ويكيبيديا

    "biliyormuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعرف
        
    • عرف
        
    • علم
        
    • يعرفه
        
    • عَرفَ
        
    • كان يعلم
        
    • كانت تعرف
        
    • يَعْرفُ
        
    • كانت تعلم
        
    • عَرفتْ
        
    • أنه يعلم
        
    • إنه يعلم
        
    • ويعرف
        
    • وكان يعلم
        
    • هي تعرف
        
    Çok biliyormuş gibi adımı "ie" yerine "y" ile yazmış. Open Subtitles لقد كتبها بالألف بدلا من الياء حسبته يعرف هجاء اسمي
    Oh, sanki olacakları biliyormuş gibiydi... kalp krizi geçirmeden hemen önce, Open Subtitles يارجل, كما لو أنه كان يعرف. يارجل, كأنما, قبل النوبة القلبية،
    Bütün tanık olayını biliyormuş fakat daha fazla anlamalarına kadar gidip söylememiş. Open Subtitles يعرف مسألة الشهود لكنه لا يريد إعلام الرؤساء قبل أن يعرف المزيد
    Ebeveynlerinin oradan geçtiğini ve orada bir tek Yahudi kalmadığını biliyormuş. Open Subtitles عرف ان والداه كانوا هنا ولم يبقى يهودي على قيد الحياة
    Her kim sanığın ölmesini istiyorsan onu tam olarak nerede bulacağını biliyormuş. Open Subtitles من الواضح أن من أراد قتل المدعى عليه علم تماماً أين يجده
    Sırf popüler olmaya başladın diye her şeyi biliyormuş gibi davranmayı bırak. Open Subtitles توقّف عن التصرّف كما يعرف كل الناس، فقط لأنك اصبحت أكثر شعبية.
    Sonunda! En azından biriniz bu işin nasıl yapılacağını biliyormuş. Open Subtitles أخيراً , على الأقل هناك شخصاً ما يعرف ما يفعله
    Demek istediğim bu herif gerçekten bütün bunların yanında ne yaptığını biliyormuş. Open Subtitles أعني هذا الشخص مثل كان حقا يعرف ماذا يفعل بتغطية كل مداخله
    Her şeyi biliyormuş gibi yapıyor ama bir şey bildiği yok. Open Subtitles اترى ، لقد اعتاد على معرفة كل شيء لكنه لم يعرف
    Onları kazıp çıkaran kişi, gömüldükleri yeri tam olarak biliyormuş. Open Subtitles أياً كان من نبش تلك القبور كان يعرف تحديداً مكانها
    Bunu yapan her kim ise izlerini nasıl gizleyeceğini biliyormuş. Open Subtitles أيًا كان من قام بهذا فهو يعرف كيف يغطي أثاره
    Sanki biri bunu biliyormuş da kapının önüne bırakmış gibi. Open Subtitles وكأن شخص ما كان يعرف هذا وتركني عِند عتبة بابك
    Sanki üzerimde bir şey yokken nasıl göründüğümü biliyormuş gibi bakıyor! Scarlett! Open Subtitles يبدو كما لو كان يعرف كيف أبدو بدون تنورتي
    Sanki Bay Spenalzo'yu yanımızda getireceğimizi biliyormuş gibi. Open Subtitles . أتعتقد أنه عرف أننا سنحضر السيد سبينالزو هنا
    Çok uzun zaman bekledik ama o hangi istasyonda ineceğini biliyormuş. Open Subtitles لقد انتظر طويلا لكنه عرف المَخرَج الصحيح من المحطة
    Bunu yapan her kimse tırtılı nasıl haklayacağını biliyormuş. bulması hiçte kolay olmayan bir şey. Open Subtitles فقد عرف بأنه سيشل المحرك الصامت بطريقة ليست سهلة لإيجادها
    O zamana kadar hi kimse bu hazineyi görmemiş ama prenses orada olduğunu biliyormuş. Open Subtitles الآن، لم يكن أحد على الاطلاق هذا الكنز بالطبع، ولكن الأمراء علم أنه كان هناك.
    Kahretsin, adi herif duvarda kamera olduğunu biliyormuş. Open Subtitles اللعنه ابن العاهره علم انه يوجد كاميرات في الجدران اللعنه
    Bunu başından beri biliyormuş gibi davrandım. Seni sınırlarının sonuna dek zorladığımı düşünüyor. Open Subtitles ادعيت أنني كنت على علم بذلك طول الوقت ...هو يعتقد أنني دفعتك ودفعتك
    Dediğine göre ordu onun Camiri'de olduğunu biliyormuş. Open Subtitles قـال بأن الجيش يعرفه في كـاميري.
    Asansörde kamera olduğunu ama koridorda ve servis alanında olmadığını biliyormuş. Open Subtitles عَرفَ كان هناك آلاتَ تصوير في المصاعدِ، لكن لَيسَ في المداخلِ أَو منطقةِ الخدمة.
    Bunu kim yatıysa o duvarın öbür tarafında ne olduğunu tam olarak biliyormuş. Open Subtitles أياً كان من أطلقها كان يعلم ماذا يوجد على الجانب الآخر من الجدار
    Kocasına bir şey olacağını biliyormuş gibi geldi mi sana? Open Subtitles هل خطر لك من قبل أنها ربما كانت تعرف ما سيحدث له؟ كيف؟
    Bakalım neler biliyormuş. Open Subtitles حَسناً، دعنا نَكتشفُ الذي ما عدا ذلك يَعْرفُ.
    Onunla tanıştığımızda, öleceğini biliyormuş. Open Subtitles عندما قابلناها، كانت تعلم مسبقاً أنه سوف تموت
    Özür dilerim Roz. Ama Daphne hamile olduğunu biliyormuş gibi geldi. Open Subtitles الطريق الذي تَكلّمتْ بَدا كما لو أنَّ عَرفتْ بأنّك كُنْتَ تَضِعُ طفل.
    Sanki sırlarımı biliyormuş gibi. Ne yaparsam yapayım saklanamazmışım gibi. Open Subtitles كما لو أنه يعلم أسراري , مثل و أنه لو مهما فعلت لا يمكنني الاختباء منه
    Bir gün keşfinin doğruluğunu kanıtlamak zorunda kalacağını biliyormuş. Open Subtitles إنه يعلم بأنه سيحتاج توثيق إكتشافهم يوماً ما
    Yok efendim kural biliyormuş, yok efendim yetenekliymiş. Open Subtitles حتى إذا هو يحصل على المهارات ويعرف القواعد هذا ما بعد غير معقول
    Sandığın birkaç bin dolar ettiğini biliyormuş. Open Subtitles وكان يعلم بأنه يساوي عدة آلاف من الدولارات.
    Silah kullanmayı biliyormuş. Tüm o kutuları gördün! Yarı müşterisiyle o ilgilenirmiş. Open Subtitles هي تعرف كيفية إستعمال بندقية، لديها دافع، رأيتِ تلك الصناديق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد