Bir çok kişi, tüm yaşananların Spassky'yi rahatsız etmek için yapıldığını düşündü. | Open Subtitles | كثير من الناس يعتقدون أن تصرفاته الغريبة فعلها لزعزعة سباسكي |
Bir çok kişi onun Hayalet olduğunu düşündü çünkü tutuklandığı zaman cinayetler durdu. | Open Subtitles | أعتقد كثير من الناس أنه الشبح بسبب توقف جرائم القتل خلال توقيفه |
Bir çok kişi ölebilirdi Julie de ölebilirdi. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَقْتلَ الكثير مِنْ الناسِ. هو يُمْكِنُ أَنْ يَقْتلَ جولي. |
- Sadece ben değil. Bir çok kişi. | Open Subtitles | لست أنا وحدي، الكثير من الأشخاص اليهود و الوثنيين |
Daha tanışman gereken Bir çok kişi var. | Open Subtitles | انت يجب انت تقابلى الكثير من المعازيم هناك طابور طويل من الضيوف |
Bir çok kişi buraya gelip ait olmadığın yerlere burnunu sokmandan hiç hoşlanmıyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس لا يقدرون مجيئك هنا وإلصاق أنفك فيما لا يعود اليك |
Bir çok kişi batacak, | Open Subtitles | سيضر هذا الكثيرين |
Sınıfımdaki Bir çok kişi Şirketler Hukuku'nu seçti. | Open Subtitles | معظم الرجال في صفّي عملوا في شركات محاماة، |
Brown: Siber Komutanlığına gelen Bir çok kişi, | Open Subtitles | كثير من الناس الذين جائوا إلي القيادة الإلكترونية |
Bir çok kişi sizi arıyor. | Open Subtitles | السيد كريسي؟ كثير من الناس يبحثون عنك |
Bir çok kişi bugün çöplükte. | Open Subtitles | كثير من الناس عند مكب النفايات اليوم |
Sanırım Bir çok kişi Malcolm Reynolds adını duymuştur. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن كثير من الناس يعلم (الإسم (مالكولم رينولدز |
Bir çok kişi sizi arıyor. | Open Subtitles | كثير من الناس يبحثون عنك |
Bir çok kişi kürdan çiğner. | Open Subtitles | الكثير مِنْ الناسِ يمضغون عود الأسنان |
Bekleyen Bir çok kişi var. | Open Subtitles | أوه، هناك الكثير مِنْ الناسِ يَنتظرونَ |
- Bir çok kişi öyle söylüyor. | Open Subtitles | - الكثير مِنْ الناسِ يَقُولونَ ذلك. |
Satış için mağazayı yeniden düzenledik çünkü Bir çok kişi erkenden dükkana sızmış ve kıyafetleri saklamış. | Open Subtitles | لقد أعدنا ترتيب المتجر لأجل حملة التخفيضات بسبب الكثير من الأشخاص الذين يتسللون مبكراً لكي يُخبئوا الأشياء. |
Hayır, aslında, bunu yapabilecek Bir çok kişi vardır, ama böyle bir şey yapabilecek birini tanımıyorum. | Open Subtitles | لا, أعني الكثير من الأشخاص قادرين على فعل ذالك ولكني لا أعلم لماذا؟ |
Daha tanışman gereken Bir çok kişi var. | Open Subtitles | انت يجب انت تقابلى الكثير من المعازيم هناك طابور طويل من الضيوف |
Bir çok kişi karşılayabileceği en büyük evi satın alıyor, aslında bundan biraz daha büyüğünü alıyor. | TED | يشتري الكثير من الناس أكبر منزل يقدرون على تحمل مصاريفه، وأكبر قليلا من ذلك في الواقع. |
Birlikteki Bir çok kişi bile teklifi kabul et içeri dön diyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الناس في النقابة حتى، يقولون أقبل العرض وتراجع. |
Bir çok kişi batacak, | Open Subtitles | سيضر هذا الكثيرين |
Çünkü bu durumdaki Bir çok kişi kaçıp saklanırdı ama o mücadele ediyor. | Open Subtitles | لأن معظم الرجال في وضعه سيهربون ويختبئون لكنه ما يزال صامداً |