Benzer şekilde, bir aslanı veya bifteği tanımladığım deneyimimde, gerçeklikle etkileşiyorum, fakat bu gerçeklik ne bir aslan ne de bir biftek. | TED | كذلك عندما اصف تجربتي لأسد أو شريحة لحم فأنا اتفاعل مع الواقع ولكن هذا ليس فعلا اسدا او شريحة لحم |
Sana Manhattan'daki en büyük bifteği ısmarlayacağım. | Open Subtitles | سأشتريك شريحة لحم البقر الأكبر في مانهاتن. تسمعني؟ |
Kalın bir bifteği buzları çözülsün diye bekletiyorum. | Open Subtitles | عندي حتة ستيك 2 بوصة فكتها من التلج الان |
Buraya yakın harika bir yer biliyorum. bifteği harikadır. | Open Subtitles | أعرف مكاناً صغيراً رائعاً بالقرب يقدم شرائح لحم شهية |
Bu orospu çocuğu, tam buradaki bu orospu çocuğu o kadar çiğ ki bifteği boğaların kalçalarından doğrudan yiyor. | Open Subtitles | بندقية وزجاجة جعة يا عاهرة هذا الرجل، هذا الرجل هنا قاسٍ للغاية، يأكل شرائح اللحم مباشرة من الثيران الحيّة |
O yüzden, öğrencilerin ödevi, yarının bifteği nasıl olmalı, onu tasarlamaktı. | TED | ولذلك كانت المهمة للطلاب كيف يجب أن تكون شريحة اللحم في المستقبل؟ |
Bu bifteği ele alalım: Bir hayvanın uygunluğu için bu biftek ne demektir? | TED | تصور هذه الشريحة من اللحم ماذا ستفعل هذه الشريحة للياقة حيوان ما؟ |
Kızartılmış tavuklu bifteği denemelisin. | Open Subtitles | عليك تجربة شريحة لحم الدجاج المقلية لأنها .. |
- Bu soslu biftek değil! - Vejetaryen bifteği o. Güzel, değil mi? | Open Subtitles | ليست شريحة لحم ، أنها نباتية جيدة ، أليس كذلك؟ |
- Bağlanma, sırt bifteği, hayvan sakinleştirici. | Open Subtitles | قيود، شريحة لحم ؟ . ومهدئ أعصابٍ للحيوانات |
New York bifteği... ekşili kremalı fırınlanmış patates,frenksoğanı ve tatlı hayal ediyordum. | Open Subtitles | أنا كنت فقط إستغراق في أحلام اليقضة حول ستيك شريط نيويورك البطاطة المخبوزة بالقشطة الحامضة وثوم المعمر والحلوى الحارة |
Sen SaIisbury bifteği alırsın ve, ben de fırında pişmiş tavuk. | Open Subtitles | اذأ انت سوف تاخذ ستيك ساليزبوري وانا ساخذ دجاج مشوي مره اخرى |
Belki ben SaIisbury bifteği almam. Jambonlarının tadına bakarım. | Open Subtitles | من الممكن ان اغير ولا اخذ ستيك ساليزبوري انا يجعبني فخذ اللحم من عندهم |
Siz Grange kardeşler olmalısınız. Umarım sığır bifteği havasındasınız. | Open Subtitles | يبدو أنكم ريفيين آمل أنكم في مزاج لتناول شرائح لحم البقر |
Şaşırtıcı derecede lezzetli Salisbury bifteği de var. | Open Subtitles | يقدمون كذلك شرائح لحم لذيذة وهذا غريب فعلاً |
Steve, bifteği şimdilik bir kenara bırakırsak buradaki menüde yazdığına göre istiridye, havyar, somon füme... | Open Subtitles | ستيف, دعك من شرائح اللحم الآن يوجد لدينا هنا محار, كافيار, سالمون مدخن واطعمة مقلية او مشوية |
Ayın bifteği ödülünü ortaya attığından beri her ayın 4. salı günü timsahlar tarafından kovalanıyorum. | Open Subtitles | مُنذُ أن بَدأتَ شريحة اللحم لنادي الشهرَ، وأنا أَصْرفُ كُلّ رُبع الثّلاثاء مطارد من قبل التماسيح |
Bu bifteği yiyebilmek için adam öldürecek bir sürü insan var. | Open Subtitles | هناك أناس بالخارج يتقاتلون من أجل هاذه الشريحة من اللحم |
Yada hikaye bifteği yada bir çeşit hikaye eti arıyor. | Open Subtitles | أو قصة لحوم البقر أو نوعاً ما .. قصة اللحم |
Wagyu bifteği, 30 gün kurutuldu. | Open Subtitles | لحم مشوي , مجفف لمدة 30 يومًا, من لحم "ويغو" البقري. |
Hadi bir masaya geçelim, birkaç devekuşu bifteği söyleyelim rezalet oldukları için geri gönderelim ve eve gidip kutlama yapalım. | Open Subtitles | لنذهب إلى طـاولة، ولنطلب بعض قطع لحم النعـام، ونقوم بـإرجـاعهـا لأنهـا سيئة، ثم لنذهب إلى المنزل ونحتفل. |
Otelde. - bifteği sıcak tut. | Open Subtitles | أنه فى الفندق ابق قطعة اللحم دافئة ، سأعود |
Ellerime alabileceğim en büyük bifteği yiyeceğim. | Open Subtitles | سأكل أكبر قطعة لحم أستطيع أن أمد يدي عليها. |
Bir motel odası tutup, geyik bifteği ve şarap alarak başlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نبدأ بالحصول على كوخ. شريحتا لحم غزال وقنينة نبيذ فوّار. |
Salisbury bifteği ve vanilyalı dondurma. | Open Subtitles | شريحه لحم سالسبارى وآيس كريم الفانيليا |
Bana istediğimi var. Akşam yemeğinde bifteği alırsın. | Open Subtitles | تَحْصلُ عليني الذي أَحتاجُ، أَحْصلُ عليك ذلك عشاءِ الستيكِ. |
Ben... Önerinize minnettarım ama bifteği seviyorum. | Open Subtitles | انا اقدر اقتراحاتك ولكننى احب اللحم البقرى |