"bir şey görmüyorum" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أرى أي شيء
• أرى أيّ شيء
• أرى شيء
• لا أرى شيئاً
• لا أرى أي شئ
• لا أرى شيئًا
• أرى أى شئ
• أرى أيّ شئ
• أنا لا أَرى أيّ شئَ
• لا ارى شيئا

Cesedi kesmek için en uygun yer küvet ama bir şey görmüyorum.
الحوض هو المكان البديهي لتقطيع جثة لكنّي لا أرى أي شيء هنا

Sadece gözlerimi açıyorum. Daha fazla bir şey görmüyorum.
أنا أفتح عيني على آخرهما ولا أرى أي شيء أكثر من ذلك حقاً

- Ben bir şey görmüyorum.
‫لا أرى أيّ شيء

Ona sor, bunda yanlış bir şey görmüyorum.
إسئله.. لا أرى شيء خاطئ فيما يفعله.

Bu sıra üzerinde hâlâ isimlerimizi görüyorsun, oyunlarımızı, Balthazarı... fakat ben hiç bir şey görmüyorum.
أترى أسماءنا محفورة على المقعد لعبنا مع بالثازار لكني لا أرى شيئاً

Kameralarda bir şey görmüyorum ama hareket detektörlerim yanıp yanıp sönüyor.
لا أرى أي شيء على كاميراتي لكن كشافات الحركة عندي تضيء في المكان كله

Aptal luau ile ilgili bir şey görmüyorum ama... Bu garip gözüküyor.
أنا لا أرى أي شيء لواو لكن هذا يبدوا غريب

Gaz pedalına baskı yapan herhangi bir şey görmüyorum.
لا أرى أي شيء عالق إزاء ضاغط السرعة

Kırılmış bir şey görmüyorum. Bir şey olmuş mu bilmiyorum...
لا أرى أي شيء محطم لا ارى أي شيء

bir şey görmüyorum. Belki de gelmekten vaz geçmişlerdir.
أنا لا أرى أي شيء ربما انهم لن يأتو

Ben bir şey görmüyorum.
لا أرى أيّ شيء حقاً

Ben bir şey görmüyorum.
إنّي لا أرى أيّ شيء.

Ben bir şey görmüyorum.
لا أرى أيّ شيء.

Ben bir şey görmüyorum, bu ne demek.
،أنا لا أرى شيء إذا كان هذا ما تعنيه

Senin hayatında da ayakta işeyen bir şey görmüyorum.
لا أرى شيء مهماً في حياتكِ إيضاً

Evet, kayıp bir çocukluk dışında bir şey görmüyorum.
إنني لا أرى شيئاً في هذا الصندوق سوى طفولةٍ ضائعة

Gözlerindeki kanın ardında ilgi çekecek bir şey görmüyorum.
لا أرى شيئاً مميزاً في الدماء التي خلف عينيك

Ben bir şey görmüyorum.
إنني لا أرى أي شئ

Olağan dışı bir şey görmüyorum.
لا أرى شيئًا خارجًا عن المألوف.

- bir şey görmüyorum. - Sen bağırırken hızlı süren adam.
ـ لا أرى أى شئ ـ إنه الشخص الذى مر بنا بسرعة عندما كنتِ تصرخين

- Ben bir şey görmüyorum.
أنا لا أرى أيّ شئ

Catherine, şunu söylemeliyim ki, delil olabilecek bir şey görmüyorum.
كاثرين، وَصلتُ إلى أُخبرْك، أنا لا أَرى أيّ شئَ تجريبيَ.

- Güzel bir şey görmüyorum.
لا ارى شيئا جميلا قط