Bir ay içinde size tek bir fikirle birlikte geri döneceğiz. | Open Subtitles | حسنا سوف نعاود الأتصال بك فى خلال شهرة بفكرة واحدة فقط |
Her şey, 2004 Kasım'da ortaya çıkan çılgın bir fikirle başladı. | TED | بدأ كل شيء بفكرة جنونية في نوفمبر 2004. |
Dolayısıyla, hava yastığı kullanamayız. Bu nedenle inişle ilgili çok daha zekice bir fikirle geldik. | TED | و لذلك لا نستطيع أن نستخدم الوسائد الهوائية. و ذلك توجب علينا أن نأتي بفكرة إبداعية جديدة للهبوط بهذه المركبة. |
Düşünme kısmı sana ait. Ve bu sefer de iyi bir fikirle geldin. | Open Subtitles | أنت الذي يقوم بالتفكير، وقد أتيت هذه المرَة بفكرة جيدة أيضاً |
Bugün buraya paylaşmaya değer sadece bir fikirle geldim ve onun ne olduğunu biliyorsunuz. | TED | أنا هنا اليوم مع فكرة واحدة تستحق النشر، وقد حزرتم ماهي. |
Esasen, bir fikirle başlarlar onu tüm şehirde pazarlayıp, biraz sermaye edinirler sonra da daha büyük bir şirkete satarlar Microsoft veya Oracle ya da Intel gibi. | Open Subtitles | جوهريا ، فأنهم بدأو بفكرة ليتم تسويقها حول البلدة مع ارتفاع قليل لرأس المال وبعد ذلك يبيعها لشركة أكبر |
Seni hiçbir yerde bulamıyorum ve şimdi sana bir fikirle geliyorum kendimi hazırlıyorum, sen ise karamsarlığınla bunu mahvediyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع إيجادك في أي مكان والآن أحضر إليك بفكرة وأضع نفسي على المحك وتدحضها بسلبيتك |
Ama o koca şişman kayayı oradan kaldırmak için daha ucuz ve zeki bir fikirle gelmediğin müddetçe bu anlaşma olmayacak. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي انه اذا كنت لا تخرج بفكرة ذكية للغاية ورخيصة حول كيفية التخلص من تلك الصخرة الضخمة عندذلكنحنليس لديناأتفاق. |
Ama sonra biri daha iyi bir fikirle çıkageldi. | Open Subtitles | وحاولوا عزل انفسهم ثم جاء آخرون بفكرة اروع |
Bir daha aptal bir fikirle geldiğimde... bana aptallaştığımı söyle tamam mı? | Open Subtitles | في المرة المقبلة التي آتي بها بفكرة غبية أخبريني بأني أصبحت غبية ، اتفقنا؟ |
Eğer işçilerden biri giderleri azaltan veya üretimi hızlandıran bir fikirle gelirse 50,000 $ ikramiye kazanacaktı. | Open Subtitles | فإن جاء أحد العاملين بالمصنع بفكرة تقوم بتوفير تكاليف أو تزيد من سرعة الخطوط فإنه يحصل على مكافأة قدرها 50 ألف دولار |
- Olamaz! Planımız dışarı çıkıp bir fikirle geri gelmekti! | Open Subtitles | الخطة كانت أن تخرج وترجع بفكرة! ليس أن ترجع بشخص |
Mesela dün, Delia Ann Lee'nin yemeğinde minik pastalar sunmak gibi süper bir fikirle geldim ama Lemon karşı çıktı ve ben de itiraz edemedim. | Open Subtitles | مثل البارحة إعتقدت بأنّني أتيت بفكرة جيدة جداً بأَن يَكون لدينا كعكات صغيرةُ في غداءِ اليوم لداليا آن |
Ya da beni dışlamak haricinde başka bir fikirle gel, evlat edinmek gibi mesela! | Open Subtitles | أو آتِنا بفكرة ما، مثل أنْ نتبنّى طفلاً أو شيء من هذا القبيل، بدلاً من جعلي كالجماد |
Onları yetiştirmelisin. Şimdi "hayır" derler, başka bir fikirle geri dönerler. | Open Subtitles | يجب ان تتعامل معهم ، لقد قالو كلا الان عد لهم بفكرة اخرى |
Aslında benim sana teşekkür etmem lazım bu süper bir fikirle geldiğin için. | Open Subtitles | يجب ان اشكركِ انتي لجلبكِ بفكرة جيدة كهذه |
Her zaman bir taslak, bir fikirle başlar. | TED | فدائما ما يبدأ برسم تخطيطي، بفكرة |
Bu sorunu çözmek için kendi adıma 2012'de acımasız bombalamalar ve yoksulluktan kırılan Nijerya'nın kuzeyindeki küçük bir köye yerleştim... ...bir fikirle: Bu güvensizliğin yayılmasını durdurmak için tarımın gücünü bir iş yaratma motoru olarak kurarak ekonomik bir tampon oluşturabilir miyiz? | TED | للقيام بدوري لحل هذا التحدي، في 2012 انتقلت إلى قرية صغيرة شمالي نيجيريا في وسط منطقة تأثرت مؤخرًا بانعدم الأمن، التفجيرات الوحشية وتفشي الفقر بفكرة هل نستطيع خلق حاجز اقتصادي لإيقاف انتشار عدم الأمن عبر تفعيل قوة الزراعة كمحرك موفر لفرص العمل؟ |
Peki size sadece basit bir fikirle, insanların mahkeme deneyimlerini güzelleştirebileceğinizi, hukuka ve mahkeme kararlarına uyma oranını artırabileceğinizi, ayrıca kamunun hukuka güvenini artırabileceğinizi söylesem ne düşünürdünüz? | TED | ماذا تظنون لو أخبرتكم أنه بإمكانكم تحسين خبرة الناس بالمحاكم، زيادة التزامهم بالقانون وتعليمات المحكمة، كل هذا مع زيادة الثقة العامة بنظام العدالة بفكرة بسيطة؟ |
Bunun tam aksine, Vikipedi son derece radikal bir fikirle başlar, ve bu fikir, dünyadaki her insanın insanlığın tüm bilgilerine serbest olarak erişebileceği bir dünyanın hayali üzerine kuruludur. | TED | ويكيبيديا، على النقيض، تبدأ بفكرة جذرية جداً، وأنها لنا جميعاً لنتخيل العالم الذي يُعطى فيه كل فرد على الكوكب حق الوصول الى مجموع كل المعرفة الإنسانية. |
Her şey bunu devam ettirecek imkânsız bir fikirle başladı: Hiçbir çocuk geride kalmayacak. | TED | لقد بدأ هذا الأمر كله مع فكرة مستحيلة واحدة كما ستستمر في ذلك، فعلا: لا إقصاء لأي طفل. |