| Sadece benim gibi olan çok az kişi müşteri bilgilerine erişebilir. | Open Subtitles | فقط عدد قليل من مسؤولي البنك مثلي يعرفون معلومات صاحب الحساب |
| Bu odada kalan herkesin isimlerine ve araç bilgilerine ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج للأسماء و معلومات السيارات لكل من كان يقيم بهاته الشقة |
| Bütün toplantıların ve onları gönderdiğiniz seçmelerin bilgilerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج معلومات عن جميع الاجتماعات والاختبارات التي قمتم بإرسالهم لها |
| Merkez, kimlik bilgilerine ulaşmanı istiyorum. | Open Subtitles | ايها الكومبيوتر احتاجك لدخول قاعدة بيانات الرسومات |
| Şu anda L'de benim özel tim bilgilerine ulaşabildiğimi biliyor; | Open Subtitles | . . الآن إل يعلمُ بأني أستطيع الولج لمعلومات الشرطة |
| Park Birimi'nde onun bilgilerine ulaşabilen bir tanıdığım var. | Open Subtitles | اعرف ذاك الشاب بالقرب من مكتب المواقف قام بسرد معلوماته |
| Sampson, Fenikeli Takas Web sitesine erişim bilgilerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج لبيانات دخولك يا سامسون للوصول إلى موقع الصرافة الفنيقية |
| Bir kere bir kişinin kredi kartı bilgilerine eriştiğiniz zaman, bu bilgi ile istediğiniz zaman online olabilir ve istediğinizi satın alabilirsiniz. | TED | ما ان تحصل معلومات بطاقة الائتمان لاناس اخرون تستطيع ان تدخل الشبكة و تشتري ما تريد بهذه المعلومات |
| ...ona bağlantının bilgilerine nasıl ulaşacağını söylemek. | Open Subtitles | هي أن أخبرهم كيفية الوصول إلى معلومات إتصالاتك |
| Özel Tim bilgilerine ulaşabiliyor. | Open Subtitles | وقد حصل على معلومات من داخل التحقيق من قبل |
| Eğer Kira, Özel Tim bilgilerine ulaşabiliyorsa, bunun bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لو أن كيرا وصل إلى معلومات تسربت من الداخل فإن فرص أنه باقٍ بيننا عالية |
| - Bak yardımcı olabilir miyim bilmiyorum ben sadece suç bilgilerine erişebilirim. | Open Subtitles | أنظري، لا أعلم أن كان يمكنني فعلها صلاحيتي يمكنها اختراق الوصول لأي معلومات ترينها مفيدة |
| Sürücü belgesi ve kredi kartı bilgilerine ulaşıyorum. | Open Subtitles | إنتظر بيانات رخصة القيادة و معلومات بطاقة الائتمان الآن |
| - Bak yardımcı olabilir miyim bilmiyorum ben sadece suç bilgilerine erişebilirim. | Open Subtitles | أنظري، لا أعلم أن كان يمكنني فعلها صلاحيتي يمكنها اختراق الوصول لأي معلومات ترينها مفيدة |
| Meriel'in kişisel bilgilerine sahiptiniz hesabına, adresine, vs. | Open Subtitles | كانت لديك معلومات ميريل الخاصة حسابها وعنوانها والخ |
| Meriel'in kişisel bilgilerine sahiptiniz hesabına, adresine, vs. | Open Subtitles | كانت لديك معلومات ميريل الخاصة حسابها وعنوانها والخ |
| Kullanım bilgilerine ihtiyacım var. Hesabı mesajla gönderdim. | Open Subtitles | انظر، أحتاج بعض بيانات الاستخدام لقد أرسلت لك رقم الحساب |
| Var olan bütün hükümetlerin bütün bilgilerine erişim gücüm var. | Open Subtitles | يمكنني الدخول إلى بيانات أيّ حكومة على وجه الوجود |
| Yüzlerce çalışanımız var. Onlardan kaçı dağıtımı durdurma bilgilerine ulaşabiliyor? | Open Subtitles | حسناً، كمْ واحداً منهم لديه صلاحيّة وصول لمعلومات فترات الإجازة؟ |
| Dr. Collier'ın ofis bilgisayarlarındaki bilgilerine erişip elektronik postasına girme İzin istedim. | Open Subtitles | نحتاج لمعلومات من حاسبات مكتب الدّكتور كولير وصلاحية دخول إلى البريد الإلكتروني لعمله |
| Az önce kredi kartı bilgilerine eriştim. | Open Subtitles | بإمكاني وحسب إختراق معلوماته الإئتمانيّة، وأرى ما كان يعمله مُؤخراً، |
| Dani, araştırma bilgilerine ulaşılmasın diye bilgisayarın ağa girmemesinde ısrar etmişti. | Open Subtitles | داني اصرت أن يبقى حاسوبها خارج شبكة الانترنت كي لا يستطيع أحد أن يدخل لبيانات بحثها |