Beynin bir bölgesinde gerçekleşen bu güç kesintisi, bölgesel bir elektrik kesintisine benziyor. | TED | هذا مماثل لانقطاع الكهرباء في منطقة في الدماغ، انقطاع كهربائي موضعي |
Ama Etiyopya'nın bir bölgesinde ebeveynlerin yeni bebeklerine isim seçmeyi bir ay veya daha fazla ertelediklerini öğrenmek beni oldukça şaşırttı. | TED | ولقد تفاجأت حين علمت أن في منطقة ما في أثيوبيا يؤخر الآباء اختيار أسماء لمواليدهم لمدة شهر أو أكثر |
Her lisan, beynin başka bir bölgesinde tutulur. Ve ben de onları uyardıkça... | Open Subtitles | كل لغة تكون مخزنة في منطقة مختلفة في المخ , وأنا أحفزهم |
Çoğunlukla daha küçük yaştaki çocuklarda olur, biliyorum. Omurgasının çok geniş bir bölgesinde yer alıyor. | Open Subtitles | انها تقع في منطقة كبيرة جدا من عموده الفقري. |
1965 yılında, Missisippi deltasının oldukça fakir bir bölgesinde, ülkedeki ilk iki sağlık merkezinden birini Doktor Geiger kurdu. | TED | في عام 1965 أسس الدكتور جيجر واحد من أول مركزين من مراكزالصحة المجتمعية في هذا البلد، في منطقة فقيرة وقاسية في دلتا الميسيسيبي. |
Metodlardan ilki, bizim de en çok kullandığımız olan, beyninin küçük bir bölgesinde kalıcı hasar olan hastaları incelemektir. Beyninin küçük bir bölgesinde genetik bir değişiklik olmuştur. | TED | إحدى الوسائل، التي نستخدمها بشكل رئيسي هي النظر في المرضى الذين تعرضوا لضرر دائم في منطقة صغيرة في المخ حيث هناك تغير جيني في منطقة صغيرة في المخ |
Bir sonraki zorluk, alana baktığımızda şehrin gerçekten gelişen bir bölgesinde resimde gördüğünüz birçok bina orada yoktu. | TED | فكان التحدي التالي عندما تفقدنا موقع البناء وهو في منطقة حقاً متنامية في المدينة حيث معظم هذه المباني التي تراها في الصورة، لم تكن هناك. |
"ıssız bir bölgesinde, yüksek buğday ovalarında kurulmuş bir köydür. | Open Subtitles | في منطقة يدعوها أهل كنيساس هناك |
Bu geceki araştırmamızda Kuzey Rusya'nın uzak bir bölgesinde bulunan olağanüstü bir yere davet edildik. | Open Subtitles | لتحري هذه الليلة لقد وجهت إلينا دعوة إلي مكانًا غير عادي يقع في منطقة نائية "في شمال "روسيا |
Wasp-18b uzayın soğuk bir bölgesinde şekillenmişti yıldızından uzakta. | Open Subtitles | نشأ "واسب-18بي" في منطقة باردة من الفضاء بعيدًا للغاية عن نجمه |
Gavrilo Princip, Bosna'nın dağlık ve fakir bir bölgesinde doğmuştu. | Open Subtitles | ولد (جافريلو برنسب) في منطقة جبلية فقيرة من البوسنة |
11 Eylülden üç gün sonra, keşif uyduları Afganistan'ın uzak bir bölgesinde radyoaktif hareketlilik tespit etti. | Open Subtitles | منذ ثلاث أيام و بعد أحداث الحادي عشر من سبتمبر أقمار الاستطلاع الصناعية إلتقطت مصدر حراري مشع "في منطقة قبلية بـ "أفغانستان |
Örneğin burada, Boulder'da geliştirilen ve buradan kontrol edilen Kepler uzay aracı birkaç yıldır gökyüzünün posta pulu büyüklüğünde bir bölümünü gözlemliyor ve binlerce gezegen keşfetti -- gökyüzünün diğer kısımlarından farklı olduğunu düşünmediğimiz posta pulu büyüklüğündeki bir bölgesinde. | TED | مثلًا، مركبة Kepler الفضائية التي تم بناؤها ويتم التحكم بها من هنا في بولدر، لاحظتْ على مدار السنتين الماضيين منطقة في السماء بحجم طابع بريد، وعثرتْ على آلالف من الكواكب -- في منطقة واحد من السماء بحجم طابع بريد لا نعتقد أنها تختلف عن أي جزء آخر من السماء. |
- Şehrin daha iyi bir bölgesinde. | Open Subtitles | - في منطقة افضل من البلدة |
O gün, bir kıta Amerikan ve Afgan askeri, yerel bir köyün yaşlılarıyla buluşacak bir grup devlet memurunu, bir grup Afgan devlet memurunu, korumak üzere Afganistan'ın bir bölgesinde ilerliyordu. | TED | في ذلك اليوم، كان فيلق من القوات الأمريكية والأفغانية في طريقهم إلى منطقة في أفغانستان للمساعدة على حماية مجموعة من المسؤولين الحكوميين، مجموعة من المسؤولين الحكوميين الأفغانيين، الذين كانوا سيلتقون ببعض شيوخ بعض القرى المحلية. |