Uzak bir bölge ancak yerel polis yola koyuldu bile. | Open Subtitles | انه في منطقة بعيدة والشرطة المحلية في طريقها الى هناك |
Uzak bir bölge ancak yerel polis yola koyuldu bile. | Open Subtitles | انه في منطقة بعيدة والشرطة المحلية في طريقها الى هناك |
Kendi adamlarından biri patron olacak ama sana yeni bir bölge verecekler. | Open Subtitles | أحد رجالهم سيصبح رئيسهم الجديد ولكنهم بكل تأكيد سيعطونك منطقة لتسيطر عليها |
Beynin bir bölgesi aktif olduğunda, yani nöral bir bölge aktif olduğunda, kan dolaşımı beynin o bölgesine doğru yön değiştirir. | TED | وعندما تعمل منطقة من الدماغ .. اي تعمل منطقة عصبية منه فان الدم يندفع اليها لتغذيتها |
Cenevre'yi Donnie'nin züppelesmedigi bir bölge ilan edelim, olur mu? | Open Subtitles | لنجعل جنيف خالية من دوني الوغد |
Yoğun nüfuslu bir bölge içinden Doğu Helena'dan Helena Gölü'ne akıyor. | TED | انه يمر ضمن منطقة مكتظة بالسكان من شرق هيلينا .. الى بحيرة هيلنا |
48 saat içinde uçuşa yasak bir bölge kurduk çünkü Kaddafi'nin 48 saat içinde ulaşabileceği uçakları yoktu. | TED | فقد اقمنا منطقة حظر تجول فوق تلك المدينة خلال 48 ساعة لان القذافي لا يملك سلاح طيران استغرق ذلك فحسب 48 ساعة |
Adil ticaretle şeftali alıp "bugünlük yeter," demek ve paranızla suçsuz bir bölge satın almak sorunu çözmez. | TED | ليس الأمر مثل أن تشتري خوخا بسعر مناسب و ينتهي الأمر، أو أن تشتري بأموالك منطقة متاحة للبيع. |
Bu yaklaşıma göre evrenimizin ayrıca şunu temsil ettiği çıkarımı yapılabilir: sonsuz bir genişleme süreci içinde daha büyük kozmik gerçeklikte bir bölge. | TED | لو اقتنعنا بهذا المفهوم، فهذا يعني أن كوننا يمثل منطقة واحدة صغيرة من واقع كوني أكبر والذي يمر بمرحلة أبدية من التضخم المستمر. |
Bu tarz bir düşünceyi özellikle kullanabileceğini bildiğimiz bir bölge Orta Doğu'dur. | TED | منطقة واحدة تحديدا يمكنها أن استخدام هذا النوع من التفكير هي الشرق الأوسط. |
Yani burası olağanüstü aktif bir bölge. Sadece karanlık kasvetli bir yer değil. | TED | لذلك فهي منطقة نشطة بطريقة غير أعتيادية فهي ليست مجرد ظلام. فهي منطقة حيوية جداً. |
Uzak ve dağlık bir bölge, bir mavi bölge. Bu bölgede uzun ömürlü olmak her iki cinsiyet için de yaygın. | TED | في منطقة جبلية نائية، منطقة زرقاء، حيث التعمير بشكل كبير شائع في كلا الجنسين. |
Etkinlikte, şehirde geliştirilmek istenenler yeni bir bölge oluşturularak yapıldı. | TED | كان ما فعلوه هو أن لديهم منطقة جديدة أرادوا تطويرها في المدينة. |
Ayrıca beynin derinliklerinde amigdala denilen bir bölge olduğunu da öğrendik. Kendi duygu araştırmamızda bunun üzerinde çokça çalışmıştık. | TED | تعلمنا أيضًا أنه توجد منطقة في الدماغ تسمى اللوزة الدماغية، كنا ندرسها في أبحاثنا عن الحركة كثيرًا. |
İki fotoğraf da size Samanyolu gibi bir galaksinin etrafında bir bölge gösteriyor. | TED | كِلا هاتان الصورتان توضحان منطقة مُحيطة بمجرة تشبه درب التبانة. |
Paraplejiler, kuadriplejiler gibi omurilik yaralanmaları olanlar genellikle, yaralanmanın olduğu seviyenin hemen üstünde çok çok duyarlı bir bölge geliştirirler. Vücudun her yerinde olabilir. | TED | الأشخاص الذين لديهم إصابات في الحبل الشوكي مثل أنواع مختلفة من الشلل غالبا تظهر عندهم أماكن شديدة الحساسية أعلى منطقة الإصابة أينما كان هذا |
Bu küf kolonisinin etrafında ise beklenmedik bir şekilde bakteriden tamamen arınmış bir bölge vardı. | TED | وحول هذه المستعمرة من العفن كانت منطقة خالية كليا وبشكل غير متوقع من البكتيريا. |
Birçoğu, insanların, bir kural olarak, tercih edebilecekleri özel bir bölge fikrini bütünüyle anlıyor. | TED | كثير منهم مع فكرة وجود منطقة خاصة يمكن للناس ان تختارها كقاعدة. |
Birincisi, çok tutucu bir bölge olan Pashtun, Kandahar'dan Lima Sahar. | TED | واحدة منهم ، ليما سحر ، وهي من البشتون من قندهار ، وهي منطقة محافظة جدا في البلد |
İçinde karışıklık, açlık ve keder olmayan bir bölge sağlamalıyız. | Open Subtitles | "علينا أن نتخيل منطقةٌ، خالية من الاضطراب، والمجاعة، والمحن" |
Devriyeye çıkan bir bölge Savcı Yardımcısı mı? | Open Subtitles | مٌدعي عام يخرج في جولة ميدانية ؟ |
Poseidon'un Mezarlığı diye bilinen tehlikeli bir bölge var. | Open Subtitles | هذه أشدّ المناطق غدراً تُعرف باسم باحة عظام (بوسايدن) |