Eski bir fıkra vardır. İki yaşlı kadın Catskill'de bir dağ otelindedirler. | Open Subtitles | هنالك نكتة قديمة.سيدتان متقدمتان في السن في أحد المنتجعات الجبلية في كاتسكيل |
Makineli tüfekçilerinden iyi bir fıkra duymuştum. Neydi adamın adı? | Open Subtitles | سمعت نكتة جيدة من مدفعي الوسط ، ماذا كان اسمه؟ |
bir fıkra vardır. | TED | لدينا نكتة. هذا هو منحنى الوباء، و أعتقد أن كل شخص في الطب، |
Ona komik bir fıkra anlatarak ya da başka şeyler yaparak etiketi hak etmen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تستحق الطابع ، عن طريق أخباره نكته طريفة |
Yeni fıkrayla birlikte sabah büromda ol, yepyeni bir fıkra olsun ama. | Open Subtitles | كن في مكتبي غدا صباحا ، بنكتة جديدة ، و تأكد أنها جديدة |
Dün gece işte, Jeffrey, kadınları çok küçük düşüren bir fıkra anlattı. | Open Subtitles | الليلة الفائتة في العمل أخبر جيفري طرفة عن النساء. |
Saygısızlıktan söz etmişken, bir fıkra anlatabilir miyim? | Open Subtitles | كلامفيهوقاحة هل تحب سماع نكتة رائعة جدا؟ |
Peki, Don Rickles olduğunu düşün ve bir fıkra anlat, tamam mı? | Open Subtitles | تظاهر بأنك دون ريكلس واحكي نكتة ، حسنا ؟ |
Peki, Don Rickles olduğunu düşün... ve bir fıkra anlat, tamam mı? | Open Subtitles | تظاهر بأنك دون ريكلس واحكي نكتة ، حسنا ؟ |
Dizi seçilseydi her dizide başka bir fıkra anlatacaktım. | Open Subtitles | علمها ولو كان تم اختيار العرض لكنت سأقول في كل حلقة نكتة مختلفة |
Eski bir fıkra vardır. Ringde bir ödül boksörü vardır. | Open Subtitles | هناك نكتة قديمة حول معركه الجائزه في الحلقة. |
Rahibe ve piskoposla ilgili bir fıkra daha biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف آخر نكتة عن نون والمطران الدائمة كامل. |
Titrek ihtiyarın teki bir bara girmiş aptal bir fıkra anlatmış ben de nefes borusunu dosya klasörümle parçalamışım. | Open Subtitles | عجوزُ أخرق، دخل لحانة، و روى نكتة غبية، فقمتُ بتهشيمِ قبضتهِ الهوائية بواسطة يداي المجردتين. |
- Bu arada Conway Twitty bunu yapmayı bırakıp, bir fıkra yaz diyor. | Open Subtitles | كونواي تويتي يقول توقف عن ذلك فقط اكتب نكتة |
Bir keresinde birisi vazelin ile ilgili bana bir fıkra anlatmıştı ama şu anda hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | أحدهم قال لي مرة نكتة عن الفازلين ولكن لا أستطيع أن أتذكر تماما |
Benim fıkra anlatmam bizim ailede gelenektir ve bu özel günde de aileyle ilgili bir fıkra anlatacağım. | Open Subtitles | فهناك إخبار نكات خلال هذا العشاء الخاص وعندي نكتة خاصة جداً عن عائلة. |
Üç rahip bir tavernaya giriyor ve hayır, bu bir fıkra değil. | Open Subtitles | ثلاثة قساوسة يدخلون إلى حانة، ولا، هذه ليست بداية نكتة. |
Bakın size bir fıkra anlatayım: | Open Subtitles | أتعلم, هناك نكتة عن ذلك الملاكم الذي يدخل الحلبة... |
Gene ırkçı bir fıkra mı- | Open Subtitles | أنها لن تكون نكته عنصرية مثل سابقتها؟ |
Beni mutlu etmek istiyorduysan bir fıkra anlatabilirdin. | Open Subtitles | حسنًا، إذا كنت تريد أن تجعلني سعيدًا كان بإمكانك أن تخبرني بنكتة |
* Dedem dedi ki, "git bir fıkra anlat onlara * | Open Subtitles | * جدي قال "اخرج وأخبرهم طرفة * |
Yeni bir fıkra öğrendin mi Bill? | Open Subtitles | هل سمعت أى نكات جيدة في الآونة الأخيرة ، (بيل)؟ |
Bu gece gerçekten çok kaliteli bir dinleyici kitlemiz var... ben de size çok incelikli bir fıkra anlatacağım". | Open Subtitles | يبدو أن لدينا جمهوراً مكرراً الليلة و لدي بعض النكات المكررة لأقولها لكم" |