Yaşamının son iki yılında, hastayken, bir not defterine benimle ilgili düşüncelerini doldurdu. | TED | في آخر سنتين من حياته، عندما كان مريضاً لقد ملأ مذكرته بخواطره عني |
Ofiste çalışmıyorum. Bunun yanı sıra benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | انا لن اترشح لاي منصب, إيضا, انتي لا تعرفين شيء عني |
Şu an, tam şu zamanda, gidip gitmemeye karar vermek benimle ilgili. | Open Subtitles | الآن،في هذا الثانية تماماً،سواء أنا قررت بالذهاب أَو لا يبدو انه عني. |
Toparlanıp ona baktığımda, bunun benimle ilgili olmadığını fark ettim. | TED | وحينما استجمعت نفسي، ونظرتُ إليها، أدركت أنه ليس عنّي. |
Ama şimdi anlıyorum ki benimle ilgili bir şeylerin farklı olduğunu anladığım an uyumlu olup gizlenmeye başladığım andı. | TED | ولكنني أدرك الآن أن اللحظة التي أدركت فيها أن شيئًا ما مختلف بشأني كانت نفس اللحظة التي بدأت بموافقتها وتخبئتها. |
TAm olarak bu bantta ne var emin degilim, fakat benimle ilgili oldugundan supheleniyorum. | Open Subtitles | لست متأكدة بالضبط ماذا يوجد في ذلك التسجيل لكنني أشك أنه يتعلق بي بطريقة أو بأخرى |
Felix veya James'den benimle ilgili bir şey duydunuz mu? | Open Subtitles | هل سَمعَك أيّ كلام عنيّ مِنْ فيليكس أَو جيمس؟ لا، أَنا لَستُ. |
benimle ilgili sana hiçbir şey anlatmadım. benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنا لم أخبرُك أيّ شئَ عني أنت لا تَعْرفُ أيّ شئَ عني |
Peki, benimle ilgili mesaj yazdiginizi biliyorum ve cidden durmanizi istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، أعرف أنكم تنشرون عني . و أود حقا أن تتوقفوا |
benimle ilgili o kadar şey bilmek istemezsin, Bay Smith. | Open Subtitles | من الافضل لك الا تعرف الكثير عني يا سيد سميث |
Sen benimle ilgili konuşmazsan, söz, ben de seninle ilgili konuşmam. | Open Subtitles | انت لا تتحدث عني . وانا اعدك انني لن اتحدث عنك |
Bir gün, Boston Tıp Gazetesi'nde benimle ilgili bir makale yayımlayacaklar. | Open Subtitles | سوف يكتبون مقالات عني في يوم ما في صحيفة بوسطن الطبية |
Kişisel anılarımı yazıyorum, o yüzden benimle ilgili olmaları gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أكتب مقالات شخصية، لذا أنها يجب أن تكون عني |
benimle ilgili her şeyi bilmesine rağmen kanımca o da bana aşık olmuştu. | Open Subtitles | وأعتقد أنها وقعت في حبي على الرغم من أنها عرفت كل شئ عني |
benimle ilgili gerçekleri öğrendiklerinde, diğer ucubeler hakkındaki gerçeklere de ulaşacaklar. | Open Subtitles | عندما تجد الناس تبحث عني يكتشفون عن كل النزوات الأخرى، كذلك |
benimle ilgili hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaparak bunu bozma. | Open Subtitles | لا تفسدها ، بالتظاهر بأنك لا تعرف كل شيء عني |
Bir profesörle evleneceksin. Harika bir kitap yazacaksın, belki benimle ilgili bir kitap. | Open Subtitles | تتزوجي أستاذاً جامعياً، تكتبي كتاباً عظيماً، ربما عنّي. |
- benimle ilgili her şeyi bilmesi gerekmeyen birine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن شخصٍ ليس بحاجة لمعرفة كلّ شيء عنّي ؟ |
Bu yaptığın... çok kaba. Buraya gelmen... benimle ilgili varsayımlar yapman. | Open Subtitles | هذا وقح جداً, القدوم لهنا و عمل هذه الفرضيات بشأني. |
benimle ilgili anılarında hâlâ biraz sıkıntı çekiyor. | Open Subtitles | ولكنها لا تزال تعاني بعض المشاكل بذاكرتها فيما يتعلق بي. |
Burada uzanırken, benimle ilgili her şeyi unutmak son derece kolay bir şey. | Open Subtitles | من السّهل تُسيان كل شيء .عنيّ و أنا مُستلقية هنا |
Madem benimle ilgili değildi o zaman neden gelmemi istediniz? | Open Subtitles | إذا لم يكن لها علاقة بي لماذا طلبتم مني المجيء؟ |
- Durun, konu artık benimle ilgili değil. | Open Subtitles | مهلاً، لحظة، ما عاد هذا متعلقاً بي بعد الآن |
Ne benimle ilgili bir şey sordu ne de bugün benim bildiğim New York hakkında. | Open Subtitles | ولم يسأل اي شيء متعلق بي او نيويورك هذا الوقت لا اعلم لماذا |
Bu benimle ilgili değil. | Open Subtitles | الامر ليس متعلقا بي |
Bak, bunun tamamen benimle ilgili olmadığını biliyorum, ama hadi. | Open Subtitles | أنظر , أعلم أن ذلك ليس بشأنى لكن بالله عليك |
benimle ilgili hiçbir şey sana tüyo vermiyor mu? | TED | لكن لا شيء بخصوصي يحذركم مني على الإطلاق؟ |
Bu seninle ve benimle ilgili değil. Bu onunla benim aramda. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص أنا و أنتِ انه بخصوص أنا و هي |
- Bu benimle ilgili. | Open Subtitles | -الأمر يتعلّق بي |
Böylece sadece benimle ilgili olmaz diye düşünüyorum, parayı almazsam. | Open Subtitles | بتلك الطريقة لن يتعلّق الأمر بي فحسب في حال لم آخذ الأموال |
Bu benimle ilgili. | Open Subtitles | هذا الامر متعلقٌ بي |