ويكيبيديا

    "bir örnekti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مثال
        
    • مثالا
        
    Mini minnacık makinelerin hayatınızı nasıl değiştirdiğine ve diğer ucuz 3D -- yazıcıların gündelik yaşamlarımıza nasıl etki ettiğine dair bir örnekti bu. TED وهذا مثال على كيف أن هذه الآلات الصغيرة جدًا أو الطابعات الثلاثية الأبعاد الرخيصة تستطيع تغيير حياتنا اليومية.
    Bu bir örnekti, sanırım, dikkat etmemiz gereken ve bizi rahatlatan bir örnek. TED ذلك مثال لنا لنتامل فيه ولكي نستمد منه الراحة
    Pekâlâ, ADHD yalnızca bir örnekti. TED حسناً، اضطراب قصور الانتباه هو مثال واحد فحسب.
    Dünyadaki insanlara, gaddarlara itaat etmemek için birkaç cesur adamın neler başarabileceğine dair bir örnekti. Open Subtitles -لقد كان مثالا رائعا لتحرير الناس فى جميع انحاء العالم -الذى قام به رجال شجعان رفضوا الخضوع و الاذعان للاستبداد
    - Sence Bill Timchak casus muydu? O bir örnekti. Sonuçlar dünyasında yaşıyoruz. Open Subtitles انه مثالا نحن نعيش في عالم من العواقب
    Bu, asla görmek istemediğim abartılı oyunculuk için kusursuz bir örnekti. Open Subtitles هذا الخطاب الذي ألقيته للتو هو مثال رائع لتمثيل مبالغ به ولا أود أي منكم يقلده
    İyi dedin. Bahsettiğim eğlence kısmına da gayet iyi bir örnekti. Open Subtitles لقد أحسنت القول، وهو خير مثال على المرح الذي أحظى به معك
    Tabii ki burada gösterdiğim sadece teorik bir örnekti. Open Subtitles من الواضح أن الذي أريكم إياه هنا عبارة عن مثال نظري
    Soruşturma Bölümü'nün kabul edilemez sorgulama oranı var . Senin bu sabahki olayın bir örnekti. Open Subtitles والآن معدل الاعتقال غير مقبول وهذا الصباح أكبر مثال
    Sadece bir örnekti. "İhtiras" dersem ne dersin? Open Subtitles كان هذا مثال فقط , لو قلت لك الطموح" ماذا كنت ستقول ؟"
    O gördüğünüz ilk film çalışmalarımdan bir örnekti. Open Subtitles مالذي رأيته هو مثال لأعمالي السابقة
    Hepimiz için bir örnekti. Open Subtitles أنه مثال يجب أن يحتذي به الجميع
    Pekâlâ. Sorun yok, kötü bir örnekti. Open Subtitles حسناً , لا بأس , مثال سئ هذه غلطتى
    Hayatım buna bağlıydı. Bu kötü bir örnekti. Sen vuruldun. Open Subtitles هذا مثال رهيب، فلقد تعرضت لطلق ناري
    Eklemlere inanmıyorum ama vücudumuzu onlar bir arada tutuyor." -- Bu serbest çağrışımlara bir örnekti.-- "Sonunda yurt odama dönebildim ve oraya vardığımda bir türlü sakinleşemedim. TED أنا لا أعتقد بالمفاصل، ولكن انهم يعقدون جسمك معاً. " انها مثال لأصعب الحالات. أخيراً عدت إلى غرفتي، وهناك لم اتمكن من الإستقرار.
    Ama evet bu çok iyi bir örnekti. Open Subtitles لكن هذا مثال جيد
    Bu mükemmel bir örnekti. Open Subtitles اتعلم هذا مثال رائع
    Bu küçük bir örnekti... Open Subtitles كان هذا مثال صغير
    Kahve öğütücüler sadece bir örnekti. Open Subtitles لقد كانت مطاحن البن فقط مثالا
    Bu kötü bir örnekti. Open Subtitles وهذا هو مثالا سيئا.
    Tamam, kötü bir örnekti. Berbat bir örnekti. Demek istediğim; Open Subtitles حسناً، كان ذلك مثالا سيئاً، مثالا فظيعاً، ما أقصده أنّك لست (برينان)، إتفقنا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد