Ve satrancı son derece iyi oynayan ise işte bu şaşırtıcı robot, bir şey hariç: bu aslında hiç de bir robot değil. | TED | وهي عبارة عن انسان آلي يلعب الشطرنج بمهارة، ما عدا شيء واحد: انه ليس انسان آلي بأي شكل. |
Bir şey hariç. Beni hiçbir zaman iş hattından aramadı. | Open Subtitles | ما عدا شيء واحد انه لا يتصل بي ابدا على هاتف العمل |
Şimdiye kadar istedikleri her şeye sahiptiler Bir şey hariç. | Open Subtitles | لديهم كل شيء يريدوه ما عدا شيء واحد |
Bir şey hariç istediğin her şeyi yapabileceğin bir dünya yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع عالماً لتفعلي به أي شيء تريدينه، ماعدا شيء واحد... |
Küçük Bir şey hariç. | Open Subtitles | ماعدا شيء واحد صغير |
Çoraplarınızı, yaralarınızı dikeceğim, ve benden ne isterseniz yapacağım, Bir şey hariç. | Open Subtitles | و سأضمدكما عندما تجرحان و سأصنع لكما أى شيء تطلبانه بإستثناء شيء واحد |
Dün söylediğin her şeyde haklıydın Bir şey hariç. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد كنتي على حق بشأن كل ماقلته بالأمس بإستثناء شيء واحد |
Dünya'da onun gibi bir şey yok. Bir şey hariç: | Open Subtitles | لاشئ مثله على الأرض ما عدا إستثناء واحد |
İstediğim tek şey bu. Bir şey hariç. | Open Subtitles | فيما عدا شيء واحد |
Bir şey hariç: O bir yalancı. | Open Subtitles | عدا شيء واحد, انه كاذب |
Bir şey hariç. | Open Subtitles | عدا شيء واحد. |
Hikaye düzgün, Bir şey hariç. | Open Subtitles | القصه مقنعه ماعدا شيء واحد |
Bir şey hariç. | Open Subtitles | ماعدا شيء واحد... |
Bir şey hariç. | Open Subtitles | ماعدا شيء واحد |
Dünya'da onun gibi bir şey yok. Bir şey hariç: | Open Subtitles | لاشئ مثله على الأرض ما عدا إستثناء واحد |