Zafere giden yolda, Berlin'de tek bir çürük yumurta kalana kadar. | Open Subtitles | هيا إلى المجد، آخر من يبقى في برلين هو البيضة العفنة. |
Bu konferansı çok şanslı bir zamanda yapıyoruz, çünkü, halen Berlin'de diğer bir konferans yapılmakta. | TED | نحن نستضيف هذا المؤتمر في وقت مناسب ﻷن هنالك مؤتمر آخر ينعقد في برلين |
Geçen sene Berlin'de gösterimde bir felsefe öğrencisi son katliamların sebebini sordu. | TED | أثناء عرضهم في برلين السنة الماضية، سألني طالب فلسفة: ما الذي دفع إلى مثل هذه الإغتيالات الأخيرة. |
İşte muhtemelen Berlin'de şimdiye dek görülmüş en dramatik sahnelerden biri. | Open Subtitles | هذه ربما أكثر المشاهد على الإطلاق إثارة لعملية الخروج من برلين |
Ayrıca oğullarımın gençliğe atıIışını Berlin'de yaşamalarını istiyorum. | Open Subtitles | اضافة الى ذلك ، انا لا اريد ان يبلغ ابنائي وينضجوا في اي مكان قريب من برلين |
Gelen DAC vatandaşları Berlin'de "Merkez" ve "Friedrich's Grove" | Open Subtitles | تم استقبال المواطنين الجدد في مقاطعات برلين |
Bunu, Berlin'de Holokost Anıtı'nda çok güçlü bir şekilde hissetmiştim. | TED | شعرت بذلك بعمق عندما ذهبت إلى برلين ووقفت عند النصب التذكاري للمحرقة. |
Çünkü ben bir Nazi fanatiği değildim. Berlin'de şunu diyebilirdim: | Open Subtitles | لم أكن نازية متعصّبة :كان يمكننى أن أقول، أثناء وجودى ببرلين |
Berlin'de birkaç kuş beyinli bir şiir yakaladı diye birliklerimi teyakkuza geçirirsem nasıl disiplin sağlarım? | Open Subtitles | كيف يمكن أن احافظ على الإنضباط إذا أبقيت قواتي في وضع الإستعداد؟ فقط لأن بعض الحمقى في برلين إلتقط هذه القصيده؟ |
Berlin'de, General Jodl'ın evindeki bahçe partisinde. | Open Subtitles | في برلين ، في حفل الحديقة في منزل جنرال جودل |
Berlin'de gittiğim üçüncü restoran, savaştan hemen sonra istasyonda gittiğim sosisli büfesini sayarsak. | Open Subtitles | هذا ثالث مطعم لى في برلين هذا اذا أحصيت محل النقانق الذى تملكته بجانب المحطة بعد الحرب |
Artık resmi, Hitler ölmüş. Berlin'de yeni bir hükümet var. | Open Subtitles | اٍنها رسمية ، لقد مات هتلر هناك حكومة جديدة في برلين |
Berlin'de yeni bir hükümet var, tam olarak...15 dakika sonra ihanetten tutuklanacaksınız. | Open Subtitles | هناك حكومة جديدة في برلين و أنت رهن الاٍعتقال في غضون 15 دقيقة بتهمة الخيانة |
Berlin'de izinde olan o kadar birlik varken beni hatırlaması uzak bir ihtimal. | Open Subtitles | ولكن مع كل هؤلاء الضباط في اجازات في برلين" محتمل انها لن تتذكرني" |
Herhalde sirk Amsterdam'dayken Berlin'de ne işim olduğunu merak ediyorsundur. | Open Subtitles | أنت تتساءل ماذا أفعل في برلين بينما السيرك في أمستردام 56 00: 08: 01,521 |
Doğu Alman mültecilerin Batı Berlin'de yuva arayışı hareketi, Stalin'in ölüm haberiyle rekor seviyelere ulaştı. | Open Subtitles | تدفق لاجئوا ألمانيا الشرقية بحثًا عن ملاذ في القطاع الغربي من برلين وصل لمعدلات قياسية (مع نبأ وفاة (ستالين |
"Dünyanın sorunlarının ve gerilimin kaynağı Berlin değil, Moskovadır ve eğer savaş başlarsa, Berlin'de değil Moskova'da başlamış olacak. | Open Subtitles | إن مصدر الأزمة والتوتر في العالم" هي موسكو، وليست برلين وإذا ما بدأت الحرب فإنها سوف تكون قد بدأت من موسكو وليس من برلين |
Berlin'de edindiğiniz bilgileri aldık. | Open Subtitles | إستلمنا إنتيل من برلين. |
Sanırım Bourne ve Conklin birlikte çalışıyordu Bourne hala işin içinde ve Berlin'de almaya çalıştığım bilgi... | Open Subtitles | اعتقد ان (بورن) و (كونكلين)، كانوا يعملانِ سوية. (بورن) مازال متورطا بما كنت احاول شرائه، من معلومات من (برلين). |
Gelen DAC vatandaşları Berlin'de "Merkez" ve "Friedrich's Grove" | Open Subtitles | تم استقبال المواطنين الجدد في مقاطعات برلين |
Goermann ile görüşme imkanım var. Berlin'de Bakan ile görüşüyor. | Open Subtitles | سألتقي بالسيد جيرمان الليلة سيذهب إلى برلين للقاء الوزير |
Çünkü ben bir Nazi fanatiği değildim. Berlin'de şunu diyebilirdim: | Open Subtitles | لم أكن نازية متعصّبة كان يمكننى أن أقول، أثناء وجودى ببرلين |