Çok biliyormuş gibi adımı "ie" yerine "y" ile yazmış. | Open Subtitles | لقد كتبها بالألف بدلا من الياء حسبته يعرف هجاء اسمي |
Oh, sanki olacakları biliyormuş gibiydi... kalp krizi geçirmeden hemen önce, | Open Subtitles | يارجل, كما لو أنه كان يعرف. يارجل, كأنما, قبل النوبة القلبية، |
Bütün tanık olayını biliyormuş fakat daha fazla anlamalarına kadar gidip söylememiş. | Open Subtitles | يعرف مسألة الشهود لكنه لا يريد إعلام الرؤساء قبل أن يعرف المزيد |
Ebeveynlerinin oradan geçtiğini ve orada bir tek Yahudi kalmadığını biliyormuş. | Open Subtitles | عرف ان والداه كانوا هنا ولم يبقى يهودي على قيد الحياة |
Her kim sanığın ölmesini istiyorsan onu tam olarak nerede bulacağını biliyormuş. | Open Subtitles | من الواضح أن من أراد قتل المدعى عليه علم تماماً أين يجده |
Sırf popüler olmaya başladın diye her şeyi biliyormuş gibi davranmayı bırak. | Open Subtitles | توقّف عن التصرّف كما يعرف كل الناس، فقط لأنك اصبحت أكثر شعبية. |
Sonunda! En azından biriniz bu işin nasıl yapılacağını biliyormuş. | Open Subtitles | أخيراً , على الأقل هناك شخصاً ما يعرف ما يفعله |
Demek istediğim bu herif gerçekten bütün bunların yanında ne yaptığını biliyormuş. | Open Subtitles | أعني هذا الشخص مثل كان حقا يعرف ماذا يفعل بتغطية كل مداخله |
Her şeyi biliyormuş gibi yapıyor ama bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | اترى ، لقد اعتاد على معرفة كل شيء لكنه لم يعرف |
Onları kazıp çıkaran kişi, gömüldükleri yeri tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من نبش تلك القبور كان يعرف تحديداً مكانها |
Bunu yapan her kim ise izlerini nasıl gizleyeceğini biliyormuş. | Open Subtitles | أيًا كان من قام بهذا فهو يعرف كيف يغطي أثاره |
Sanki biri bunu biliyormuş da kapının önüne bırakmış gibi. | Open Subtitles | وكأن شخص ما كان يعرف هذا وتركني عِند عتبة بابك |
Sanki üzerimde bir şey yokken nasıl göründüğümü biliyormuş gibi bakıyor! Scarlett! | Open Subtitles | يبدو كما لو كان يعرف كيف أبدو بدون تنورتي |
Sanki Bay Spenalzo'yu yanımızda getireceğimizi biliyormuş gibi. | Open Subtitles | . أتعتقد أنه عرف أننا سنحضر السيد سبينالزو هنا |
Çok uzun zaman bekledik ama o hangi istasyonda ineceğini biliyormuş. | Open Subtitles | لقد انتظر طويلا لكنه عرف المَخرَج الصحيح من المحطة |
Bunu yapan her kimse tırtılı nasıl haklayacağını biliyormuş. bulması hiçte kolay olmayan bir şey. | Open Subtitles | فقد عرف بأنه سيشل المحرك الصامت بطريقة ليست سهلة لإيجادها |
O zamana kadar hi kimse bu hazineyi görmemiş ama prenses orada olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | الآن، لم يكن أحد على الاطلاق هذا الكنز بالطبع، ولكن الأمراء علم أنه كان هناك. |
Kahretsin, adi herif duvarda kamera olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | اللعنه ابن العاهره علم انه يوجد كاميرات في الجدران اللعنه |
Bunu başından beri biliyormuş gibi davrandım. Seni sınırlarının sonuna dek zorladığımı düşünüyor. | Open Subtitles | ادعيت أنني كنت على علم بذلك طول الوقت ...هو يعتقد أنني دفعتك ودفعتك |
Dediğine göre ordu onun Camiri'de olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | قـال بأن الجيش يعرفه في كـاميري. |
Asansörde kamera olduğunu ama koridorda ve servis alanında olmadığını biliyormuş. | Open Subtitles | عَرفَ كان هناك آلاتَ تصوير في المصاعدِ، لكن لَيسَ في المداخلِ أَو منطقةِ الخدمة. |
Bunu kim yatıysa o duvarın öbür tarafında ne olduğunu tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من أطلقها كان يعلم ماذا يوجد على الجانب الآخر من الجدار |
Kocasına bir şey olacağını biliyormuş gibi geldi mi sana? | Open Subtitles | هل خطر لك من قبل أنها ربما كانت تعرف ما سيحدث له؟ كيف؟ |
Bakalım neler biliyormuş. | Open Subtitles | حَسناً، دعنا نَكتشفُ الذي ما عدا ذلك يَعْرفُ. |
Onunla tanıştığımızda, öleceğini biliyormuş. | Open Subtitles | عندما قابلناها، كانت تعلم مسبقاً أنه سوف تموت |
Özür dilerim Roz. Ama Daphne hamile olduğunu biliyormuş gibi geldi. | Open Subtitles | الطريق الذي تَكلّمتْ بَدا كما لو أنَّ عَرفتْ بأنّك كُنْتَ تَضِعُ طفل. |
Sanki sırlarımı biliyormuş gibi. Ne yaparsam yapayım saklanamazmışım gibi. | Open Subtitles | كما لو أنه يعلم أسراري , مثل و أنه لو مهما فعلت لا يمكنني الاختباء منه |
Bir gün keşfinin doğruluğunu kanıtlamak zorunda kalacağını biliyormuş. | Open Subtitles | إنه يعلم بأنه سيحتاج توثيق إكتشافهم يوماً ما |
Yok efendim kural biliyormuş, yok efendim yetenekliymiş. | Open Subtitles | حتى إذا هو يحصل على المهارات ويعرف القواعد هذا ما بعد غير معقول |
Sandığın birkaç bin dolar ettiğini biliyormuş. | Open Subtitles | وكان يعلم بأنه يساوي عدة آلاف من الدولارات. |
Silah kullanmayı biliyormuş. Tüm o kutuları gördün! Yarı müşterisiyle o ilgilenirmiş. | Open Subtitles | هي تعرف كيفية إستعمال بندقية، لديها دافع، رأيتِ تلك الصناديق. |