayı 5 kurdu bile öldürebilir, bu benim için iyi olur. | Open Subtitles | ربما قطعة من هذا ستقتل خمسة ذئاب وهذا جيد لي |
benim için iyi olanı düşünmenden bıktım artık! | Open Subtitles | أنا سـئـمتُ وتعبت منكِ لإعتقادك إنكِ تعلمي الأفضل لي. |
Açıkçası sadece benim için iyi roller yazar. | Open Subtitles | من الواضح انه يكتب الادوار الجيدة لي فقط |
Ve belki bu da benim için iyi düşünmeni sağlar. | Open Subtitles | ولربما هذا سيعطيك فكرة أفضل عني... |
Yalnız kalmak benim için iyi olmaz. | Open Subtitles | ليس من الجيد بالنسبة لي أن أكون وحيدا أكثر من اللازم. |
benim için iyi olan dolu olmaması. | Open Subtitles | الشيء الجيد بالنسبة لي أنه غير مخزن |
Dennis, benim için iyi bir zamanlama değil. | Open Subtitles | دينيس، وهذا ليس من هذا القبيل الوقت المناسب بالنسبة لي. |