| Kimse yerini bulamadı çünkü orada olduğunu bile bilen yok. | Open Subtitles | لن يجدها أحد، لأن لا أحد يعرف أنّها كانت هناك |
| Sanat dünyasının kirli alt tarafını ondan iyi bilen yok, efendim. | Open Subtitles | لا أحد يعرف الجانب السفلي القذر لعالم الفن أفضل منه سيدي |
| Bazı evlere neden perili dendiğini bilen yok. | Open Subtitles | لا أحد يعرف لماذا بعض البيوت تدعو مسكونة |
| Burada olduğumu bilen yok, senin burada olduğunu da bilen yok. | Open Subtitles | لا أحد يعلم أنني هنـا , لا أحد يعلم أنك هنـا |
| Burada olduğumu bilen yok, senin burada olduğunu da bilen yok. | Open Subtitles | لا أحد يعلم أنني هنـا , لا أحد يعلم أنك هنـا |
| Pauline konusunda çok ketum davrandın. Senle benden başka onu bilen yok. | Open Subtitles | لقد كنت كتوما بشأن امر بولين, لا احد يعرف عنها سواك انت وانا . |
| Burada olduğunu bilen yok. | Open Subtitles | لاأحد يعلم بأنه هنا |
| Orada ne yaptıklarını bilen yok, ama... varlıklarıyla herkese batıyorlarmış. | Open Subtitles | لا أحد يعرف حقا ماذا كانوا يفعلون هناك , ولكن وقفوا خارجا مثل كرات القطن |
| İçinde ne olduğunu benden ve Cane'in menejerinden başka bilen yok. | Open Subtitles | لا أحد يعرف ما كان بداخلة عدا أنا ووكيل كان |
| Bu işi benden iyi bilen yok. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل ذلك. لا أحد يعرف هذا أكثر منيّ. |
| Yani fıstığa alerjisi olduğunu bilen yok muydu? | Open Subtitles | أنت تقول لي لا أحد يعرف كان حساسية من الفول السوداني؟ |
| Komşunun biri onu arabaya girerken görmüş fakat başka bir şey bilen yok. | Open Subtitles | رآها أحد الجيران متجهة للركوب في سيارة لكن لا أحد يعرف اكثر من ذلك |
| Bu dosyayı senden iyi bilen yok. Dosyayı sen yürüteceksin. | Open Subtitles | لا أحد يعرف هذه القضيّة أفضل منكِ، ستتولّين قيادتها |
| Burada olduğumuzu bilen yok ve ne yiyeceğimiz ne de suyumuz var. | Open Subtitles | , لا أحد يعرف بأننا بالخارج هنا ونحن ليس لدينا طعام أو ماء |
| Eski başkan olarak, göç projesi hakkında senden çok şey bilen yok. | Open Subtitles | بصفتكِ حاكمة سابقة, لا أحد يعرف أفضل منكِ بشأن مشروع الخروج |
| Var olduğunuzu bilen yok ama garip şeyler olup duruyor. | Open Subtitles | لا أحد يعلم بوجودكم لكن الأمور الغريبة لا تزال تحدث |
| Var olduğunuzu bilen yok ama garip şeyler olup duruyor. | Open Subtitles | لا أحد يعلم بوجودكم لكن الأمور الغريبة لا تزال تحدث |
| Onun kim olduğunu, nereden geldiğini, ya da hakkında bir şey bilen yok. | Open Subtitles | لا أحد يعلم من هو أو المكان الذى جاء منه |
| Buradan sonra ne yapacağını bilen yok. - Askere gitmekten iyidir. | Open Subtitles | لا أحد يعلم ماذا نفعل بعد إنتهاء خدمتنا، من الأفضل أن نوافق |
| Bu şeyleri ondan daha iyi bilen yok. | Open Subtitles | لا احد يعرف هذه الاشياء افضل منه. |
| Burada olduklarını bilen yok ve kimse onları özlemeyecek. | Open Subtitles | لا احد يعرف انهم هنا ولا احد سيفتقدهم |
| Onun burada olduğunu bilen yok. | Open Subtitles | لاأحد يعلم بأنه هنا |
| - İngilizce bilen yok mu? Adamın yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | هل يتحدث أحدكم الأنجليّزية رجلنـا يحتاج المساعدة. |