ويكيبيديا

    "bir ışık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • من الضوء
        
    • يزيد الضوء
        
    • هناك ضوء
        
    • الضوء على
        
    • ضوئي
        
    • الضوء في
        
    • ذلك الضوء
        
    • ضوء من
        
    • ضوئية
        
    • ضوءً
        
    • إضاءة
        
    • هذا الضوء
        
    • هنالك ضوء
        
    • ومضة ضوء
        
    • نور في
        
    Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. TED ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله.
    Tarif edemiyorum... parlayan bir ışık, duman veya başka bir şey... tümseğin orada alışılmadık bir şeyler... olduğunu hissetmeme yol açtı. Open Subtitles أنا غير قادر تماما على وصفها ومضة من الضوء أو الدخان أو شيء مما أشعرنى بأن شيئا ما خارج عن المألوف
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Orada bir ışık var. Oraya gidip, nereden geldiğine bakmayı düşünüyorum. Open Subtitles هناك ضوء فى البعد وسوف اقود الى هناك لأكتشف اين نحن
    - Albay. Senin bu duruma bir ışık tutabileceğini umuyordum. Open Subtitles كنت أتمنى أنه يمكنك تسليط بعض الضوء على الوضع هنا
    Kızın yaptığı müzik her şeyi, inanılmaz bir ışık gösterisine çevirdi. Open Subtitles الموسيقى التي كانت تعزفها لقد حولت كل شيء لعرض ضوئي مذهل
    Ama benim hayaletim ise öldüğünü ve sonra bir ışık çakması gördüğünü söyledi Open Subtitles ولكن شبحي قال انه مات وبعد ذلك كان هناك وميضا كبيرا من الضوء
    Ve ağaçların arasından göz kırpan güneş, sadece bir ışık demetidir. Open Subtitles والشمس التي تختلس النظر عبر الأشجار إنها فقط شعاع من الضوء.
    Sonra sen geliyorsun ve ufak bir ışık parlamasıyla sonsuza kadar sönüyor. Open Subtitles ومن ثم تأتي أنت وذلك الوميض الصغير من الضوء يتم إخماده للأبد
    Karanlıkken, bir boşlukta, bir insan gözlerinize doğru bir ışık tutarsa, onu göremezsiniz. TED عندما يكون هناك ظلام في مكان, إذا سلط شخص شعاع من الضوء على عينيكم مباشرةً فأنت لن تروه.
    bir ışık türünü diğerlerinden farklı kılan şey, dalga boyudur. TED الأمر الوحيد الذي يجعل نوعا من الضوء مختلفا عن غيره هو طول الموجة.
    Bir kez daha kapağı kaldırıp içine baktığında sıcak bir ışık demeti dışarı çıktı ve uzaklaştı. TED وعندما رفعت الغطاء مرة أخرى لتختلس النظر، ارتفع شعاع دافئ من الضوء ورفرف بعيدًا.
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Sonra ortaya elektronik aksamla çalışan her şeyi bozan parlak bir ışık çıktı. Open Subtitles و عندها كان هناك ضوء ساطع و اللذي أوقف جميع الإلكترونيات عن العمل
    Sabah, güneş ışığı aşağı parlayacak ilk büyüteç camında, shot bardağının altında bir ışık demeti odaklanması olur. TED في الصباح, ستشرق الشمس وتنعكس على أول عدسة مكبّرة, لتسليط شعاع ضوئي أسفل الكأس الزجاجية.
    Uzun bir tünelin sonunda parlak bir ışık vardı. Open Subtitles كان هناك ذلك الضوء اللامع فى نهاية نفق طويل
    Her bir ışık, ipek liflerle tavandan sarkıtılmış saydam salgı tüpünün içinde bulunan bir larvanın arka tarafından yayılmaktadır. Open Subtitles يأتي كلّ ضوء من النّهاية الخلفيّة ليرقة حيث يقبع في أنبوب شفّافي من المخاط يتدلّى من السّقف بخيوط حريريّة.
    Normal ışıktan daha yavaş hareket eden bir ışık fotonu yaptım. Open Subtitles لقد صنعتُ وحدة ضوئية التي أبطأت من سرعة سفر الضوء العادي
    Ama rüyamda anahtarı alıp mağara duvarındaki yuvaya koyuyorum ve parlak bir ışık beliriyor. Open Subtitles ولكني بأحلامي آخذ المفتاح وأضعه بشق جدار الكهف وأرى ضوءً براقاً
    Ama sıradan bir sekreter, ev hanımı ya da genç kendi sınırlı imkanıyla karanlık bir odada ufak bir ışık yakabilir. Open Subtitles لكن حتى سكرتيرة عادية أو ربة منزل او مراهقة يستطيع كل منهم بطريقته الخاصة البسيطة إضاءة ضوء صغير في غرفة مظلمة
    Sadece, sıcak, seni çağıran bir ışık görürsen, ona doğru gitme. Open Subtitles , لو أنك رأيت هذا الضوء اللامع الدافئ لا تذهب إليه
    Parlak bir ışık ve şiddetli bir ses oldu sonra birden ortadan kayboldun. Open Subtitles كان هنالك ضوء باهر وجلبة صاخبة، وبعدها... اختفيتَ ببساطة
    Geceleri o dar patikada yürümeye devam etmeye karar verdim ancak ilk defa bir ışık yakaladım. TED وكان هو قرار السير في ذلك الطريق الصعب. لكن للمرة الأولى، لمحت ومضة ضوء.
    Elektriğimiz olsa, çocuklarımızın hayatında bir ışık olurdu. Open Subtitles مع الكهرباء سيكون هناك نور في حياة اولادي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد