CA: Siz ve meslektaşlarınız arasında, olası bir af anlaşması üzerine, ciddi bir görüş ayrılığı içinde olduğunuz bildirildi. | TED | كريس: تم الحديث عن انه هناك عدم اتفاق بينك و بين زملاءك حول اي سيناريو يمكن فيه منح سنودين عرض عفو. |
Tam bir af sayılmaz, şartlı salıverilme. Bay Mayhew'u tanıyor olmalısın. | Open Subtitles | اٍننى لم أحصل على عفو كامل و لكننى خرجت بالاٍفراج المشروط ، أنت تعرف مستر مايهيو على ما أعتقد |
Bu baş savcılıktan bir af ve beraat kağıdı. | Open Subtitles | هذا عقد عفو وإطلاق سراح من مكتب المدعي العام |
Bu bir af hikâyesi değil. | Open Subtitles | هذه ليست حكاية عن الغفران. |
Daha önce de dediğim gibi bu bir af hikâyesi değil. | Open Subtitles | هذه ليست حكاية عن الغفران. |
Ona kapsamlı bir af teklif edeceksiniz. | Open Subtitles | سنعرض عليك ما قد يصل إلى العفو التام |
Burrows ve Scofield için bir af bildirecek. | Open Subtitles | ستقوم الرئيسة بإعلان العفو التام (عن (بوروز) و (سكوفيلد |
Ve ayrıca siz de ona, bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm soygunlar için koşullu bir af garanti ettiniz. | Open Subtitles | وضمنتَ لهُ عفو مشروط وعفو كامل عن كل السرقات التي ارتكبها |
Ne yazık ki olabilir,... bir af olmadığı sürece. | Open Subtitles | لسوء الحظ فإنه سيحدث إلا إذا حصل على عفو |
İş birliği yapanlara genel bir af çıkarılması daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | أفترض أن هناك عفو معتاد .لكل أولئك الذين تعاونوا .. |
Size hizmet ettiğim süre boyunca işlenen her suç için resmi bir af yazmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أنت سوف تصدر عفو رئاسي كامل لي عن كل الجرائم التي قد ارتكبتها في وقت خدمتي لك |
Daha önce ortaya çıkmasalar bile suikastçılar hakkında bilgi paylaşacak kişiler ve aileleri için genel bir af. | Open Subtitles | عفو كامل لأي شخص و لأسرته مقابل أية معلومات عن القتلة، حتى و إن لم يدّلوا بأي شهادة من قبل |