Pasaportlarımızı aldınız. bilimsel bir çalışma yapıyoruz, buna hakkınız yok. | Open Subtitles | لديك الفيزات هذه مهمة علمية ليس لك الحق في إحتجازنا |
Aslında bugün, bilimsel bir görevde ona eşlik etmeni umuyordum. | Open Subtitles | فى الحقيقة كنت أتمنى ان ترافقيه الليلة فى مهمة علمية |
Bu projenin felaketle sonuçlanmayacağına dair bilimsel bir kanıtımız yok. | Open Subtitles | لايوجد دليل علمي ابداً, ان هذا المشروع لن ينتهي بكارثة. |
Bunu kabul edebilirdim. Ama işe dönecek olursak-- her hafta dergi kulübümüz olurdu, diğer doktorlarla oturur ve tıpla ilgili bilimsel bir makale üzerinde çalışırdık. | TED | لكن في العمل كان لدينا كل أسبوع ما يسمى بنادي المجلة حيث تجلس مع الأطباء الاخرين و تدرس بحث علمي له علاقة بالطب |
Fakat fark edemedikleri şey bilimsel bir devrimi başlatacak olmalarıydı. | Open Subtitles | ولكن ما لم يدركوا أنهم سيطلقون العنان أيضا للثورة العلمية. |
Düzenli kayıt tutmak bilimsel bir araştırmanın en önemli parçasıdır. | Open Subtitles | حفظ السجلات المناسبة هو الجزء الأكثر أهمية في البحث العلمي. |
ve aslında ben size bu başlangıç datasını göstererek bilimsel bir günah işliyorum. | TED | وهذا امرٌ محرم علمياً .. لانني اريكم معلومات مبدئية |
bilimsel bir açıklaması yok. | Open Subtitles | ليس هناك إكسبيانيشن علميّ . |
Çok şanslı bir gençsin, bilimsel bir keşfin tanığı olacaksın. | Open Subtitles | انت محظوظ جدا ايها الشاب لتكون شاهد على ثورة علمية |
Şimdi sahadaki adamlarımızla tekrar iletişim kurmak için bilimsel bir şey bulun. | Open Subtitles | الآن ابحثوا لي عن طريقة علمية لإعادة الاتصال مع رجالنا في الميدان |
Şu anlaşılıyorki robotlar insan davranışını anlamak için çok ilginç bilimsel bir araç haline geliyorlar. | TED | لقد اتضح الان ان الروبوتات أصبحت في الواقع أداة علمية جديدة مثيرة للاهتمام حقا لفهم السلوك البشري |
Osmanli Imparatorlugu Avrupa'dan o kadar da uzak degildi. ancak orada bilimsel bir Devrim yoktu. | TED | الإمبراطورية العثمانية ليست بعيدة عن أوربا، لكن ليس هناك ثورة علمية تحدث. |
Bu pek bilimsel bir teori değil, bu yüzden unut gitsin. | TED | الآن هذه ليست نظرية علمية بالفعل فيمكن لنا أن ننساها. |
Bilinçle ilgili başarılı olacak bilimsel bir teorinin olmasını istiyorum. Ve uzun süredir, başımı duvarlara vurup, tümüyle fizik kurallarıyla uyumlu bir bilinç teorisi bulmaya çalışıyordum. | TED | أريد نظرية علمية للوعي تعمل، ولفترة طويلة، خبطت رأسي في الحائط باحثًا عن نظرية للوعي بمصطلحات فيزيائية خالصة قد تعمل. |
Bence eğer bilimsel bir tanımlama için uğraşmıyorsanız, bu tanımlamayı yapmak daha kolay. | TED | أنا أعتقد أنه في الواقع سهل أن يعرف إن لم تكن تحاول أن تعطي تعريف علمي |
Biz bilimsel bir tanımlama için hazır değiliz, ama işte aklıselim bir tanım. | TED | نحن لسنا جاهزين لتعرف علمي لكن هاكم تعريف بديهي |
Ancak her zaman olduğu gibi, çığır açan bilimsel bir araştırma yaparken buluşma fırsatları olmamıştı. | TED | ولكن كما يحدث غالباً فإنهم عندما يقومون ببناء بحثٍ علمي رائد، لا يجتمعون بشكل جيّد مع بعضهم البعض. |
Hâl böyleyken, bu efsaneyi bilimsel bir kanıt desteklemiyor. | TED | ومع ذلك فهي خرافة غير مدعومة بالأدلة العلمية. |
Bu cok beklenmedikti, cunku ben bilimsel bir dunya gorusuyle buyudum ve hayatimizin ne kadarinin mantik disi gucler tarafindan yonlendirildigini ogrendigimde cok sasirdim. | TED | هذا كان غير متوقعا بشدة لأنه كما تعلمون ترعرعت في كنف النظرة العلمية و لقد صدمت لمعرفة ان معظم حياتي مسيرة بقوى غير منطقية; |
Bu bilimsel bir sonuç. bilimsel bir gerçeği değiştiremezsin. | Open Subtitles | إنه لسؤال علمي ليس بوسعك تعديل الحقيقة العلمية |
Düzenli kayıt tutmak bilimsel bir araştırmanın en önemli parçasıdır. | Open Subtitles | حفظ السجلات المناسبة هو الجزء الأكثر أهمية من البحث العلمي. |
Birkaç araştırmacı yüzlerce insana bilimsel bir makaleyi okumalarını rica etti. | TED | قام عالمان بطلب مئات الاشخاص ان يقرأوا مقالاً علمياً |
bilimsel bir açıklaması yok. | Open Subtitles | ليس هناك إكسبيانيشن علميّ . |
Ben burada bilimsel bir şey görmüyorum. | Open Subtitles | أنني لم أرى أيّ علم حقيقي هنا. |
bilimsel bir alet, burada ihtiyacım olan şeyin olduğunu söylüyor, buralarda bir yerde. | Open Subtitles | إنها أداه علميه تخبرنى أن هناك بعض ما اريد فى مكان قريب هنا |