ويكيبيديا

    "bir çocuk değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليست طفلة
        
    • ليس طفلا
        
    • ليس طفلاً
        
    • ليس فتى
        
    • ليس ولد
        
    • وليس طفل
        
    • ليس بالفتى
        
    • ليس بفتى
        
    • ليس شاباً
        
    • ليس طفل
        
    • ليس ولداً
        
    • ليس ولدًا
        
    • تعد فتاة صغيرة
        
    Bu kadar karmaşık veri bir çocuğa yollanır mı? - Herhangi bir çocuk değil. Open Subtitles ـ لكن هكذا بيانات تعتبر معقدة للطفلة ـ إنها ليست طفلة عادية
    Bana sahada belirtilen bir uzman görüşü lazım Robby terbiyesiz bir çocuk değil ama zorbalığa karşı kendini savunduğu için şu anki grup evinde kalabilir, ve Edgewater'a gönderilmez. Open Subtitles انا احتاج رسالة من خبير في المجال يشير الى ان روبي ليس طفلا عنيفا لكنه كان يتصرف دفاعا عن النفس ضد متنمر
    Bak şuna. bir çocuk değil, bir asker. Open Subtitles انظر إليه، إنه ليس طفلاً بل جندي.
    O bir çocuk değil. NCIS özel ajanı. Open Subtitles ليس فتى إنه عميل خاص لمركز التحقيقات البحري
    Kötü bir çocuk değil, sadece kötü çevresi olan, hedefsiz biri. Open Subtitles هو ليس ولد سئ .. هو فقط لم يجد القدوة
    Büyük ihtimal abartıyoruz. Luisa bir çocuk değil. Open Subtitles ربما هذه مبالغة لويزا ليست طفلة
    O normal bir çocuk değil. Asla da olmayacak. Open Subtitles إنها ليست طفلة عادية و لن تكن كذلك
    İyi bir çocuk değil bu kız. Open Subtitles ليست طفلة لطيفة
    Gabbar Singh öylece gidip yakalanabilecek bir çocuk değil, Takur. Open Subtitles جبار سينج ليس طفلا لنحصل عليه حيا ... تاكور.
    O bir çocuk değil, ufak tefek bir adam. Open Subtitles هو ليس طفلا هو رجل عجوز قصير جدا
    Bilmiyorum. Dalga geçtiğimiz bir çocuk değil. Open Subtitles لا ادري، هذا ليس طفلا نخدعه
    Bak şuna. bir çocuk değil, bir asker. Open Subtitles انظر إليه، إنه ليس طفلاً بل جندي.
    Bu bir çocuk değil, bir başvuru. Open Subtitles إنه ليس طفلاً إنه طالب قدم ملفه
    O insanlardansa silahlarla iyi ilişki kuran olgunlaşmamış bir çocuk değil. Open Subtitles فهو ليس فتى غير ناضج يفضّل أن يكوّن علاقة مع مسدسه عن علاقته مع البشر.
    Dört haftadır birbirleriyle görüşüyorlarmış ve inan bana kötü bir çocuk değil. Open Subtitles منذ أربعة أسابيع وصدقنى ليس فتى سيء
    Kötü bir çocuk değil, sadece kötü çevresi olan, hedefsiz biri. Open Subtitles هو ليس ولد سئ .. هو فقط لم يجد القدوة
    Hap yutmayan hasta bir çocuk değil. Open Subtitles وليس طفل مريض لا يريد أخذ حبة دواء
    O kötü bir çocuk değil , bak. Open Subtitles انظر, هو ليس بالفتى السىء
    O kötü bir çocuk değil. Tatlı ve bir kahraman gibi ve... Open Subtitles هو ليس بفتى سيئ، بل طيب وبطولي و..
    Hiç iyi bir çocuk değil. Open Subtitles إنه ليس شاباً صالحاً.
    - Şu mutlu çocuk mu? - O mutlu bir çocuk değil. Open Subtitles أنت تقصد هذا الطفل السعيد هذا ليس طفل سعيد
    Kötü bir çocuk değil ama kız gibi, annesi ona çok yumuşak davrandı. Open Subtitles إنه ليس ولداً سيئاً ولكنه كالبنت أمه رقيقة معه
    Başka bir çocuk değil. Open Subtitles ليس ولدًا آخرًا
    Kusura bakma Susie, artık kızın küçük bir çocuk değil. Open Subtitles أسفة ، سوزي لكن أبنتك لم تعد فتاة صغيرة بعد الأن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد