bir gül de bir adamı attan düşürmedi, değil mi? | Open Subtitles | وما من وردة أوقعت رجلاً يوماً عن صهوة جواد، صحيح؟ |
Bunlar eski ve basit moleküller ama bu molekülleri yüzünüzün önündeki iki küçük deliğe çekerseniz, aklınızda açıkça bir gül etkisi yaratacak. | TED | إنها مجرد جزيئات عادية، لكن إذا شمها أحدكم عن طريق عضو الشم على وجوهكم، سيرسم في أذهانكم انطباع على أنها وردة. |
Açan bir gül mü, ürkek bir menekşe mi? Belki de gelinim olmayı düşünüyordur. | Open Subtitles | زهرة من البستان ام وردة بنفسج ؟ ربما أنها تفكر بأن تكون عروستى |
Zehirli bir gül haline geldim komutanımı öldürmeliyim. | Open Subtitles | لا بد لي أن اصبح زهرة مسمومة لكي أقتل قائدي |
Benim için çalışan bir adam, şu an kapı dışarı edildi. Bir kadına, kısa bir notla birlikte bir gül verdiğini ortaya çıkardım. | Open Subtitles | لق قال لى رجل يعمل عندى أنه عند بابى عرف أنه أعطى ورده إلى إمرأه |
Günbatımında dağın tepesinde sihirli bir gül her gece çiçek açarmış. | Open Subtitles | وعند غروب الشمس على قمة ذلك الجبل كانت تتفتح كل ليلة وردة سحرية وتمنح الخلود لكل من يقطفها |
Aşağı, sokağa indin ve Dylan'ı bir kefene sardın sonra avucuna Botanik Bahçesi'nden alınmış bir gül koydun. | Open Subtitles | وبعدها وضعتي وردة جلبتها من الحديقة النباتية و قمت بوضعها في يده |
Her hareketimin izlenmesi gururumu okşasa da her sabah kapımın önünde bir gül olması çok daha güzel olurdu. | Open Subtitles | ملاحقتي في كل مكان يثير بداخلى الإعجاب وردة حمراء على عتبة منزلي كل صباح ربما تكون أكثر إغراءاً |
Beyaz bir gül, güvenebileceğin bir güldür. | Open Subtitles | الوردة البيضاء هي وردة تستطيع ان تثق بها |
Patrick Broadbent'ın annesi anma törenine tek sarı bir gül getirmiş. | Open Subtitles | باتريك برودبنت الام تركت وردة صفراء واحدة في حفله التأبيني |
Sonra ona iki hafta boyunca hergün ona bir gül vermelisin. | Open Subtitles | بعد ذلك تشتري لها وردة كل يوم لمدة أسبوعين. |
Tek bir gül vereceksin hem ucuz hem asil bir davranış. Ben de mal gibi 11 gül vereceğim sevgilime öyle mi? | Open Subtitles | وردة حمراء واحدة تظهرك بسيطا وانيقا وانا الاحمق الذي ساعطي حبيبتي 11 وردة |
O narin bir gül gibidir. Ona dikkatle davranmalısın. | Open Subtitles | انها مثل وردة حساسة يجب أن تعاملها بعناية |
Gücünü insanları kurtarmakta kullanıyor ve ardında bir gül bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تستخدم قواها لتنقذ البشر وتغادر وتترك وردة |
Bana bir gülü hatırlatıyorsun. Mutlak bir gül... - ...değil mi? | Open Subtitles | أنت تذكرني بزهرة، زهرة رائعة - لست بجمال زهرة بالتأكيد - |
yeni açan bir gül gibi, sabahları parlayan ve hayat dolu... | Open Subtitles | زهرة متفتحة حديثاً تلمع من الندى في الصباح |
Yaka çiçeği olarak beyaz bir gül istiyorum. | Open Subtitles | زهرة بيضاء، فيما يخص زهرة العروة الخاصة بي |
Katil kurbanların göğüslerine solmuş bir gül bırakıyor. | Open Subtitles | الرجل يقوم بترك ورده ذابله على صدر الضحيه |
Olacak kardeşim. Ödül sensin. bir gül gibi! | Open Subtitles | بل تريدك , يا أخى , أنت الجائزة يالجمالها , أنظروا اليها |
Eşinize bir gül almak... | Open Subtitles | زهور جميلة من أجل زوجتك؟ |