Plajda yaşayan başıboş köpekleri besliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطعمون الكلاب الضالة التي تعيش على الشاطئ |
Ağzımla tadına bakamam. Bu insanları neyle besliyorlar ? | Open Subtitles | أنا لا اشعر بمذاق في فمي عندما يطعمون هؤلاء الناس |
Bu sığırı sadece yonca tohumu, arpa ve kırmızı şarapla besliyorlar ve bir şef tarafından dikkatlice seçilen her dilim azla orta arası, mükemmel şekilde pişirilmeden önce 35 gün kuru dinlendirmeye tabi tutuluyor. | Open Subtitles | إنهم فقط يطعمون هذه البقرة البرسيم و الشعير و النبيذ الأحمر ثم يختار الطباخ بيده بعض القطع ويتركها تجف لمدة 35 يوماً |
Bu arada, etlerini kırmızıya döndürmek için onları demirle besliyorlar. | Open Subtitles | بالمناسبة , انهم يطعمونهم بكريات لحم صغيرة لأنتاج اللحم الاحمر |
Weckler Tatum'a "Seni besliyorlar mı?" diye soruyordu. Beyinleri diyormuş! | Open Subtitles | سأل (واكلر) (تاتم): "هل "لا زالوا يغذونك جيداً؟ |
Sana bu buğday kreması deyip köpek bokuyla besliyorlar. | Open Subtitles | أنهم يطعموك قذارة الكلب، ويقولون أنه كريم القمح! |
- Seni besliyorlar mı tatlım? | Open Subtitles | هل يطعمونك على الدوام يا عزيزتي؟ |
Onu biftekle besliyorlar ve Freddy de gelmeyi reddediyor. | Open Subtitles | إنهم يطعمونه قطع من عظام الديك الرومي وهو يرفض في أن يعود إلى هنا |
Beş nesildir o ve ataları sırtlanları besliyorlar hem de elleriyle. | Open Subtitles | هو و أجداده إلى 5 أجيال كانوا يطعمون الضباع بأيديهم |
Mültecileri besliyorlar, onlara ev yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطعمون اللاجئين, ويبنون المنازل |
Tavuğu kuru üzümle besliyorlar. | Open Subtitles | أنهم يطعمون الدجاج الزبيب |
Onları besliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطعمونهم |
Weckler Tatum'a "Seni besliyorlar mı?" diye soruyordu. | Open Subtitles | سأل (واكلر) (تاتم): "هل لا زالوا يغذونك جيداً؟" |
İyi besliyorlar mı seni? | Open Subtitles | هل يطعموك كفاية؟ |
- Sinirlenme. ben... seni burada yeterince besliyorlar mı? | Open Subtitles | -لا تتوتر . هل يطعمونك جيداً هنا؟ |
Ama şimdi onu besliyorlar. | Open Subtitles | امامه ولكن الأن يطعمونه |