Demek istediğim, gerçekten bir birey olabileceğin bir dünyanın parçası olmak istemez miydin? | Open Subtitles | أقصد، أنتِ تريدين أن تكوني جزءاً من عالم حيث يمكنكِ أن تكوني شخصاً محترماً، صحيح؟ |
Bir gün, bir uzaylı gemisi keşfedilmemiş bir dünyanın bulutlarını delip geçecek. | Open Subtitles | مركبة فضائية للمخوقات الفضائية سوف تخترق الغيوم من عالم غير مكتشف. |
Tüm hayatım boyunca, ait olmadığım bir dünyanın parçası olmak istedim. | Open Subtitles | رغبت طوال حياتي أن أكون جزءا من عالم غير عالمي |
Ama bir plajda denize karşı dikilirken, şunu düşünmenizi istiyorum: O anda, çok acayip bir dünyanın kenarında durmaktasınız. | TED | ولكن عند وقوفك على الشاطئ، أريدك أن تُفكر انك تقف على حافة عالم غير مألوف للعادة. |
Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir dünyanın kapısını açtık. | Open Subtitles | فَتحنَا باب إلى عالم لا نَعْرفُ شيءَ عنه |
Bu adam Ona, bilgi, düşünce ve ideal dolu bir dünyanın kapılarını açar. | Open Subtitles | فتح لها عالماً جميلاُ من المعرفة والآراء والأفكار. |
Kocaman ve belirsiz bir dünyanın tam kenarındayım. | Open Subtitles | أقف على احافة عالماً واسع |
Böyle bir dünyanın hayalini kurmak fevkalade bir şey, teknolojinin bizi tamamıyla anladığı bir dünya, --yaşadığımız, çalıştığımız ve iletişim kurduğumuz yer-- insan deneyimini artıran araçlarla, insanlığımızı kısıtlayan makinelerle değil. | TED | من المهم أن نحلم بهذا العالم عالم حيث يمكن للتكنولوجيا أن تفهمنا حقاً-- حيث نعيش، ونعمل ونتواصل-- مستخدمين أدوات تعمل على تعزيز التجربة الإنسانية، وليس آلات تعمل على الحد من إنسانيتنا. |
Diğer bir değişle şu an bildiğimiz dünya çok daha büyük bir dünyanın küçücük bir parçasından ibaret. | Open Subtitles | بمعنى آخر، العالم الذي نعرفه محض رقعة صغيرة من عالم أكبر بكثير. |
Onlar artık var olmayan bir dünyanın parçası, Hod. | Open Subtitles | انها جزء من عالم لم يعد موجود , هود |
Başka bir dünyanın yaratıklarını. - Onlar yalnızca heykel. | Open Subtitles | إنها مخلوقات من عالم آخر - لكنها مجرد تماثيل - |
Burası daha iyi bir dünyanın modeli. | Open Subtitles | انه نموذج من عالم افضل |
Burada tamamen başka bir dünyanın parçasıyım. | Open Subtitles | انني جزء من عالم مختلف هنا |
Dostum Ozin'in boğazını keserken, artık var olmayan bir dünyanın kurallarına göre yaşıyordum. | Open Subtitles | شق حنجرة صديقي (أوزن) كنت أعيش بقواعد من عالم لم يعد موجود |
Antropologlar arasında, kendi dünyanı gerçek manada anlayabilmek için, kendini sana yabancı bir dünyanın içerisine kaptırman gerektiğine dair yaygın bir kanı vardır. | Open Subtitles | هناك إعتقاد شعبي بين علماء الإنسانيات بأنك يجب أن تغمر نفسك في عالم غير مألوف لكي تفهم عالمك حقاً |
İnanılmaz. Bu başka bir dünyanın vorteksi olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الدّوامة التي تؤدي إلى عالم آخر. |
Marshall'ın yadigârı o kadar da küçük değildi, ama şirketleştirilmiş bir dünyanın içine itildikçe ve çevresini kurtarma hayalinden uzaklaştıkça, o Fiero'ya daha da sıkı tutundu. | Open Subtitles | تذكار مارشال لم يكن صغيراً جداً ولكن كلما وجد نفسه مدفوعاً إلى عالم الشركات وبعيداً عن حلمه بالمحافظة على البيئه |
Bu sihirli ayna başka bir dünyanın kapılarını açmak için kullanılabilir, sihirin olmadığı bir dünya, | Open Subtitles | هذه المرآة يمكن أن تستخدم بوابة إلى عالم آخر، عالم خال من السحر، |
Bu adam Ona, bilgi, düşünce ve ideal dolu bir dünyanın kapılarını açar. | Open Subtitles | فتح لها عالماً جميلاُ من المعرفة والآراء والأفكار. |
Kocaman ve belirsiz bir dünyanın tam ucundayım. | Open Subtitles | أقف على احافة عالماً واسع |
Anlarsınız ya, coğrafya derslerinde iklim krizinin bizler gibi kaybedecek hiçbir şey olmadığını ancak kazanacak çok şey olduğunu anlamış insanlar tarafından tam vaktinde davranılarak aşılmış bir zorluk olarak öğretildiği bir dünyanın hayalini kuruyorum. | TED | تعلمون، حلمتُ بهذا العالم حيث تعلّم فصول الجغرافيا أزمة المناخ كواحدة من أكبر التحديات التي ربحها الناس مثلي ومثلكم، الذين تصرفوا في الوقت المناسب لأنهم فهموا لا يوجد شيء يخسرونه ويربحون كل شيء. |