Herkesin yapacak bir şeyi var! | Open Subtitles | الكل لديه شيئاً ليعمله الكل لديه شيء هام |
Gece boyunca meşgul olacağız. Şimdi oyalanacak bir şeyi var. | Open Subtitles | سنكون منشغلين طوال الليل الآن لديه شيء ليقوم به |
İzin günlerinde herkesin yapacak bir şeyi var, benim dışımda. | Open Subtitles | كل شخص لديه ما يفعله في أيام إجازته إلا أنا |
Anlaşılan herkesin kaybedecek bir şeyi var. | Open Subtitles | من الواضح أن كل شخص لديه ما يخسره |
Makinenin senin için bir şeyi var, yoluna devam etmeni sağlayacak. | Open Subtitles | الآلة لديها شيء بالنسبة لك لنرسل لك في طريقك |
Onun da bir şeyi var ve o da bir erkek. Haklısın. | Open Subtitles | لو كان لديه عضو فهو رجل حقّا |
Claire, Alex'in bir şeyi var sanırım. | Open Subtitles | (كلير) , أعتقد أن هنالك خطب ما بـ(آليكس) |
İstiridyeler ve seksin ortak bir şeyi var. | Open Subtitles | المحار والجنس لديهما شيء مشترك |
Sıra dışı bir tiki, göz hareketi korkusu, ifadesi veya benzeri bir şeyi var mı diye, bakabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكن البحث عن حركات مثيره للإهتمام مثل التشنجات , الخوف , التوتر أشياء كهذه من فضلك ؟ |
Adamın duygulara yakın bir şeyi var, hep vardı. | Open Subtitles | إن الرجل لديه شيء قريب العواطف، لديها دائما. |
Adamın duygulara yakın bir şeyi var, hep vardı. | Open Subtitles | الرجل لديه شيء قريب من العاطفة لطالما كان لديه هذا الأحساس |
Onları güvende tutmaya yetecek kadar güçlü bir şeyi var. | Open Subtitles | لديه شيء هائل بما فيه الكفاية للحفاظ على سلامتهم. |
Ne istersen söyle ama babanın Ottavio için bir şeyi var. | Open Subtitles | قل ما تشاء ولكن والدك لديه شيء لأوتافيو |
Moriyama-san'ın seninle konuşacak bir şeyi var. | Open Subtitles | وقال انه لديه شيء لمناقشتة معكم |
Saklayacak bir şeyi var gibi davranmıyor Emily. | Open Subtitles | انه لا يتصرف و كأن لديه ما يخفيه إيميلي |
Söyleyecek bir şeyi var, söylemek istiyor, ben de bunu istiyorum. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه ما يقوله وهو يريد أن يقوله (أريده في (ستون دقيقة |
Ama bu barın senin süslü barının asla sahip olamayacağı bir şeyi var. | Open Subtitles | ولكن هذة الحانة لديها شيء لن يحصل عليه مكانك الفاخر |
- Sanırım bizim için bir şeyi var. | Open Subtitles | -أعتقد أن لديها شيء لنا |
Onun da bir şeyi var ve o da bir erkek. Haklısın. | Open Subtitles | لو كان لديه عضو فهو رجل حقّا |
Claire, Alex'in bir şeyi var sanırım. | Open Subtitles | (كلير) , أعتقد أن هنالك خطب ما بـ(آليكس) لا أعلم , نوع ما من الدجاج |