Bugün çalışan en başarılı bilim insanlarının birçoğu matematik bakımından, yarı okuryazar. | TED | العديد من العلماء الذي يعملون حاليا يفتقرون إلى المهارة العالية في الرياضيات |
Yani aslında bilim insanlarının bize anlattığı şey, asla olmaz. | TED | لذا في الحقيقة، ما يخبرنا به العلماء هو، لا وسيلة. |
bilim insanlarının küçük ölçekli çalışma yapmaları için hala iyi nedenleri vardır. | TED | لكن لا يزال هناك العديد من الأسباب الوجيهة ليجري العلماء دراسات صغيرة. |
Yaşım ilerlediğinde bilim insanlarının büyük patlamaya dair deliller bulduğunu duydum. | Open Subtitles | عندما كبرت سمعتُ أنَّ العلماء قد اكتشفوا أدلة على الإنفجار الكبير. |
Çünkü ben bir bilim insanıyım, ve bilim insanlarının hepsi dinozorların neslinin tükenmesine farklı teori üretmiş olabilirler. | Open Subtitles | لأنني عالمة والعلماء ربما لديهم نظريات مختلفة عن كيفية إضمحال الديناصورات لكن لا أحد منهم |
Güneş'ten gelen radyasyon tehdidi, bilim insanlarının Güneşimizi yakından takip etme sebeplerinden yalnızca biridir. | Open Subtitles | تهديدات الإشعاعات الشمسية تعطى أكثر من سبب للعلماء لمراقبة طقس الشمس |
Oyun bize bilim insanlarının travma sonrası gelişme dediği çok da duyulmayan bir durumu deneyimlememizde yardımcı oluyordu. | TED | حيث ساعدتنا اللعبة لتجربة مايسميه العلماء بنمو ما بعد الصدمة وهو شيء لا نسمع عنه عادةً |
Öğrendiğim şey ise bilim insanlarının korktuğuydu, hatta benimle konuşmaktan bile. | TED | ولكن تعلمت بسرعة أن العلماء كانوا متوترين، وحتى خائفين من الحديث معي. |
Ve aynı sorularının cevabını aldığında, bir unsur, özellikle bir unsur göze çarpıyordu. Öyle ki istatistiki berraklık, bilim insanlarının hayallerini süsleyen türdendi. | TED | وعندما بدأت النسخ الكربونية للاستفتاء بالعودة إليها، شيء واحد فقط برز بوضوح إحصائي من النوع الذي يحلم به أغلب العلماء. |
Yerinde duramama hissi bilim insanlarının neşeyi ölçmede kullandıkları yollardan biri. | TED | ذلك الشعور بالرغبة في القفز للأعلى والأسفل هو أحد طرق قياس البهجة لدى العلماء. |
Bu işleme hafıza güçlendirme denir ve bilim insanlarının belirli anılarımızı diğerlerinden daha çok geliştirebilme üzerine düşündüğü teori hafıza güçlendirme. | TED | ونظرية توطيد الذاكرة هذه هي التي تجعل العلماء يتساءلون عما إذا كنا قادرين على تعزيز بعض الذكريات على غيرها. |
Burası, bilim insanlarının hafıza güçlendirmenin meydana geldiğine inandıkları kısım. | TED | وهذه هي مرحلة النوم التي يعتقد فيها العلماء أن عملية توطيد الذاكرة يمكن أن تحدث. وفي مرحلة النوم العميقة هذه، |
Bu öğrenciler aynı zamanda, bilim insanlarının işlerinin, verileri ve bulguları toplayıp bunları büyük kitaplara doldurmak olduğu fikrini de edinmiş olabilirler. | TED | وأفترض، بأنهم يعتقدون أيضا، بأن دور العلماء هو جمع المعطيات وجمع الحقائق وتجميعها في تلك الكتب الضخمة. |
Darwin, cinsel şişliğin kendi zamanındaki yansımalarını es geçti; bilim insanlarının bazen meyilli oldukları gibi... | TED | الآن, داروين تجاهل الانعكاسات المتعلقة بالتورمات الجنسية خلال يومه الخاص, كما يميل العلماء أن يفعلوا في بعض الأحيان. |
Bu teknolojilerin sağlamlığı sayesinde, bu süreçleri otomatik bir hâle getirebileceğimizi ve laboratuvar iş akışını bilim insanlarının elinden alarak bir makineye aktarabileceğimizi gördük. | TED | بسبب متانة هذه التكنولوجيا، فقد وجدنا أننا نستطيع أن نجعل هذه العمليات تتم بشكل أوتماتيكي وننقل بيئة العمل المختبرية من يدي العلماء إلى الآلات. |
JD: Bana göre, bilim insanlarının laboratuvarlardan çıkması zor oluyor. | TED | ج د: أعتقد أنه من الصعب على العلماء أن يخرجوا من مختبراتهم |
bilim insanlarının sonik patlamalara dair nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için ilk olarak sesin temellerinden başlayalım. | TED | لنفهم كيفية دراسة العلماء لدويَّ اختراق حاجز الصّوت بشكلٍ أفضل، دعونا نبدأ ببعض أساسيات الصّوت. |
Nedeni kısmen, bilim insanlarının onları kullanırken çok ihtiyatlı ve dikkatli olacaklarına inanmaları. | TED | جزئياً لأنهم يؤمنون أن العلماء سيكونون حذرين جداً ويتحملون المسؤولية بشأن استخدامها. |
bilim insanlarının yer çekimini anlayışı günümüze kadar değişti ama Newton'un evrensel kütle çekim yasası çoğu durumda iyi bir yaklaşım. | TED | تطور فهم العلماء للجاذبية منذ ذلك الوقت، ولكن قانون نيوتن في الجذب العام لا يزال تقريبًا جيدًا في معضم الحالات. |
Ama bilim insanlarının hâlâ çözemediği bir yöntemle menenjit bakterisi bu bariyeri kandırarak içeri girmeyi başarabilir. | TED | ولكن بطرقٍ يحاول العلماء للآن فهمها وفهم كيف تخدع الجراثيم المسببة لالتهاب السحايا هذا الحاجز لكي تسمح لها بالعبور. |
doktor ve bilim insanlarının halk sağlığı önlemleri, cerrahi teknikleri, DNA dizilimi, kanser araştırmaları ve tedavisi hakkında bugün bildiğimiz her şeyi bildiğini hayal edin. | TED | وكان الأطباء والعلماء يعرفون كل ما نعرفه اليوم حول تدابير الصحة العامة، وتقنيات الجراحة، وتسلسل الحمض النووي، وأبحاث السرطان وعلاجه؟ |
Zira kendisinin görelilik teorisi bilim insanlarının sağ duyusunu rencide etmektedir. | Open Subtitles | "على اساس ان نظريتهُ في النسبية التي تُسيء للشعور المُشترك للعلماء." |