Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi, Sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü binlerce insan sebepsiz yere katloldu. | TED | بورما في الأغلال، زيمبابوي هي مأساة إنسانية، وفي السودان مات الآلاف من الناس بغير ضرورة لحروب كان بمقدورنا منعها. |
Eğer İngilizler o fotoğrafları meydana çıkarmasaydı binlerce insan ölebilirdi. | Open Subtitles | لو لم يكتشف البريطانيين ذلك المصور لمات الآلاف من الناس |
Görebileceğiniz gibi bugün binlerce insan tarihe tanık olmak için burada. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا، فهناك آلاف الناس ليشهدوا صناعة التاريخ هنا. |
binlerce insan mahkeme yerine buraya geleceklerdi. | TED | آلاف الأشخاص سيأتون لهنا بدلاً من الذهاب للمحكمة. |
Peki gözlerini dikmiş bizi izleyen binlerce insan ne olacak? | Open Subtitles | واو لكن ماذا عن آلاف الناسِ الذيين سَيُحدّقُوا فينا؟ |
Bir gece binlerce insan ayakta seni alkışlıyor ismini söylüyorlar. | Open Subtitles | ذات ليلة كان هناك ألف شخص واقفاً يهتفون، وينادون باسمك |
Ve son zamanlarda, insanlar pişirme yağları hakkında endişeliler çünkü binlerce insan restoranların atık sularından pişirme yağı arıtırken yakalandı. | TED | ثم مؤخرا ، الناس قلقون جدا من زيت الطهي، لأنه تم العثور على الآلاف من الناس يكررون زيت الطهي من مخلفات المطاعم. |
On binlerce insan bunu haftalık olarak yaparsa, durdurulamaz bir güç olursunuz. | TED | وعندما يفعل ذلك العشرات من الآلاف من الناس بشكل أسبوعي، تصبحون قوة لا يمكن إيقافها. |
Bu proje hakkında aklıma takılanlar eğer binlerce insan bunu yapıyor olsa ilginç olup olmayacağı. | TED | الآن عدد من الأمور التي تدور في رأسي حول هذا المشروع، ألن يكون مثيرا للاهتمام إذا كان الآلاف من الناس يقومون بذلك؟ |
Kaza olduğu yıllarda yüz binlerce insan buradan nakil edildi, ama hepsi bu kaderi kabullenmedi. | TED | وتم إجلاء مئات الآلاف من الناس في وقت وقوع الحادث، ولكن ليس الجميع يتقبل ذلك المصير. |
binlerce insan bunun gibi videolar yolluyor, çoğunlukla ergen kızlar bu yönteme başvuruyor. | TED | الآلاف من الناس ينشرون فيديوهات كهذا، معظمهم فيتات مراهقات يتواصلون بهذه الطريقة |
binlerce insan buna katılıyor ve her biri iki taraflı bir barış çözümüne imza atıyor ve sonra sokağa çıkıyorlar. | TED | آلاف الناس استخدموها وكل منهم وقع على حل سلام بدولتين ومن ثم مشوا في الشارع. |
Çabucak, binlerce insan makinemizi kuruyordu. Böylece NAND2Tetris geniş, açık, çevrimiçi | TED | وفي وقت قصير، آلاف الناس كانوا يبنون جهازنا. |
binlerce insan tam veya yarı zamanlı çalışıyor, ve arabalarında yaşıyorlar. | TED | آلاف الناس يعملون بدوام كامل و جزئي، ويعيشون في سياراتهم. |
O gün itibariyle hiçbir bilginin olmadığı ve benzer şartlarda binlerce ve binlerce insan vardı. Bu nedenle | TED | فسمعنا من آلاف الأشخاص يمرون بظروف مماثلة، مع عدم وجود أي بيانات حول هذا اليوم. |
İnsanlar uzun, kısa cevaplar yazdı. binlerce insan birçok farklı dilde bu çalışmaya katıldı. | TED | ساهم آلاف الأشخاص بالعمل بالعديد من اللغات المتنوعة. |
binlerce insan bu salgın hastalıktan kaçmak için son çabalarıyla caddelerde deli gibi sağa sola koşuşuyor. | Open Subtitles | آلاف الناسِ تَهِيجُ الآن خلال الشوارعِ... في آخر جُهد مسعور لتَفادي الطاعونِ. |
Yaparsam on dakika içinde binlerce insan gelir. | Open Subtitles | لو عملت أي حاجة هيكونُ عِنْدَكَ هنا ألف شخص في 10 دقائقِ |
Hubble Uzay Teleskobu fikir olmaktan çıkıp yörüngeye oturtulsun diye binlerce insan ve 44 yıl gerekti. | TED | إنها تطلب آلاف البشر وأربعة وأربعون عامًا للوصول بتلسكوب هابل الفضائي من مجرد فكرة إلي المدار. |
Burada binlerce insan var ve dünyada milyonlarcası izliyor. | Open Subtitles | هناك آلاف من الحاضرين هنا الليلة والملايين يسمعوننا في أنحاء العالم |
Işık topu yok oldu ve birdenbire binlerce insan ortaya çıktı. | Open Subtitles | الضوء اختفى و آلاف من الناس بدأوا بالظهور فجأة |
Çok şey tehlikedeydi, binlerce insan yılların bilgisi, ve bu savaşta, ki bu bir savaş bilgi elimizdeki tek silah, tamam mı? | Open Subtitles | الضرائر كانت عالية جداً كان هناك الألاف من الناس سنوات من المخابرات في هذة الحرب، وهيا بالفعل حرب المخابرات هيا السلاح الوحيد لدينا أتفقنا؟ |
İzliyorlar ve dinliyorlar bu akşamki devletler birliği konuşmasını orada dışarıda binlerce insan var çocuklarını kaybetmiş. | Open Subtitles | الذين سيشاهدون و يستمعون لخطاب حالة الاتحاد الليله هنالك الآف الناس في الخارج |
İstemli körlüğü bankalarda, binlerce insan onları ödeyemeyecek insanlara ev kredisi verdiğinde görebilirsiniz. | TED | تستطيع رؤية التعامي المقصود في البنوك، عندما باع الآلاف من الأشخاص قروض عقارية إلى أشخاص ليس لديهم القدرة على السداد. |
... Empire şehri geleneksel merkezinde, binlerce insan birarada, | Open Subtitles | مباشرة من مركز مدينه امبير حيث تجد ألاف الناس في مكان واحد |
Ama şimdi web siteniz yüzünden binlerce insan Mordechai'ı biliyor. | Open Subtitles | لكن الآن شكرا لموقعكما هناك الآلاف من الناس الذين يسمعون عن مورديكاي |
Bahsettiğimiz gibi devlet televizyonu ve parlamentonun önünde binlerce insan bulunuyor ve dahası için de çağrılar... | Open Subtitles | إذا كما ذكرنا سابقًا, هنالك الآلاف في الخارج خارج مبنى التلفزيون والبرلمان |
Toplu göç, yüzlerce belki de binlerce insan güneye gidiyor. | Open Subtitles | ... هجرة جماعية للمئات . ربما الاف الناس تتوجه الي الجنوب |