| Orasını bilmiyoruz. Yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | نحن لا نعرف ذلك، يجب أن يكون هناك شيء يمكنني فعله |
| Hayır, alabileceğim başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا,يجب أن يكون هناك شيء آخر يمكنني أن أشتريه |
| Farklı bir şey olmalı. Doğru ya, karımı becermiştin. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيء آخر نعم صحيح، وطأت زوجتي |
| Yapabileceği bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شئ تستطيع هى فعله |
| Onun yerine alabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء أنت سَتَأْخذُين في مكانِه، العطر؟ تيكيلا؟ |
| Yapabileceğimiz başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء آخر يمكننا أن نقوم به |
| Kitle konusunda, hatta her konuda yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء يمكنك فعله بشأن الكتله |
| Öyleyse Dünya'da özel olan bir şey olmalı, evrenin merkezi olmalı diye düşündüler. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن يكون هناك شيء خاص حول الأرض، يجب أن تكون مركز الكون. |
| Onun için yapabileceğimiz başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود شيء .آخر يمكننا فعله لأجلها |
| Yani bizim de verebileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | اذًا لا بد من وجود شيء نعطيه له في المقابل |
| Yani bizim de verebileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | اذًا لا بد من وجود شيء نعطيه له في المقابل |
| Öyleyse başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | . إذاً لابد أن هناك شئ آخر |
| Hayır, hayır ölmesine izin vermeyeceğim... bir şey olmalı. | Open Subtitles | رقم رقم وأنا لن يدعها يموت. يجب أن يكون هناك شيء ما. |
| Yapabileceğiniz bir şey olmalı. Bu öğleden sonra oynamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شئ تستطعين فعله أريد أن ألعب هذا اليوم |
| Düşündüm ki, Eva olmadığına göre, özel bir şey olmalı. | Open Subtitles | اعتقدت أن إيفا ليست هنا لا بد أن هناك شيئاً خاصاً |
| Fare olmak harika bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه أمر رائع بالنسبة للفأر |
| Ölmeden önce yapmak istediğin bir şey olmalı! | Open Subtitles | و لكن لابد أن هناك شيئاً ما تود فعله قبل أن تموت |
| Onu kamyondan bile kurtardın. Çok özel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لقد أخذتيه من السيارة لابد أنه شيء مميز للغاية |
| Sana sunabileceğim, istediğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من شيء يمكنني منحه لك شيء تريده |
| Doktor. Sana güvendiğimi söyleniyorum ama yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسناً يا دكتور ، أنا لا أثق بك لكن لابد من وجود شئ يمكنك فعله |
| Sihrinin olması ve işe yarar olmak güzel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه مِن الجميل أنْ يمتلك المرء سحراً ويكون مفيداً |
| Bana söylemeni istediği bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك شيء يُريدُك أَنْ تُخبرَني. |
| Buna ben neden oldum. Yapabileceğim bir şey olmalı. | Open Subtitles | لقد فعلت بك هذا لابد أن هناك شىء أستطيع فعله |
| Başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيء أخر، لا يمكن أن تكون هذه الحقيقة |