ويكيبيديا

    "bir şeyi yok" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنها بخير
        
    • إنه بخير
        
    • هو بخير
        
    • إنّه بخير
        
    • انه بخير
        
    • هي بخير
        
    • ليس لديه ما
        
    • أنها بخير
        
    • إنه على ما يرام
        
    • ليس لديه شيء
        
    • أنه بخير
        
    • إنّها بخير
        
    • تدمير أيّ شيء
        
    • سوف يكون بخير
        
    • يوجد خطب في
        
    Onları suya sok. Bir şeyi yok. İyileşecek. Open Subtitles إدخلوهم إلى الماء، إنها بخير إنها ستكون بخير
    Bir şeyi yok. Aşırı tepki vermeyi kes. Open Subtitles .إنها بخير .توقفي عن المبالغة في ردة الفعل
    Tamam millet. Bir şeyi yok. Şimdi sakinleş. Open Subtitles حسنا للكل إنه بخير إرتاحوا فقط و سوف أفتح التلفاز
    Ben sadece uyumasına yardım ettim, tatlım. Bir şeyi yok. Open Subtitles لقد إضطررت لأن أساعده في النوم يا عزيزتي، هو بخير
    Onun Bir şeyi yok. Sadece biraz boy attı. Open Subtitles إنّه بخير إنّها مجرّد طفرة في النمو
    Hiç birşeyi yok. Doktorla konuştum. Bir şeyi yok. Open Subtitles انه سليم، ليس مصاب بشيء، رايت الطبيب انه بخير
    Bir şeyi yok. Benimle konuşuyor, o kadar. Open Subtitles هي بخير ، تتكلم معي فقط هذا كل شيء
    Bir şeyi yok. Yolun aşağısında oynuyordu. Open Subtitles إنها بخير لقد رأيتها تلعب في الشارع
    Bir şeyi yok. Open Subtitles إنها بخير رائحتها كريهة قليلاً
    Bir şeyi yok. Gayet iyi. Kitap okuyor. Open Subtitles لا شيئ ، إنها بخير ، إنها تقرأ
    Bir şeyi yok. Menenjiti bile yok. Open Subtitles إنه بخير , إنه لا يعاني حتّى من التهاب السحايا
    Bir şeyi yok. İletişim yetilerini üstünde çok çalışıyor, ilerleme kaydediyor. Open Subtitles إنه بخير ويعمل بجد على مهاراته للتواصل إنه يصنع تقدماً
    Kendi kendini cezalandırıyorsun. Davey'in Bir şeyi yok. O iyi! Open Subtitles أنت تُعاقب نفسك ديفىبخير,إنه بخير.
    Hayır, Bir şeyi yok. Central Park'ta. Open Subtitles لا، هو بخير إنه في الحديقة الرئيسيّة
    - İyi, Bir şeyi yok. Open Subtitles هل هو بخير ؟ نعم هو بخير , بخير تماماً .
    Bir şeyi yok. Bu sadece bir fasulye silahı. Open Subtitles إنّه بخير إنّه مسدس حبات الفول
    Söylüyorum, Bir şeyi yok. Sadece bir bakalım Hugh. Open Subtitles أخبرك، انه بخير فقط انظر نظرة خاطفة سريعة، هيو
    Bir şeyi yok, gayet iyi durumda. Güven bana, sadece uyuyor. Open Subtitles هي حسنا هي بخير أعدك هي فقط نائمة
    Bir ay içinde idam edilecek, bu da demek oluyor ki, bu nehrin ötesinde ondan daha tehlikeli kimse yok, çünkü kaybedecek Bir şeyi yok. Open Subtitles و سيعدم بالكرسي الكهربائي بعد شهر و هذا يعني أنه لا يوجد من هو أخطر منه على ضفة هذا النهر لأنه ليس لديه ما يخسره الآن
    Bir şeyi yok. Gidip yat sen. Open Subtitles أنها بخير عودى لنومك
    Bir şeyi yok, hipnotize ettim. Open Subtitles إنه على ما يرام. تحت تنويماً مغناطيسياً.
    Muhtemelen sadece etrafında dönüyor. Yapacak fazla Bir şeyi yok. Open Subtitles إنه فقط يستعمل القوة والتهديد ليس لديه شيء آخر يفعله
    - Hayır, Bir şeyi yok. - Gidip bir baksam iyi olmaz mı sence? Open Subtitles كلا , أنه بخير ألا تعتقد أنه من الأفضل أن ألقى نظرة ؟
    Öldürmedi, Vogel'ın Bir şeyi yok. Yates, kadınları birkaç hafta tutuyor. Open Subtitles لم يقتلها، إنّها بخير إنّه يبقي على نسائه أحياء لأسابيع
    Ve tam ben her şey bitmiş derken, tam daha başka Bir şeyi yok edemez ya da daha kötü bir şey yapamaz derken... Open Subtitles وأنّه لا يمكنه تدمير أيّ شيء آخر أو فعل أيّ شيء أسوأ...
    Bir şeyi yok ver şunu bana. Kan. Open Subtitles سوف يكون بخير فقط أعطينى هذه
    - Çocuğun Bir şeyi yok. Yaralı değil. - Evet. Open Subtitles لا يوجد خطب في الصبي ليس لديه أية آثار للجروح

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد